ERSOY ÇELİK I BOLD ANALİZ
Türkiye, tarihinde eşi benzeri görülmemiş ekonomik kriz, hayat pahalılığı, enflasyon ve dolayısıyla sefalet dönemi yaşıyor. Bir litre benzinin 40 liranın üzerine çıktığı, etin kilosunun 700 liraya dayandığı ve orta segment oturabilir evlerin kiralarının 20 bin lira olduğu ülkede, emekli maaşı 10 bin, asgari ücret ise 17 bin lira.
Çarşı pazar yangın yeri gibi, millet feryat figan. Seçim sonuçlarına da yansıdı yaşanan sefalet ve AKP, tarihinde ilk kez ikinci parti seviyesine düştü. Millet yaşadığı sefaletin faturasını Erdoğan’a ve AKP’ye kesti haliyle. Ancak ne halkın yaşadığı sıkıntılar ve ne de seçim sonuçları, AKP’lileri alıştıkları lüks yaşamdan alıkoyamadı. AKP İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı, Gazze’deki dram için “duyar kastıktan” sonra, Fransa’nın Monaco kentinde, kraliyet ailesinin referansıyla girililen restoranda, 250 gramı 2 bin 500 lira olan ıstakozlu ziyafetini paylaştı sosyal medya hesabından. Eski AKP milletvekili ve yerel seçimlerde Çankırı Belediye Başkan adayı olan Hüseyin Filiz ise torunlarıyla gittiği Maldivler’deki süper lüks tatilinin fotoğraflarını tweet attı.
13 BİN 200 LİRALIK ATKI TAK, ŞEBNEM BURSALI’YI LİNÇ ET
Seçim hezimetinin faturasını kesecek yer arayan Aktroller, herkesten daha fazla tepki gösterdi Şebnem Bursalı’ya ve Hüseyin Filiz’e. Sokaklarda sefalet kol gezerken, bilhassa emekliler yiyecek ekmeğe muhtaç hale gelmişken, Bursalı’nın yediği ıstakoz ve Hüseyin Filiz’in Maldivler tatili, elbette vicdan sahibi herkesi rahatsız etti. Ancak en çok rahatsız olanlar AKP’lilerdi. Neden? Sanki kendileri bu umarsızlık ve görgüsüzlükleri hiç yapmıyormuş gibi, Bursalı ve Filiz’e hakaret yağdırdılar, AKP’den “defolup” gitmelerini istediler. Linç alayın başında, bugünkü kurdan 13 bin 200 liralık Louis Vuitton marka atkı takan eski AKP MKYK üyesi Mücahit Birinci vardı. “Milletimiz geçim sıkıntısındayken siz gidip Monaco’da ıstakoz yiyemezsiniz. Partimizden defolup gidin kardeşim!” dedi Bursalı’ya. Erdoğan’ın “pis işlerinin maşası” Metin Külünk ise X hesabından yaptığı paylaşımda, “Öğle yemeğinde soframızda domates peynir ekmek ve çay ile imtihan olurken çok mutlu idik, Şimdi Istakoz ve Şımarıklık ve Maldivler ile imtihan olmak sadece bizi değil topyekün milletimizi yoruyor” ifadelerini kullandı.
📌Öğle yemeğinde soframızda domates peynir ekmek ve çay ile imtihan olurken çok mutlu idik,
Şimdi Istakoz ve Şımarıklık ve Maldivler ile imtihan olmak sadece bizi değil topyekün milletimizi yoruyor.📌AK Parti’nin üzerine inşa edildiği davayı sırf bir merkez Sağ siyaseti olarak…
— Metin KÜLÜNK (@mkulunk) April 15, 2024
ERDOĞAN, HER 40 SANİYEDE BİR ASGARİ ÜCRET HARCIYOR
Sadece bu iki örnek bile AKP’deki kokuşmuşluğun, çürümenin net ifadesi oldu. Çünkü linç alayının başına geçen trollerin bizzat kendileri, Saray dalkavukluğunun gölgesinde, lüks ve şatafatlı hayat yaşıyordu. Metin Külünk, Sedat Peker’den her ay aldığı 10 bin dolarlık “maaşın” hesabını veremezken, Mücahit Birinci ise 13 bin 200 liralık atkısını, “Biz kimiz de o atkıyı takabiliyoruz dimi… Mütedeyyinler, maneviyata sahip insanlar kim ki… Dünyanın meşru nimetlerinden tek, azınlık ama egemen düşüncenin kurşun askerleri faydalanır” ifadeleriyle savunmuştu. Üstelik Mücahit Birinci, Şebnem Bursalı’ya kapıyı gösterdiği paylaşımında, sanki Erdoğan, çok mütevazi bir hayat yaşıyormuş gibi, Erdoğan’ın yer sofrasında çekilmiş fotoğrafını paylaştı. Oysaki Erdoğan’ın ve ailesinin sadece sarayının halka günlük maliyeti, Ocak ayı rakamlarına göre, 33 milyon 600 bin lira idi. Bir asgari ücreti 40 saniyede, en düşük emekli maaşını ise 27 saniyede harcıyordu Erdoğan sarayında. Uçan saraylar, yazlık saraylar, binlerce koruma ve onların araçların masrafları ise bu rakama dahil değil.
EMİNE ERDOĞAN’IN 50 BİN DOLARLIK ÇANTASINI GÖRMEDİLER
Erdoğan, her 40 saniyede en az bir asgari ücret, yani 17 bin lira harcarken, bu masrafını millete ödetirken, Şebnem Bursalı’nın Monaco’da yediği 2 bin 500 liralık ıstakozun ya da Hüseyin Filiz’in “kendi paramla gittim” şeklinde açıklama yaptığı Maldivler tatilinin lafı olur? Olur olmasına da, evvela balığın koktuğu yere, yani bu vicdansız müsrif düzenin başına, Erdoğan’ın yaşantısına bakarsanız olur. Emine Erdoğan, 50 bin dolarlık çantayla gezsin ve her seyahatte de farklı farklı çantalar kullansın, altın varaklı saray mutfağında kilosu 2 bin 200 lira olan beyaz çay içip Yeni Şafak’ın ifadesiyle “sade hayat” yaşasın, halkın önüne çıktığında da “Porsiyonlarımızı küçültelim” diye nutuk çeksin de Şebnem Bursalı, ıstakoz yerine etsiz lahmacun mu yesin? Reisi ve first ladysinin izinden gidecek elbette. Erdoğan, Marmaris’e 300 odalı yazlık saray yaptırırken, Hüseyin Filiz de Ağva’da çadır kurup tatil yapacak değil herhalde!
Kriz Saray'a uğramamış: Emine Erdoğan Japonya gezisinde 50 bin dolarlık Hermes çanta taktıhttps://t.co/Sw79JgkFIj pic.twitter.com/UbYaxKKVHM
— Halk TV (@halktvcomtr) June 27, 2019
BURSALI’YI VE FİLİZ’İ LİNÇ ET, ELİNİ YIKA VE ÇIK
Şebnem Bursalı ve Hüseyin Filiz ne kadar umarsız ve görgüsüzse, onlara güya tepki gösteren Mücahit Birinci ve Metin Külünk gibileri de en az onlar kadar insafsız, izansız ve vicdansız. Üstelik onlardan çok daha profesyonel dalkavukluk yapabilme performansı gösteriyorlar. Şebnem Bursalı ve Hüseyin Filiz’e tepki gösterip, kendilerini temize çıkaracaklar, ellerini yıkayıp çıkacaklar. Şebnem Bursalı’nın damat Berat Albayrak’ın abisi Serhat Albayrak’ın olduğu Turkuvaz Medya’nın elemanı olduğunu da biliyorlar. Bu yüzden de el altından Serhat Albayrak’ı ve Pelikan Çetesini dövüyorlar. Ayrıca Metin Külünk, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterilmemiş olmasının, Mücahit Birinci ise milletvekili yapılmamış olmasının intikamını alıyor kendince. İntikamlarını da en hassas noktayı, halkın içinde bulunduğu sefaleti istismar ederek almaya çalışıyorlar.
Ama yok öyle elini yıkayıp çıkmak. Saklanamazsınız, sıyrılamazsınız. Hepiniz oradaydınız.