Tutuklu bir baba, “Mektup Gastesi” adını verdiği çizimlerle, hapishanede bir koğuşun açık görüş haftası yaşadıklarını esprili ve hüzünlü çizimlerle anlattı.
Sevinç Özarslan / BOLD
Kayseri Bünyan’da tutuklu bulunan bir baba, görüş günlerinden önce yaşadıklarını Mektup Gastesi adını verdiği çizimlerle anlattı. Sosyal medya hesabından oğlu tarafından paylaşılan çizimler 23 Ekim 2018 tarihinde Ahmet Ziya Kireç tarafından yapılmış.
‘Açık Görüş Heyecanı’ başlıklı desenler ve yazılar, koğuş sakinlerinin görüşten önceki son 4 haftasını esprili bir dille anlatıyor.

Kireç, “Açık görüş günü yaklaştıkça koğuşumuzda ilginç faaliyetler gözlemlenir. Neler yapıyoruz? Neler konuşuyoruz? Tüm bunları sizin de merak ettiğini düşünerek yazıp çizdik.” diye başlıyor hikayesini anlatmaya.
ÇOCUKLARINA NİÇİN EVE GELEMEDİĞİNİ ANLATAMAYAN BABALAR
Önce tüm koğuşu bir efkâr bastığını ifade ediyor. Çocuklarına neden eve gelemediğini anlatamayan babalar, artık kendilerine inanmayan evlatlarını nasıl ikna edeceklerini, yeni bir bahane bulmaları gerektiğini aralarında konuşuyor.
Görüşe iki hafta kala onlara verilecek hediyelerin hazırlığı başlıyor. Zeytin çekirdeğinden tespih, kolye, bileklik, bez bebekler, kağıttan katlanmış oyuncaklar tasarlanıyor.
45 DAKİKA BU KADAR MI KISADIR?
Son bir hafta ise ‘stoklama’ zamanı… Ailelerin özlemiyle günlerini geçiren koğuş sakinleri, görüş için yiyecek ve içecek biriktiriyor ki hep birlikte otururken yiyebilsinler.
Kireç, bu telaşın heyecanını ve absürdlüğünü, “Sanki çok yiyecek götürünce daha çok görüşeceklerini zannederler. Oysa yiyeceklerin çoğu dokunulmadan masada kalakalır. 45 dakika bu kadar mı kısadır?” şeklinde ifade ediyor.
İki gün kala saç-sakal bakımı başlıyor. Gece yarılarına kadar devam eden traşlar, lavaboya vurulan tıraş bıçağının tık tık sesleri onlara tatlı bir melodi gibi geliyor.
“EZİYETİ ONLAR ÇEKİYO, DUŞ SEN ALIYON”
Görüş günü heyecan ve telaş dorukta. Birçoğunun ailesi İzmir’den, Bursa’dan, Balıkesir’den yorucu bir yolculuktan sonra Bünyan’a geldiği için hepsi ailelerinin karşısına pırıl pırıl çıkmak istiyor.
Parfüm sıkmak, kolonya sürünmek isteyenler köşe kapma derdinde. Biri o köşeye bir bu köşeye, avluya koşturup duruyor. Duştan bir türlü çıkmayanlara da sitem ediliyor.
Kireç o anki konuşmaları şöyle yazmış: “Sanki terleyecek bir şey yapıyon. 10-15 saatlik yoldan gelenler ne yapacak. Eziyeti onlar çekiyo, duş sen alıyon.”
UNUTMAMAK İÇİN YA NOT ALIYOR YA DA PROVA YAPIYORLAR
Söyleyeceklerini unutmamak için prova yapanlar koğuşun en renkli görüntülerini oluşturuyor. Önceki görüşlerde her şeyleri; konuşmaları, sarılmaları, gülüşmeleri, hüzünlenmeleri, hatır sormaları, selam göndermeleri yarım kalanlar bu kez unutmamak için ya not alıyor ya da prova yapıyor.
Bu sefer gelecekler mi, gelmeyecekler mi? endişesine kapılanlar, benim bugün kimsem gelmeyecek diye koğuşun tadını çıkaranlar, tıraştan sonra birbirlerini tanımayanların muhabbetleri, garidyanların kapıları açma ve isimlerini okuma anı…
Hepsi Ahmet Ziya Kireç’in kaleminden Mektup Gastesi’nde tarihe bir not olarak düşülüyor.
https://boldmedya.com/2019/01/01/cezaevinde-de-hakkini-aramaktan-vazgecmeyen-bir-khkli/