Avrupa Parlamentosu’nun Moldova ve Gürcistan Raporları’nda Hizmet Hareketi’ne ilk kez doğrudan atıf yapıldı.
Avrupa Parlamentosu’nun (AP) taslak Türkiye Raporu yayınlandı. Raporda Türkiye’ye yönelik sert eleştiriler yeralıyor ve Türkiye ile müzakerelerin kesilmesi çağrısı yapılıyor.
Gazeteci Selçuk Gültaşlı AP Taslak Raporu ışığında Türkiye-AB ilişkilerindeki son durumu yorumladı. Gültaşlı’ya göre AB, Türkiye ile ilişkilerini pragmatik bir düzleme oturtmuş durumda:
“Şu an Türkiye’ye biçilen rol aday ülkeden ziyade üçüncü bir ülke gibi. İlişkilerini sürdürmek zorunda olduğu bir ülke gibi yani Rusya gibi, Çin gibi bir ülke, adaylığı konuşulmuyor bile. Sadece Hizmet Hareketi’yle ilgili değil, diğer insan hakları ihlaleriyle de ilgili olarak tepki görmüyoruz. Mesela HDP’nin liderleri cezaevinde ama ciddi bir tepki görmüyoruz. AB daha pragmatik bir ilişki belirlemiş durumda Türkiye’yle ilgili. Dolayısıyla resmi platformlarda çok ciddi bir tepki görmüyoruz.”
“Konseye müzakereleri resmen kesin çağrısı”
“Bu tipik bir Kati Piri raporu. Eskilerin tabiriyle efradına cami ayarına mani bir rapor. Türkiye’de yaşanan pekçok sıkıntıyı konu edinmiş. Geçen seneki reporda Piri demişti ki, ‘Türkiye’deki anayasa değişikliği yürürlüğe girerse, yani Başkanlık sistemi uygulanmaya başlarsa bu AB’nin tüm değerlerine aykırı olacaktır, dolayısıyla AB Türkiye ile adaylık müzakerelerini durdurmalıdır’ demişti. Şimdi bunlar uygulamaya girdi, Piri de diyor ki ‘Konsey’e çağrıda bulunuyor ve Türkiye ile üyelik müzakerelerini resmi olarak askıya alın’ diyor.
Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’a ismen atıf yapılmış ve serbest bırakılmaları isteniyor ismen. Önemli yerinde talepler.”
“Kati Piri’ye ‘adresi açıkça belirtmelisiniz’ dedim”
“Rapora eleştirdiğim bir önemli konu şu; Mesela rakamlar var raporda, şu kadar insan görevden alındı, şu kadar insan hapiste deniyor ama kurbanların ismi verilmiyor. Yani neden bu insanlara bu mağduriyet yaşatılıyor dediğinizde bir adres yok. Oysa biz biliyoruz ki bu insanlar Hizmet Camisı’na mensup oldukları için bu kadar gadre maruz kaldılar. Kati Pri’ye bunun isimlendirilmesi gerektiğini ifade ettim.
Basın Hürriyeti konusunda da geniş bir paragraf var ve orada rapor iyi. Özetleyecek olursak rapor, Türkiye’nin aday üye olma vasfını tamamen yitirdiğini söylüyor. Ama rapor tabi değişecek tekliflerle, ben daha da sertleşeceğini düşünüyorum.
Raporda işkence iddialarına değiniliyor ve araştırılması isteniyor ancak adres yok. Halbu ki insan hakları dernekleri kendi raporlarında, bu insanların mağduriyet yaşamalarının tek nedeni Hizmet’le olan irtibatlarıdır deniyor.”
“Hizmet Hareketi’yle ilgili ilk”
“Avrupa Parlamantesu iki tane rapor yayınladı Türkiye taslak raporunun açıklandığı gün. Birisi Moldova ortaklık anlaşması raporu, diğeri Gürcistan ortaklık anlaşması raporu. Moldova özellikle önemli. Avrupa Parlamentosu ilk defa Gülen Cemaati’ne destek diye nitelendirilebilecek bir karar aldı. Diyor ki Moldova raporunda AP, ‘Biz Moldova’dan kaçırılan 6 Türk vatandaşıyla ilgili son derece endişeliyiz, Moldova’nın bu insan kaçırma teşebbüsüne izin vermesini de şiddetle kınıyoruz’ diyor. Şiddetle kınama diplomatik dilde en sert ifade. Bir daha bu tür hadiselerin tekürrür etmemesi için de tedbir istiyorlar.
Gürcistan Raporu’nda ise Türk Hükümeti’nin Gürcistan’da Hizmet Camiası’yla ilgili olduğu gerekçesiyle okulları kapatmasını ve Türkiye’nin baskılarına direnmemesi eleştiriliyor ve Gürcistan’a bu baskılara direnme çağrısı yapıyor. Rapor Avrupa Birliği’ne de diyor ki; Gürcistan gibi ülkelere Türkiye’nin baskılarına direnebilmesi için destek vermeli.
Raporlar ele alınırken Alman Parlamenter Rebecca Harms bir konuşma yaptı ve “Türkiye’nin bu iki ülkeye çok büyük baskı yaptığını, insanların kaçırıldığını, bunların Hizmet Hareketi üyeliri olduklarını ve Türkiye’de de hapishaneye gönderildiklerini” ifade etti ve AB’ye de çağrıda bulundu.
Bu Hizmet Hareketi’ne destek gibi görülüyor ama konuştuğumuzda ‘Biz Gülen Cemaati’ne destek veriyoruz yorumu yanlış olur. Biz Türkiye’de her grup gibi Gülen Cemaati mensuplarının da insan haklarının korunmasından yanayız’ diyorlar. Bu çok önemli. Yani Kati Piri’nin raporunda eksik olan kısım bu iki raporda var.”