Avrupa Adalet Divanı, aile birleşimleri ile ilgili önemli bir emsal kararı aldı. Yüksek mahkeme, Danimarka’nın, eşi ve çocukları ile aile birleşimine izin vermediği bir Türk kadınını haklı buldu.
BOLD – Türk bir kadın ve erkek, Türkiye’de evlendi ve dört çocuk sahibi oldu. Ancak 1998 yılında boşandılar ve baba 4 çocuğunu da alarak Danimarka’ya yerleşti.
Çift, 2009 yılında yeniden evlendi ve Danimarka Göç İdaresi’ne aile birleşimi için başvurdular. Göç İdaresi, annenin Danimarka’ya gelmesine izin vermedi.
Aile, konuyu Danimarka Yüksek Mahkemesi’ne götürdü. Yüksek Mahkeme tarafından dava Avrupa Adalet Divanı’na taşındı.
AVRUPA ADALET DİVANINDAN EMSAL TEŞKİL EDECEK KARAR
Davayı karara bağlayan Avrupa Adalet Divanı, Danimarka’nın eşi ve çocukları ile birleşimine izin vermediği Türk kadını haklı buldu.
Lüksemburg’da bulunan Avrupa Adalet Divanı, aile birleşimine engel olmanın Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki mevcut anlaşmalara aykırı olduğunu belirtti.
Yüksek Mahkeme, üye ülkelerin Türk vatandaşlarının bir AB üyesi ülkede iş ve ailelerine erişimini engelleyemeyeceğine hükmetti.
Kararda, “Böyle bir engelleme dayanaksızdır” denildi.
KARAR, DAHA ÖNCE REDDEDİLEN 8 BİN TÜRK ÇİFTİN DURUMLARINI ETKİLEYEBİLİR
Türk ailenin avukatı Thomas Ryhl, 2003-2018 arasında 8 bin Türk çiftin aile birleşimi başvurularının Danimarka hükümeti tarafından reddedildiğini belirtti.
Danimarka Göç Bakanlığı, davayı “yüksek öncelikli” bir vaka olarak tanımlamıştı. Karar sonrası, daha önce ret kararı verilen ailelerin yeniden dava açabileceği belirtiliyor.
Danimarka Göç Bakanı Mattias Tesfaye, “Bize karşı verilen karardan dolayı hayal kırıklığına uğradım. Bunun sonuçları hakkında herhangi bir şey söylemeden önce şimdi bakanlığın kararı çok yakından incelemek için zamana ihtiyacı var… AB mahkemesinden verilen karara elbette hükümet saygı duyar” ” dedi.
Danimarka’da yeni iktidara gelen ve göçmen akınını durduracağını belirten Sosyal Demokrat hükümet için karar büyük bir yenilgi oldu.
Danimarka’daki yasalara göre, yetkililer, aile birleşimi için başvuran kişilerin başka bir ülkeyle bağlantısının Danimarka’ya göre daha güçlü olduğunu düşünürse aile birleşimi başvurularını reddedebiliyordu.