BOLD ÖZEL
Türkiye’de aileler bankalara ipotekli: Vatandaşın borcu 542 milyar TL


Türkiye’de hane halkının bankalara borcu 491,8 milyar liraya yükseldi. Ailelerin aylık gelirinin yüzde 50’si borçlara harcanıyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 2017 yılı 3’ncü çeyreğine ilişkin finansal hesaplar raporuna göre, Türkiye’de hane halkının 541,7 milyar lira borcu var.
Borçlu olunan kurumlar arasında da ilk sırada bankalar geliyor. Ailelerin borçlarının yüzde 90’dan fazlası, yaklaşık 491,8 milyar lira ile bankalara, kalanı ise finansman şirketleri, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve varlık yönetim şirketlerine dağılmış durumda.
İHTİYAÇ KREDİSİ BORCU 206 MİLYAR
Doğruluk Payı sitesinin derlediği verilere göre bu borçların yüzde 38’ini ihtiyaç kredisi oluşturuyor. Ailelerin toplam 206 milyar lira ihtiyaç kredisi borcu ve 16 milyar lira da TOKİ’ye borcu bulunuyor.
Önceki yıllara ilişkin hesaplar raporlarından toplam hane halkı borç miktarını derlediğimizde, seneler içerisinde nasıl bir artış eğilimi gösterdiğini görmek mümkün.

BORÇ 15 YILDA 80 KAT ARTTI
Rapora göre 2002 yılında 6,7 milyar TL toplam borç bulunurken, 15 yıl içerisinde bu borç miktarı her yıl artmış. 2002’deki borç miktarının, 2017 yılı 3’ncü çeyreğine geldiğimizde yaklaşık 80 kat arttığı görülüyor.
2017’nin son çeyreği ile birlikte ulaşılan toplam borç miktarı, verinin henüz açıklanmaması sebebiyle kesin olarak bilinmiyor.
GELİRİN YÜZDE 50’Sİ BORCA GİDİYOR
Hane halkı borçluluğunun yorumlanmasında en önemli ölçütlerinden biri de borç miktarının harcanabilir gelire oranı. 15 yıllık bir periyot içerisinde bu oranın da ciddi bir artış kaydettiği görülüyor.
2002 yılında hane halkının toplam gelirinin ortalama yüzde 4,3’ünü borçlarına ayırdığı ve bu oranın 2011 yılından itibaren yaklaşık olarak yüzde 50 bandında olduğu sonucuna ulaşılıyor.
(Kaynak: TCMB)
Bunlar da ilgini çekebilir
-
500 ve 1000 liralık banknotlar için hazırlıklar başladı
-
Dolar tezleri tutmayan Yiğit Bulut’tan yeni öngörü: En güvenli yatırım aracı TL
-
Erdoğan iki günde çark edince Kılıçdaroğlu ‘para’yı sordu
-
Pandemi öncesi harcanmaya başlayan Merkez’in rezervleri salgınla birlikte sıfırlandı
-
Kılıçdaroğlu: “Bunlar öğrenci! Cezayı komutana vereceksin”
-
Geliri giderine yetmeyenler krediye sarıldı: Borçlu sayısı 34 milyonu aştı


Koronavirüs yasaklarının sona erdiği şehirleri belirleyen haritanın Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki toplantının ardından değiştiği ortaya çıktı. Hasta sayısına göre sarı kategoride yer alan Uşak, Diyarbakır, Şanlıurfa gibi şehirler maviye boyandı.
BOLD ÖZEL – Kovid-19 vakalarını gizlediği ortaya çıkan AKP hükumetinin, normalleşme haritasını da değiştirdiği ortaya çıktı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 100 binde 10’un altında vaka görülen şehirlerin mavi kategoride yer alacağını duyurmuştu. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki kabine toplantısının ardından Uşak mavi kategorideki iller arasına eklendi.
10 GÜN ÖNCE BAŞKA ŞİMDİ BAŞKA
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 10 gün önce yaptığı açıklamada Kovid-19 yasaklarının kaldırılacağı illerin risk haritasına göre belirleneceğini açıkladı. Şehirler vaka sayısına göre dört renge ayrıldı. Yüz binde 10’un altında vaka görülen illerin mavi (düşük riskli), yüz binde 11-35 arası vaka olan illerin sarı (orta riskli), yüz binde 36-100 arası vakası bulunan illerin turuncu (yüksek riskli), yüz binde 100’ün üstünde vaka seyri görülen illerin ise kırmızı (yüksek riskli) olarak belirlendi.
İKİ HARİTA BİRBİRİNİ YALANLADI
Ancak Sağlık Bakanlığı’nın 20-26 Şubat haftası ‘İllere Göre Haftalık Vaka Sayısı Haritası’ 100 binde 10’un altında vaka görülen mavi renkli ve düşük riskli il sayısının sadece dört olduğunu gösteriyor. Normalleşmenin başlaması gereken bu iller Mardin, Şırnak, Batman, Hakkari. Yine Sağlık Bakanlığı’nın 20-26 Şubat tarihli ‘İllere Göre Risk Durumu Haritasında’ ise sarı kategoride yer alan 100 binde 20 vakaya kadar olan şehirler de maviye boyandı.


100 binde 10’un altında vaka görülen şehirler mavi kategoride yer alıyor.
UŞAK SONRADAN EKLENDİ
Seçim haritasını andıran normalleşme haritasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki iller mavi kategoride yer alıyor. En az aşılamanın yapıldığı bu iller düşük riskli olarak dikkat çekiyor. Uşak ise 100 binde 18,40 vaka görülmesine rağmen mavi kategoriye yerleştirildi. Yine Diyarbakır, Şanlıurfa, Diyarbakır, Bitlis, Muş, Siirt, Bingöl, Ağrı, Iğdır 100 binde 10’un üzerinde vaka görülmesine ve sarı kategoride bulunmasına rağmen maviye boyandı.
BAKAN KOCA AÇIKLAYAMADI
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, haritadaki değişiklikleri, “Bilim Kurulumuz, illerin risk kategorilerini belirlemede 100.000 nüfusa düşen haftalık vaka sayısı ile birlikte yapılan PCR testlerinin pozitiflik oranı, yoğun bakım doluluk oranı ve entübe hasta artışını dikkate aldı. Kademeli normalleşmek elimizde.” sözleriyle açıklamaya çalıştı. Ancak illere göre yoğun bakım hasta sayısı, test pozitiflik oranı sayılarını vermedi.
SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN KATEGORİLERİ
- Mavi: Yüz binde 10’un altında vaka görülen iller düşük riskli.
- Sarı: Yüz binde 11-35 arası vaka olan iller orta riskli.
- Turuncu: Yüz binde 36-100 arası vakası bulunan iller yüksek riskli.
- Kırmızı: Yüz binde 100’ün üstünde vaka seyri görülen iller ise çok yüksek riskli.


Tutuklu öğretmen Miktad Doğan, 5 aydır cezaevindeki karantina hücresinde sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor. TBMM’ye mektup gönderip yardım isteyen Doğan’a siroz teşhisi konuldu.
SEVİNÇ ÖZARSLAN | BOLD ÖZEL
3 Eylül 2019’dan bu yana Kırklareli E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan tarih öğretmeni Miktad Doğan’a Hepatit B’ye bağlı siroz teşhisi konuldu. 5 aydır teşhis ve tedavi için hastaneye götürülen Doğan geçen hafta Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yatırıldı. Daha önce karaciğerinden parça alınan Miktad Doğan’ın hastalığı ilerlediği ve siroza dönüştüğü ortaya çıktı. Doktor, Miktad Doğan’ın abisi Hıdır Doğan’a ailede başka hasta olan varsa test yaptırmalarını söyledi.
Hasta tutuklu Miktad Doğan, yanlış teşhis ve tedavi yapıldığı için aylardır cezaevi-hastane arasında gidip geliyor. Doğan’a ilk önce Eylül 2020’de vertigo teşhisi konularak bir ay boyunca ilaç tedavisi uygulandı. Sağlık durumu daha da kötüleşince 21 Eylül 2020’de Kırklareli Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Bu kez kronikleşmiş Hepatit B olduğu söylendi.
Kan tahlilleri ve çekilen ultrason sonucunda karaciğer enzim değerinin aşırı yükseldiği, karaciğerinin büyüdüğü ve aşırı yağlandığı görüldü. Hastanenin enfeksiyon birimi tarafından acil olarak Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edilen Doğan, durumu acil olmasına rağmen ancak 1,5 ay sonra 4 Kasım 2020’de hastaneye götürüldü. Biyopsi için karaciğerinden parça alınan Miktad Doğan en son 18 Şubat 2021’de Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi götürüldü. 3 gün hastanede kalan Doğan’a bu kez Hepatit B’ye bağlı siroz teşhisi konuldu.
5 AYDIR KARANTİNADA
Sürekli hastaneye gidip geldiği için karantina hücresinde yaşamak zorunda kalan Doğan sağlıksız ortam ve beslenme koşullarının da etkisiyle sağlığı her geçen gün daha da bozuluyor.
Miktad Doğan’ın avukatı Münevver Öz, yanlış teşhis, yanlış tedavi ve kaybedilen zamanın müvekkilinin yaşam hakkını tehlikeye attığı için cezaevi doktoru ve görevli memurlar hakkında 4 ay önce suç duyurusunda bulunmuştu. Öz dilekçesinde, tuvaleti tıkalı, suyu akmayan, sıcak su verilmeyen, yeterli beslenme koşullarının sağlanmadığı bir hücrede müvekkilinin ölüme terk edildiğine, memurların görevlerini kötüye kullandığına, sistematik bir şekilde müvekkiline kötü davranıldığına dikkat çekti. Kişilerin cezalandırılması için kamu davasının açılmasını talep eden Öz’ün başvurusuyla ilgili henüz bir gelişme olmadı.
TBMM’YE MEKTUP GÖNDERDİ
Ocak ayında TBMM Adalet Komisyonuna mektup göndererek yardım talep eden Miktad Doğan, hastalığının ilk teşhisinden bu yana 4,5 ay geçmesine rağmen ve acil tedaviye başlanması gerektiği halde hala bir sonuca varılmadığını yazmıştı. Doğan, hastalığının ilerleyerek siroza dönüşebileceğini o zaman ifade etmişti:
“Hastalığım bulaşıcı ve her geçen gün ilerliyor. Önlem alınmazsa karaciğer sirozu ve karaciğer yetmezliği vuku bulacak. Bununla beraber kaldığım karantina koşullarında daha başka enfeksiyonlar kapmam muhtemel.”
MAHKEMESİ 3 MART’TA
Bir süre sözleşmeli öğretmen olarak görev yapan 30 yaşındaki Miktad Doğan 2017’de geçirdiği trafik kazasında birçok kaburgası ve omuz küreği kırıldığı için mesleğini bırakmak zorunda kaldı. Tanık ifadelerine dayanılarak ve Bylock kullandığı iddiasıyla 3 Eylül 2019’da tutuklanan Doğan, 4 aydır SEGBİS ile katıldığı Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden her duruşmada durumunu heyete açıklamaya çalıştı ancak dikkate alınmadı. Doğan, 3 Mart’ta altıncı kez hakim karşısına çıkacak.


Dört yıldır hücrede tutulan Ömer Köse’ye tüm ihtiyaçları için sadece 20 litre su veriliyor. Köse, yağmur sularını biriktirerek ayakta kalıyor.
BOLD – Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan ihraç Emniyet Müdürü Ömer Köse’ye yönelik baskı ve hak ihlalleri artarak devam ediyor. Tek kişilik hücrede tutulan Köse’nin diğer tutuklulardan farklı olarak günlük su limiti 20 litreyle sınırlandırılırken, ikinci battaniyesi de elinden alındı.
Cezaevinde kalan diğer tutuklular suyla ilgili sıkıntı yaşamazken Ömer Köse’nin hücresinin sayacının 20 litreye göre ayarlandığı öğrenildi. Günlük 20 litre su ile temizlik, banyo, bulaşık yıkama gibi tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorunda bırakılan Ömer Köse’nin banyo yapmakta zorlandığı öğrenildi. Köse’nin yakınlarına aktardığına göre, banyo öncesi musluğu açıp sıcak su gelmesini beklemesi durumunda günlük 20 litre su bitmiş oluyor.


Ömer Köse cezaevinde çocuklarıyla
DİLEKÇELERİNE CEVAP VERİLMİYOR
Ömer Köse’nin su sorunuyla ilgili şahsen ve avukatı aracılığıyla yazdığı dilekçelere cevap verilmediği öğrenildi. Gardiyanların sayacın bozuk olabileceği şeklindeki söylemleri üzerine Köse’nin “sorun hücremdeki su sayacındaysa tamiratını ya da değişimini kendi paramla yapabilirim” şeklindeki son dilekçesine de cevap verilmedi.
Cezaevi yönetiminin, hücre ve koğuşlara ayrı sayaç sitemini kuran firmadan yanıt beklediklerini ilettiği ancak hiçbir ilerleme olmadığı belirtiliyor.
Köse’nin cezaevi yönetimine verdiği 9 dilekçenin dışında, infaz hakimliği ve Adalet Bakanlığına da dilekçe yazdığı ancak dilekçelerin UYAP’ta görünmediği öğrenildi. Bu durum dilekçelerin imha edildiği şüphesini doğurdu.
Köse daha önce de cezaevinde kaloriferlerinin yakılmadığı ve darp edildiğine ilişkin dilekçeler yazmış ancak işleme konulmamıştı.
YAĞMUR SULARINI TOPLUYOR
Köse’nin kar sularını eriterek ve yağmur sularını toplayarak tuvalette kullanmaya çalıştığı, hücresi ve kişisel hijyeniyle ilgili pandemi sürecinde büyük sıkıntı yaşadığı ifade ediliyor.
Köse’nin yaşadığı bir diğer sorun ise ısıtma. Cezaevi kaloriferlerinin yetersiz yanması nedeniyle çift battaniye kullanan Köse’nin battaniyelerinden biri arama sırasında geri verileceği söylenerek alındı. Battaniyenin geri verilmemesi üzerine Köse, cezaevi kantininden yeni bir battaniye almak için kantin fişi doldurdu ancak Köse’ye yeni battaniye satılmadı.
Eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse, Ağustos 2014’ten beri tutuklu. Uzun süre Silivri Cezaevinde tutulan Köse, OHAL döneminde Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapılı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderildi. Köse yaklaşık 4 yıldır tek kişilik hücrede tutuluyor.


Yargıtay Devlet Bahçeli’yi kırmadı: HDP için inceleme başlatıldı


Nijerya’da kaçırılan kız öğrencilerden 279’u serbest bırakıldı


Hakan’ın annesinden mektup var: Bir dakikalığına beni kendi yerinize koyun
Popular
-
BOLD ÖZEL1 gün önce
Tutuklu Emniyet Amiri Ömer Köse’ye pandemi döneminde su yok
-
BOLD ÖZEL1 gün önce
Anne ve babası tutuklu Serdar’ın feryadı: Mal da mülk de sizin olsun, yeter ki bizi rahat bırakın!
-
Dünya1 gün önce
Türkiye’nin Kuzey Irak operasyonları Tahran ve Ankara’yı karşı karşıya getirdi
-
Analiz18 saat önce
Müge Anlı’nın eskort gafı ve ‘Madde 438’
-
Dünya2 gün önce
Libya’da ele geçirilen Rus hava savunma sistemi ABD iş birliğiyle Türkiye’ye getirildi
-
Analiz2 gün önce
Pandemi AKP’nin 18 yıllık kibrini yerle bir etti: Bir bakan daha özür diledi
-
Videohaber2 gün önce
AKP 28 Şubat’ın mağduru mu, mahsulü mü?
-
BOLD ÖZEL1 gün önce
5 aydır karantina hücresinde tutulan Miktad öğretmen siroz oldu