Deniz Bank Genel Müdürü Hakan Ateş, risk primini hızla yükseltecek başka faktörler devreye girmezse Merkez Bankasından 900 baz puan faiz indirimi gelebileceğini söyledi.
BOLD – Ekonomik gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ateş, enflasyonun gerileme eğiliminde olduğunu vurguladı. “Buna paralel bu yılın ikinci yarısında TL faizlerde gerileme olacağını tahmin ediyoruz. Bu da kredi genişlemesine imkan sağlarken, aynı zamanda takibe dönüşüm hızında bir yavaşlama ve takipteki kredilerden tahsilatlara bir ivme kazandırabilir” yorumunu yaptı.
Ateş, Türk bankacılık sektörünün yılın ilk yarısındaki kredi büyümesinin, geçmiş dönem performanslarının gerisinde kaldığını, karlılığın ise kısmen yavaşladığı bir dönem geçirdiklerini ifade etti.
“AKTİF KALİTESİ BOZULDU, TAKİPTEKİ KREDİ ORANI ARTTI”
Mevduat birikiminin yabancı para cinsinden mevduata kaymış olmasının TL cinsinden faiz oranlarının yüksek seyrine sebebiyet vererek TL likiditesinin daralmasına ve bunun bir sonucu olarak da kredi büyüme hızının yavaşlamasına neden olduğunu belirten Ateş, aktif kalitesinin ise geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında bozularak takipteki kredi oranının yüzde 4.4 seviyesine yükseldiğini kaydetti.
Erdoğan, Merkez Bankasından Çetinkaya’yı gönderdi Uysal’ı getirdi
Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kredi genişlemesinin yavaşladığı bu süreçte TL likiditenin yavaş döngüsü nedeniyle reel sektörün iş hacimlerinde daralma, alacak vadelerinin uzaması ve finansman giderlerindeki artışlar neticesinde bankalardaki takipteki krediler oranında artış ve banka karlılıklarında da gerileme gördük. 2019’un ikinci yarısında beklediğimiz faizlerdeki olası gerileme ile bu sürecin kısmen telafi edilebileceğini düşünüyoruz.
“İŞSİZLER BORCUNU ÖDEYEMEDİĞİ İÇİN TAKİBE DÜŞTÜ”
Yılın ikinci yarısında işsizlikteki artış kaynaklı bireysel kredilerde ve kredi kartı segmentlerinde kısmi takip artışları olsa da bu bankacılık sektörünün baş edemeyeceği bir noktada değildir.”
Dış finansmanın zorlaşması, içeride döviz talebinin hızla artması ve döviz kurlarının uzunca bir süre yükselmeye devam etmesinin, ithalatının yüzde 90’ı üretim faktörleri olan Türkiye’de maliyet enflasyonunun da hızla yükselmesine neden olduğunu aktaran Ateş, ekonominin durgun olmasına rağmen Merkez Bankasının bu sebepten dolayı TL faizlerini yükselterek özellikle bireylerin TL’den dövize geçişlerini yavaşlatmaya çalıştığını hatırlattı.
“ORTAM, FAİZ İNDİRİMİ İÇİN UYGUN”
Bugünlerde risk algısının ve döviz talebinin azaldığını öne süren Ateş, ekonomide de durgunluğun devam etmesi sebebiyle faizlerin düşürülebilmesi için uygun bir ortamın bulunduğunu savundu.
“800-900 BAZ PUANLIK FAİZ İNDİRİMİ MUHTEMEL”
Ateş, “Geçmişe bakıldığında 300 baz puanlık bir risk priminin makul olduğu ve enflasyon beklentisinin yüzde 12,5’e inebileceği bir süreçte, risk primini hızla yükseltecek başka faktörler devreye girmezse Merkez Bankasından yıl sonuna kadar 800-900 baz puan faiz indiriminin gelmesini muhtemel görüyoruz” dedi.