Gündem
Yandaş firmanın kataloğu “ihale şartnamesi” oldu


Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) döneminde partiye yakın isimlere yeni servet kazandırma metoduna dönüşen “adrese teslim” ihalelerden birine de Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) imza attı.
TEDAŞ’ın açtığı “Eğitim ve sertifikasyon eğitimi malzeme alımı” ihalesi için kurumca hazırlanan şartnamenin, “yandaş” olarak tanımlanan hükümete yakın bir firmanın kataloğu üzerinden hazırlandığı ortaya çıktı.
MALİYET, PİYASA ŞARTLARINA GÖRE DEĞİL, YANDAŞ FİRMALARIN VERİLERİ ÜZERİNDEN HESAPLANDI
Sözcü’den Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre, 2,4 milyon liralık ihaleye katılmak için Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP) üzerinden doküman indiren 5 firmadan 4’ü “Şartlarımız tutmuyor.” diyerek ihaleye katılmaktan vazgeçti.
Sadece 1 firma ihaleye katıldı. Maliyet de bu firmayla bağlantılı olan 2 ayrı firmanın verileri üzerinden hesaplandı. Sayıştay, “Güven sarsıldı, eşitlik ihlal edildi.” dedi.
İHALEYE BAŞVURAN 3 FİRMA DA AKRABA
Sayıştay’ın TEDAŞ raporunda yer alan ihaleyle ilgili şu bilgilere yer verildi:
“İhaleye, bir tek firmanın yan kuruluşları olan 3 firma başvurdu. Maliyet, piyasa şartlarına göre değil, bu bir firmanın yönlendirmesiyle verilen rakamlar üzerinde hesaplandı. Firmaların biri ithalatçı, diğeri bu ithalatçı firmanın yan şirketi, bir diğeri ise aynı ithalatçı firmanın Ankara bayisi çıktı. 29.12.2017 tarihinde bu firmayla sözleşme imzalandı.
İhale dökümanının, mevzuat kurallarına uygun ve rekabetçi bir anlayışla düzenlenmemesinden dolayı 5 istekli adayından sadece biri ihaleye teklif verdi. Teknik şartnamelerde tariflenen ürün bilgileri ile yaklaşık maliyetin oluşturulmasında kullanılan bilgilerin yüklenici firmanın ürün katalog bilgileriyle içerik olarak örtüşmesi, teknik şartnamenin bu katalog bilgileri üzerinden hazırlandığı izlenimine yol açtı.
Kamu İhale Kanunu’na (KİK) aykırı bu işlem nedeniyle ihalelerde saydamlık, rekabet, eşit muamele, güvenirlik, gizlilik, kamuoyu denetimi ve kaynakların verimli kullanılması ilkeleri ihlal edildi.”
“KAMU YÖNETİCİLERİ DİLEDİĞİ GİBİ DAVRANAMAZ”
Kamuya ait kaynakların tüm toplumunun ortak değeri olduğuna vurgu yapan Sayıştay, “Kamu yöneticileri toplumun ortak değeri olan kamusal kaynakların kullanılmasında dilediği gibi davranmaz. Bu kaynakların etkin ve verimli biçimde kullanılmasını sağlamak için birçok ilke benimsenmiştir. Bu ilkeler arasında şeffaflık, eşit muamele ve rekabet ilkeleri sayılabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Bunlar da ilgini çekebilir
-
Gri pasaportla Almanya’ya gidenler memnun: Çok şükür karnımız doydu
-
Gri pasaportlu kaçakçılıkta muhalefete soruşturma
-
Kardemir yönetiminde AKP vurgunu: 77 bin TL’lik ballı maaşlar
-
Gri pasaport skandalına Almanya’dan soruşturma
-
AKP’li Samsun Büyükşehir Belediyesinden kiralık araçlara bir yılda 17 milyon lira
-
Silahlanan AKP’li gençlik hazır, Erdoğan’dan emir bekliyor


İstanbul Esenler’de ağaçlık alanda boğazından bıçaklanan 38 yaşındaki Yıldız Gül, sürünerek yardım istedi. Çevredekilerin yardımıyla hastaneye kaldırılan kadın kurtarılamadı.
BOLD – Olay, Esenler Mahmutbey Yolu, Sultangazi istikametinde dün akşam saat 20.00 sıralarında meydana geldi. Yol kenarındaki ağaçlık alanda bıçaklanan 38 yaşındaki Yıldız Gül ağır yaralandı. Yaralı kadın sürünerek yola kadar ulaştı. Kadını gören sürücüler yardım için durdu. Olay yerine ambulans ve polis çağrıldı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri boğazından bıçaklanan kadına ilk müdahaleyi yaparak hastaneye kaldırdı. Yıldız Gül, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Olay yerine gelen polis ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemi alarak inceleme yaptı. Polis ekipleri saatlerce hem yeşillik alanda hem de yol kenarında detaylı çalışma yaptı. Polis, çevredekilerden bilgi alırken, güvenlik kameralarını da inceleme altına aldığı öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma çok yönlü sürdürülüyor.
Gündem
Ankesörden sonra şimdi de sabit telefon: 47 eski askeri öğrenci hakkında gözaltı kararı


15 Temmuz bahanesiyle eski askeri öğrencilere yönelik oluşturulan mağduriyetlerin ardı arkası kesilmiyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 47 eski askeri öğrenci hakkında gözaltı kararı verildi. Savcılık, kontörlü sabit telefon üzerinden yapılan görüşmeleri dosyaya delil diye koydu.
BOLD – Hizmet hareketine yönelik 15 Temmuz bahanesiyle yapılan operasyonlar sürüyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, hizmet hareketi mensubu iddiasıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na yönelik başlatılan soruşturma kapsamında, 47 eski askeri öğrenci hakkında gözaltı kararı verildi.
SORUŞTURMA NEDENİ KONTÖRLÜ SABİT TELEFON İLE GÖRÜŞMEK
Başsavcılıktan yapılan açıklamada, Terör Suçları Soruşturma Bürosunca, Kara Kuvvetleri Komutanlığı mahrem hizmetler yapılanmasıyla irtibatı olduğu anlaşıldığı ve kontörlü sabit telefon üzerinden sivil imamlarıyla iletişim sağladıkları öne sürülen şüpheliler hakkında soruşturma başlatıldığı belirtildi. Açıklamada, daha önce ilişiği kesilmiş 47 askeri öğrenci hakkında Ankara merkezli 17 ilde gözaltı kararı verildiği bildirildi. Şüphelilerin yakalanmasına yönelik işlemlere Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince devam ediliyor.
Gündem
Türkiye’nin davası: Biber gazıyla öldürülen Metin Öğretmen’in davası 10 yıl sonra başlıyor


Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı sırasında Artvin Hopa’ya yaptığı ziyaret öncesi protesto eylemlerinde polisin sıktığı biber gazı nedeniyle hayata veda eden öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin dava, 10 yıl sonra başlıyor. Oğul Lokumcu, “Bu dava Hopa’nın ve Türkiye’nin davası” diyor.
BOLD – Artvin Hopa’da 31 Mayıs 2011’de dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’a yönelik protestoyu engellemek için polisin sıktığı biber gazı eğitimci Metin Lokumcu’nun ölümüne neden oldu. Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın haberine göre Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu, babasının en büyük hayalinin insanca yaşam olduğunu söyledi. Lokumcu, “Bu dava Hopa’nın ve Türkiye’nin davası. Artık biber gazından insanlar ölmesin. Davayı kazanırsak biber gazının bir silah olduğunu gösterebiliriz ve belki içeriğini değiştirebiliriz” dedi. Lokumcu, babasının ölümünün ardından Lokumcu soyadının Rize’de fişlendiğini de söyledi. Dava güvenlik gerekçesiyle Hopa’dan Trabzon’a kaçırılmıştı. Ulaş Lokumcu, Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek davaya katılım çağrısında bulundu.
KAMU GÜVENLİĞİ BAHANESİ
Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın 31 Mayıs 2011 günü Hopa’da yapacağı miting öncesi HES’lere karşı eylem yapan gruba çok sert müdahale edilmiş, olaylar sırasında polisin sıktığı biber gazı nedeniyle fenalaşan Metin Lokumcu yaşamını yitirmişti. Dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan ve Hopa İlçe Emniyet Müdürü’nün de aralarında bulunduğu 13 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşması, 24 Aralık 2020 tarihinde Hopa’da görülecekti. Ancak duruşmaya saatler kala, dava “kamu güvenliği” gerekçesiyle Trabzon Asliye Ceza Mahkemesine taşındı.
BİBER GAZI KİMYASAL BİR SİLAH
Yarınki duruşma öncesi konuşan Ulaş Lokumcu, “2020’ye kadar resmen dava yok sayıldı. Sanki araştırma yapılmamış, herhangi bir bulgu bulunmamış gibi.. Hukuki mücadelemiz 10 yıldır devam ediyor. 10 yıl sonra ilk duruşmanın görülecek olması buruk bir sevinç yarattı. Amacımız, biber gazının bir kimyasal silah olduğu ve insanları öldürebileceğini ispatlamak. Elimizde bilimsel kanıt da var” dedi. Davanın Türkiye’de emsal olmasını istediklerini anlatan Lokumcu, “Destek olmak isteyen herkesi oraya bekliyoruz. Emri verenlerin daha yukarıda olduğunu biliyoruz. Onların da yargılanmasını istiyoruz. Babam emekli bir öğretmendi. Geleceğe güzel nesiller yetiştirmek istiyordu. Duyarlı insanlar yetiştirmek istiyordu. Hayali bu topraklarda insanca yaşamdı” diye konuştu.
BUNLAR İLK RAPORLAR
Dava avukatlarından Meriç Eyüboğlu, Türk Tabipleri Birliği ve Adli Tıp Genel Kurulu’nun 2012 tarihli raporlarıyla Lokumcu’nun ölümü ile kullanılan kimyasal gazlar arasında somut bir ilişki tespit edildiğini anımsattı. Eyüp-oğlu, “Bunlar aynı zamanda, gaz kullanımına, bu gazların öldürücülüğüne ilişkin ilk raporlar. Toplumsal olaylarda kimyasal gaz kullanımının yasaklanmasına ilişkin özellikle Gezi’den sonra yükselen talepler zamanla azalmıştı. Metin Lokumcu davası, bu talebin yeniden gündeme getirmesi açısından önemli” dedi. Davanın Trabzon’a taşınmasını değerlendiren Eyüboğlu, “Bu bir devlet geleneği. Bu davaya Hopalıların sahip çıkması, toplum tarafından sahiplenilmesi engellenmek isteniyor. Ayrıca cezasızlıkla sonuçlanacak bir süreci başlatmış oluyorlar. Ama Fizan’da da olsa bu davaya giderdik. Görev savma kabilinden bir iddianameyle karşı karşıyayız. Görev savma kabilinden bir yargılama olmaması için her türlü hukuki hazırlığı yaptık” diye konuştu.


Yıldız Gül’ü katlettiler: Boğazı kesildi sürünerek yardım istedi


Ankesörden sonra şimdi de sabit telefon: 47 eski askeri öğrenci hakkında gözaltı kararı


Merkez’in rezervleri 2 yıl önce kaldırılan maddeyle eritildi
Popular
-
Dünya2 gün önce
Doğu Akdeniz’de İsrail-Yunanistan askeri işbirliği derinleşiyor
-
Dünya2 gün önce
Respect Enstitüsü, İslami İlimler Üniversitesi olma yolunda
-
Gündem2 gün önce
Devlet garantili insan kaçakçılığındaki kilit isim Ersin Kilit: Fatma Şahin’i niye kimse konuşmuyor
-
Gündem1 gün önce
Hüsnü Bayramoğlu koronavirüsten hayatını kaybetti
-
Ekonomi2 gün önce
Sokağın patates isyanı: Soğan değil iş istiyoruz
-
BOLD ÖZEL22 saat önce
İktidarın el birliğiyle öldürdüğü Ahmet Burhan’ın fotoğrafını Kamu-Sen afiş yaptı
-
Gündem17 saat önce
Yargıtay’dan 37 askeri öğrenciyle ilgili bozma kararı
-
Gündem2 gün önce
Şanlıurfa’da patates izdihamı