Tutuklu anne ve babasının hapishane görüşçüsü, iki küçük kardeşinin mecburi annesi ve şimdinin mahpusu… 18 yaşından 20 yaşına üniversiteli Cemile’nin direniş öyküsü…
CEVHERİ GÜVEN
BOLD/ÖZEL-21 Mayıs sabahı 05:00’dan itibaren Sakarya Üniversitesi’nde okuyan 18 öğrencinin evine polis baskınları başladı. Onlardan biri 20 yaşındaki Psikolojik Danışmanlık Rehberlik Bölümü öğrencisi Cemile Rahime Sönmez’di.
Emniyetteki ilk sorguda, arkadaşlarıyla yaptıkları pikniğin “örgüt faaliyeti” olarak ihbar edilmesi üzerine gözaltına alındıklarını öğrendiler. Polis piknikteki herkesin fotoğrafını çekmiş, piknik suç sayılmış ve 20’li yaşlardaki 18 öğrencinin evi sabahın köründe basılmıştı. Cemile ve diğer öğrenciler Hizmet Hareketi’ne yönelik soruşturmalar kapsamında terör örgütü üyeliğinden gözaltına alındılar.
18 YAŞINDA TEK BAŞINA HAYATA DİRENEN BİR GENÇ KIZ
OHAL dönemi pek çok genç gibi Cemile’nin de hayatını kökünden değiştirdi. Ablası Kuaybe Sönmez’in okuduğu İpek Üniversitesi kapatıldı. Ablası eğitimini tamamlamak için yurt dışına gitmek zorunda kaldı.
Ardından önce annesi, sonra babası tutuklandı. Cemile tek başına biri liseye diğeri ilkokula giden kardeşiyle kalakaldı.
https://www.youtube.com/watch?v=3yb0TRLMtz8
Bir yandan kardeşleriyle ilgileniyor, diğer yandan tutuklu anne ve babasının emniyet, adliye ve avukat işlerini takip ediyor, açık kapalı görüşlerine koşturuyordu. Ablası dönemiyordu, çünkü döndüğünde pasaportunun iptal edilmesi ve eğitiminin ikinci kez yarıda kalması büyük ihtimaldi. Cemile 18’inde zor bir hayata karşı tek başınaydı.
Zorluklarla geçen iki yılın ardından şimdi bir piknik nedeniyle Cemile de tutuklandı. Şimdi 20’sinde ve Sakarya Cezaevi’nde genç bir mahpus.
Gerisini ablası Kuaybe Sönmez anlatıyor:
BUNLARI YAŞAMAK İÇİN DAHA ÇOK GENÇ
“Annemle kız kardeşim beraber gözaltına alındı. Arkadaşlarıyla bir piknik yapmışlar, o piknikten dolayı gözaltına alındılar. Öğrencilerin piknik yapması gözaltı nedeni oldu. 20 yaşında 9 üniversite öğrencisi kızı bir piknik nedeniyle tutukladılar.
Cemile geçtiğimiz kış, sömestr tatilinde benim yanıma geldi. Sonra geri döndü. Kaçma şüphesi bir suçu olsa geri dönmezdi.
Babam Kayseri Bünyan Cezaevi’nde hapis. Annem beş ay öncesine kadar Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ndeydi, ağır sağlık sorunları nedeniyle tahliye oldu. Şimdi kız kardeşim Cemile tutuklandı. Onun da kalp kapakçığında sorun var. Ben ülkeye gidemiyorum. Dört kardeşiz. Liseye giden, bir de 10 yaşında iki kardeşim var.
Babam ekonomist, annem de veteriner hekim. İkisi de KHK ile ihraç edildi. İkisine de 7.5’ar yıl ceza verdiler. Babam tutuklu bekliyor Yargıtay sürecini, annem tutuksuz.
Ben İpek Üniversitesi’nde okuyordum. Üniversitemiz kapatıldıktan sonra yurt dışına çıktım, şimdi Polonya’da İletişim Tasarım ve Gazetecilik okuyorum.
Annemi ve babamı, bir dönem Gülen Cemaati’nin kurumlarında çalıştılar diye, yasal bankalardan Bank Asya’ya para yatırdılar diye tutukladılar. Bana kalırsa bir ton zırvalıktan oluşan şeyleri suç diye ortaya koydular. Kendisinden önce başkalarına dua eden insanlardı annem ve babam. Kendi çocuklarından önce başkalarının çocuklarının başını okşayan insanlardı. Bir kere kötü söz söylemişliğimiz yok, argo cümle bile kullanmayan bir aileyiz. Ama şu anda hakka hukuka riayet eden insanların çile çektiği bir dönem ve bu dönemde cezalandırılıp içeri alındılar.
Kardeşim daha 20 yaşında. Annem ve babam tutuklandığında 18 yaşındaydı. Tüm işleri tek başına halletti. Adliyelerde bekledi, emniyet, avukat işlerini gördü, başvuruları o yaptı. Evi çekip çevirdi, iki küçük kardeşimle ilgilendi. Bunları yaşamak için yaşı çok küçük. O zaman bir sıkıntısı olsa alırlardı. Yurt dışına gitti geldi, çocuk orada okuyor. Okuduğu üniversitedeki arkadaşlarıyla bir piknik yaptı diye mi suçlu durumuna düştü.
Annemin ağzından kaç kez “Keşke beni alsalar da çocuğumu bıraksalar” cümlesini duydum. Annem artık dayanılmaz olan hastalıkları nedeniyle tahliye edildi, sonrasında da ameliyat oldu.
Annem tahliye olduğunda kardeşim gitmişti babamın yanına, müjdeli haberi vermeye. Şimdi annem babamın yanına kızının tutuklandığını söylemeye gidecek.”
SIRA ÖĞRENCİLERE GELDİ
Cemile ile birlikte gözaltına alınan öğrencilerden biri de 19 yaşındaki Senanur Özcerit’ti. O da Cemile gibi annesiyle birlikte gözaltına alındı. Babası Ahmet Turan Özcerit cezaevinde kansere yakalanmış, 4. evreye geldikten sonra tahliye edilmiş, kısa süre sonra da hayatını kaybetmişti.
Sakarya Üniversitesi’nin piknik yapan öğrencilerine yönelik operasyonda gözaltına alınan 18 öğrenciden Senanur dahil 9’u serbest kaldı. Cemile dahil 9 öğrenci ise tutuklandı.
Son dönemde öğrenciler üzerine yoğun bir baskı kurulmaya başlandı.
Emniyet, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği “gizli” ibareli yazıyla öğrenciler hakkında devam eden soruşturmalar hakkında bilgi verdi. Yargılaması devam eden, hakkında hüküm tesis edilmemiş öğrencilerin isim listesini içeren yazıda, bu öğrencilerin burslarının kesilmesi ve yurtlardan çıkartılmaları istendi.
İlk listede Ankara Üniversitesi, ODTÜ, Hacettepe Üniversitesi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi’nde eğitim gören öğrenciler yer aldı.
Emniyet’in gönderdiği yazıda, listede isimleri bulunan öğrenciler hakkında talep edilen işlem yapıldıktan sonra durumun Valiliğe bildirilmesi istendi.
Bu yazı ve Sakarya Üniversitesi’ndeki öğrencilerin başına gelenler, fişlemenin artık öğrencilere kadar indiğini gösteriyor. Öğrencilerin piknikte fişlenmek ya da kaldığı yurtta fişlenmek, ardından eğitim hayatını yarıda bırakacak yaptırımlarla karşılaşmaları her an mümkün.
Erdoğan Rejimi, 28 Şubat’ta başörtüsü nedeniyle eğitimi yarıda kalan öğrenciler üzerinden yıllar boyu siyaset yürüttü. Şimdi ise bizzat AKP tarafından çok daha fazla öğrenciyi kapsayan fişleme listeleriyle, tutuklanma dahil çok sayıda öğrenci eğitim hayatını yarıda bırakma riskiyle karşı karşıya.
https://www.youtube.com/watch?v=3yb0TRLMtz8