İktidar medyası tıpkı Kabataş Yalanı’nda olduğu gibi tek merkezden manşetlerle kadınları ezan düşmanı ilan etti. Cüppeli kişeler Beyoğlu’na indi, bazı islamcılar bile bu kez tepkili.
BOLD-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Adana mitinginde yaptığı ‘Islıklarla ezanı protesto ettiler’ açıklaması üzerine başlayan tartışmalar devam ediyor. Yeni Şafak, Star, Türkiye, Akit, Akşam, Milat, Güneş, Yeni Söz Erdoğan’ın bu sözlerini bugün manşetlerine taşıdı. Fakat bazı İslamcı yazarlar ve CHP’li siyasetçiler açıklamaya tepki gösterip ‘Kabataş yalanı’ benzetmesi yaptı.
Her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Beyoğlu’nda düzenlenen 17. Feminist Gece Yürüyüşü’nde başlayan olaylar ve tartışmalar büyüyor. Yeni Şafak, Star, Türkiye, Akit, Akşam, Milat, Güneş, Yeni Söz Erdoğan’ın bu sözlerini “Ezan ve bayrak düşmanları” diyerek manşetlerine taşıdı. Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan bugünkü köşesinde olayın öyle olmadığını yazdı. Yeni Şafak yazarı Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, Levent Gültekin, Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, CHP milletvekili Mehmet Bekaroğlu gibi isimler de sosyal medya hesaplarından protestoların saptırıldığını, seçim malzemesi haline getirildiğini ifade etti ve ‘Kabataş yalanı’ benzetmesi yaptı.
O gece, saat 19.00 sularında İstiklal Caddesi’nde toplanan kadınlar, polisler yürüyüşü engelleyince düdük, davul ve ıslık çalarak polisi protesto etti. Olay büyüyünce polis kadınlara biber gazı ve plastik mermi attı. Okunan yatsı ezanı ve ıslıkların birbirine karıştığı videolar ile polislerin biber gazı attığı görüntüler bütün gece sosyal medyada dolaştı.
8 Mart’ta Şanlıurfa’da bulunan ve miting için Adana’ya geçen Erdoğan, buradaki meydan konuşmasında İstiklal Caddesi’nde yürüyen kadınları işaret ederek “Bu bayrağa, ezana tahammülü olmayanlara karşı bir ittifakla seçime giriyoruz. Güya kadınlar günü için bir araya gelen bir grup Ezan-ı Muhammediyeye terbiyesizlik ettiler. Biz gönüller kazanmak için çalıştığımızı söylüyoruz. Onlar ise bayrağımıza ve ezanımıza saygısızlık yaparak istiklalimize istikbalimize saldırıyor. Bunların tek ittifakı ezan bayrak düşmanlığıdır. Bunlar hiç İstiklal Marşı’mızı okumamışlar. Bu ülkede vatan, millet, bayrak, ezan düşmanı kim varsa hepsinin karşısında olmak bizim boynumuzun borcudur. 3-5 oy için onlara göz yumarsak ecdadımızın da çocuklarımızın da yüzüne bakamayız. 31 Mart’ta milletimiz bunlara hak ettiği dersi verecektir” açıklaması yaptı.
CÜPPELİLER BEYOĞLU’NU BASTI
Erdoğan’ın açıklamasından sonra dün akşam saatlerinde başka bir grup ‘Ezanı protesto edeni protesto edeceğiz’ diyerek İstiklal Caddesi’nde toplandı. Olay, Mis Sokak’ta meydana geldi. Cübbeli ve sarıklı bir grup tekbir getirerek, “Ezana uzanan eller kırılsın” sloganlarını attı ve barların bulunduğu yerde yürüyüş yaptı.
İktidarı destekleyen isimlerden Hürriyet’ten Ahmet Hakan yazısında ‘ezan ve ıslık’ olayının nasıl gerçekletiğini anlamak için farklı açılardan çekilmiş görüntüleri defalarca izlediğini söylüyor ve çıkardığı iki sonuca yer veriyor:
MADDE BİR: Yürüyüş yapanlar, ezan okunmadan önce ne yapıyorlarsa ezan okunmaya başlayınca da aynısını yapmaya devam ediyorlar gibi. Yani ezana yönelik özel bir protestoları yok gibi. Şöyle söyleyeyim: Ezanın üzerine ıslık gelmiyor, ıslığın üzerine ezan geliyor gibi.
MADDE İKİ: Çekimleri yukarıdan yapılan videolarda sanki ezanın sesi, bütün yürüyüşçüler tarafından kolaylıkla işitiliyormuş gibi algılanıyor. Oysa yürüyüşçülerin büyük çoğunluğu, kendi çıkardıkları uğultudan ezanın sesini fark edemiyorlar bile. Yani videolar, bu açıdan aldatıcı olabilir.”
Hakan yazısına şöyle devam ediyor:
“Yani benim görebildiğim kadarıyla öyle çok net, çok bariz, çok tartışmasız bir ezan protestosu ya da ezan ıslıklaması söz konusu değil. En azından kuşkuyu gerektirecek hususlar var. Belki yürüyüşe katılanlardan bazıları, ezanın başladığını fark ederek ıslıklarını ve uğultularını arttırmış olabilirler ama bu da yürüyüşe katılanların büyük çoğunluğunu ‘ezan protestocusu’ durumuna düşürmez.”
FEMİNİSTLERDEN AÇIKLAMA
17. Feminist Gece Yürüyüşü çağrıcıları, ‘ezanı protesto ettiler’ iddiasına yaptıkları açıklamayla cevap verdiler:
“8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde İstanbul Taksim’de 17. Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılan/katılmaya çalışan on binlerce kadına uygulanan polis şiddetinin üzeri ayrıştırıcı-kutuplaştırıcı dille, seçim malzemesi de yapılarak, yalan haberle ve nefretle örtülemez. Başka kılıflara bürünmeye çalışılsa da bunun adı, kadın düşmanlığı. 16 yıldır bağımsız feministler tarafından sorun yaşanmadan yapılan bu yürüyüş, bu sene engellenmeye çalışıldı. Polis kadınların yolunu keserken, bir araya getirmezken, gaz sıkarken, arama yaparken ezan dinlemedi. 8 Mart’ta sesini yükseltmeye gelen kadınların kalabalığı polis barikatları arasına sıkıştırılmaya çalışıldı. Sığmadık. 16 yıldır yürüdüğümüz güzergâhta, yürümemizi engelleyip bizi caminin yanında tutanlar şimdi de kalkmış ezana karşısınız diyor. Kimse çarpıtmasın: Bizim isyanımız polis barikatına, kadınların yürüyüşünü, 8 Mart’ı engellemek isteyenlere… Biz 17 yıldır o caddedeyiz, her yıl aynı saatte sesimizi yükseltiyoruz. Toplumu bölen değil, beraber eşit ve özgür bir hayatı kuracak politikalarda ısrarcı olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyoruz. Biz kadınların derdi ortak; bizim derdimiz patriyarkayla, kadın düşmanlığıyla!”,
Türkiye Gazetesi ve İnternet haber yazarı Süleyman Özışık ise Twitter hesabından bir özür yayınlayarak yürüyüşe katılanlardan ve okurlarından özdür diledi.