Meclisin açılışında konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye’de Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonla ilgili soruya “Bir gece ansızın gelebiliriz” dedi. Üstü kapalı HDP’yi de tehdit etti.
BOLD – Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’nin yeni yasama yılı açılış töreninde konuştu. TBMM Genel Kurul Salonu’na gelişinde AKP ve MHP’li milletvekilleri Erdoğan’ı ayakta alkışladı. İyi Parti milletvekilleri ayağa kalkarken, CHP ve HDP’li vekiller ise yerlerinden kalkmadı.
“TÜRKİYE AFETLERE DAHA HAZIR”
Erdoğan konuşmasında geçtiğimiz hafta İstanbul’da yaşanan 5.8 büyüklüğündeki depremle ilgili AKP iktidarının icraatlarını “Bugün Türkiye’nin 17 yıl öncesine göre afetlere daha hazırlıklı olduğu bir gerçektir” diyerek övdü. Erdoğan şunları söyledi:
“Türkiye’de inşaat faaliyetleri çok uzun yıllar boyunca estetik ve diğer unsurlar değil, afet riskleri de gözetilmeden yürütülmüştür. Biz bunu iktidara gelir gelmez gündeme aldık ve depreme dayanıklı yapı stoklamaya başladık. Belediyelerimizle birlikte ülke genelinde 6.7 milyon yapının dönüşümünü hedefleyen bir sürece girdik. Projeden malzemeye, yapı denetimine kadar standartları depreme göre yeniledik, geliştirdik.”
ARTIK BEKLEYECEK GÜNÜMÜZ YOK
Erdoğan, Meclis açılış konuşmasının önemli bir bölümünü Suriye’deki gelişmelere ayırdı. TSK’nın Suriye’ye yapacağı olası harekata ilişkin sinyaller verdi. Erdoğan, şöyle konuştu:
“Fırat’ın doğusunda başlattığımız harekâtta maalesef arzu ettiğimiz neticelere ulaşamadık. Artık bekleyecek tek bir günümüz dahi yok. Geldiğimiz noktada kendi yolumuzda devam etmekten başka çaremiz kalmamıştır. Mümbiç dahil Fırat’tan Irak sınırına kadar oluşturacağımız güvenli bölgede bir milyonu mevcut bir milyonu da yeni yerlerde toplam 2 milyonu iskan ettirmeyi amaçlıyoruz.”
HDP MESAJI
Konuşmasında birlik, beraberlik vurgusu yapan Erdoğan, HDP’ye de kapatma davası olarak yorumlanan ifadeler kullanması dikkat çekti. Erdoğan, “Siyaset yaparken de Meclis çalışmalarını yürütürken de hepimiz önce bu millete karşı sorumlu olduğumuzu unutmayacağız. Önce milletim, memleketim demeyen hiç kimsenin bu kutlu çatının altında yer almaya hakkı olmadığını düşünüyorum. Türkiye’nin en büyük gücü milletiyle ve onu temsil eden kurumlarıyla sergilediği birliktir, beraberliktir, dayanışmadır. Bu öyle bir güçtür ki ne parayla ne teknoloji ile ne de diğer imkânlarla kıyas kabul eder. İşte bunun için her fırsatta bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız diyoruz” şeklinde konuştu.
MUHALEFETE MESAJ
Meclis konuşmasında muhalefeti de hatırlayan Erdoğan, “Demokrasilerde iktidar kadar muhalefetin de önemli olduğuna inandığımız için bu başarıyı hiçbir ayrım yapmadan yüce meclisin bütün milletvekillerinin ait görüyoruz” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Demokraside, ekonomide, alt yapıda icraatıyla, teklifiyle, tenkitiyle emeği olan herkese şükranlarımı sunuyorum. Türkiye’nin uzun, meşakkatli, zaman zaman kesintili de olsa demokraside bugün Türkiye’nin geldiği yer hepimizin ortak zaferidir. Meclisimizin gayreti, milletimizin takdiriyle hayata geçen yeni yönetim sistemimiz artık sorunlarımızı herhangi bir müdahaleye meydan vermeden demokrasinini imkanlarıyla çözebileceğimizin en büyük kanıtıdır.”
ENFLASYON TEK HANEYE İNECEK
Ekonomiyle ilgili de konuşan Erdoğan, “Enflasyonun tek hanelere ineceğine inanıyorum” dedi. IMF’yle anlaşma iddialarını reddeden Erdoğan, “Türkiye diğer alanlarda olduğu gibi ekonomide de dimdik ayakta kalmayı başarmıştır. Ekonomik olmaktan ziyade siyasi kriterlerle perde gerisinden ülkeleri yönetmeye kalkan IMF defterini tekrar açılmamak üzere Mayıs 2013’te kapattık. Malum göreve geldiğimizde IMF’e olan borç yıllık 3,5 milyar dolardır. Mayıs 2013’te sıfırladık” dedi.
YARGI REFORMU
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“Meclisimiz tarafından kabul edilen 11. kalkınma planındaki yol haritamızı takip ederek önümüzdeki seçimsiz 4 yılı ne iyi şekilde değerlendireceğiz. Ülkemizi dünyanın en iyi 10 ekonomisi yapmak için durmadan çalışacağız. Bilindiği gibi BM Genel Kurulunda adalet teması etrafında dünya meselelerinin kapsamlı bir değerlendirmesini yaptık. Nisan ayında kamuoyumuzla paylaştığımız yargı reformu strateji belgesinin ilk hazırlıklarını tamamladık. İlk reform paketi tüm milletvekillerimizin değerlendirmesine sunuldu. Mecliste mümkün olan en geniş uzlaşma ile tartışılması ve kabul edilmesi önemli. Bu paketi yenileri de takip edecektir. Bu paketlerin yapıcı bir anlayışla tartışılacağını umut ediyorum. Hukuk başkadır adalet başkadır. Meclis’in görevi adaletin tesisine imkan sağlamak için en ideal hukuk düzenlemelerini yapmaktır. Adalet peşinde koşarken bunu çerçevesinde koşan yasalarımızı da bunu çerçevesinde oluşturmalıyız.”
VEKİLİN YERİNE GEÇİN KANUN ÇIKARMAYA KALKMAM
“Devletin başı alan Cumhurbaşkanının öncülüğünde belirli amaçlar için işbirliği içinde çalışmalarına mani değildir. Elbette cumhurbaşkanı milletvekillerinin yerine geçip kanun çıkarmaya, hâkimlerin yerine geçip hüküm vermeye kalkacak değildir, esasen kuvvetler ayrılığı demek demokrasinin özünü oluşturan güçlerin çatışması değil makul bir denge içinde aynı hedefler doğrultusunda faaliyetlerini yürütmesi demektir. Biz de bu anlayışla çalışıyoruz.”
GÜVENLİ BÖLGE
Bundan dört yıl önce G20 zirvesinde toplantıya katılan tüm liderlere Suriye sınırında bir güvenli bölge oluşturmayı ve sığınmacıları burada iskan etmeyi teklif ettim. Söze gelince herkes memnuniyetle karşılarken hiç kimse atılacak adımlar için elini taşın altına koymadı. Ülkemize yönelik Suriye kaynaklı terör tehdidi artık tahammül edilemez boyutlara ulaştı. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Hakrekâtları’nı hayata geçirdik. İdlib’de Rusya ve İran’la birlikte yürüttüğümüz Astana süreci ile büyük bir insani dramın yaşanmasının önüne geçtik. Kolay değil 4 milyon nüfusu olan bir şehir. Ve burada zulme uğrayan insanlara vermiş olduğumuz destek çok çok insani ve tarihin kayda alacağı bir durumdur. Şimdiye kadar güvenli hale getirdiğimiz yerlere geri dönen Suriyeli sığınmacı sayısı 360 bini buldu.”
SURİYE
“Öncelikle şu hususu sizlerle bir kez daha paylaşmak istiyorum; Türkiye Suriye’nin toprak bütünlüğünden, siyasi ve idari birliğinden yanadır. Mevcudiyetimizin tek sebebi, sınırlarımıza yönelik terör tehditlerinin, ülkemizdeki Suriyelilerin geri dönüşlerini de engelleyen bir bariyer haline dönüşmüş olmasıdır. Biz asla savaştan, çatışmadan, kan dökülmesinden, acı çekilmesinden yana değiliz. Tam tersine hem kendimiz hem Arabı, Ezidisi, Hıristiyanıyla tüm Suriye halkı için huzurlu bir gelecek istiyoruz. Birileri terör ve sığınmacı yükünü ülkemizin omuzlarımıza yükleyerek adeta bize diz çöktürmeye çalışıyor. Türkiye böyle alçakça bir oyunu kabul edecek kadar aciz bir ülke midir?
67 yaşındaki tutuklu kalp krizi geçirdi tahliye edilmedi şimdi kalp ameliyatı olacak