CHP lideri Kılıçdaroğlu, Dünya Sağlık Örgütü’nün koronavirüsü pandemi ilan ettiği 11 Mart’ın, Birleşmiş Milletler’ce ‘Dünya Pandemiye Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü’ kabul edilmesini talep etti.
BOLD – Ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Birleşmiş Milletler’e (BM) ve Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) hitaben koronavirüs (Kovid-19) içerikli mektup kaleme aldı.
AZAMİ ÖNLEM ALDIĞINI DÜŞÜNEN ÜLKELERE DAHİ AĞIR BEDELLER ÖDETTİ
Kılıçdaroğlu, dünyanın herhangi bir noktasındaki ihmaller zincirinin, korona salgınına karşı azami önlemleri aldığını düşünen ülkelere dahi ödettiği ağır bedeller bulunduğuna işaret etti.
Küresel birlikteliğin zorunluluğuna dikkat çekerek dayanışmanın yalnız sağlık alanında gerçekleşmesinin fayda getirmeyeceğine vurgu yaptı.
İNSANLIĞIN ORTAK GELECEĞİNİ KURMAK İÇİN BAŞLANGIÇ OLUŞTURACAKTIR
Ülkeler arası eşitsizliğin ve gelir dağılımı adaletsizliğinin en aza indiği yeni bir gelecek inşa edilmesi gerektiğini kaydederek “Yeni geleceği, sadece insanlığı değil, tüm canlıları düşünerek planlamalıyız. DSÖ tarafından Kovid-19’un pandemi ilan edildiği 11 Mart’ın Birleşmiş Milletler tarafından ‘Dünya Pandemiye Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü’ olarak kabul edilmesini teklif ediyoruz. Böyle bir günün kabulü, insanlığın ortak geleceğini kurma zorunluluğumuzun başlangıcını oluşturacaktır” dedi.
BİR TARAFTA DAYANIŞMA DİĞER TARAFTA OTORİTER REJİMLER VAR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz de mektuba dair açıklama yapıp dünyanın, bir tarafta küresel dayanışma gereğini öne çıkaran anlayışı savunan, diğer tarafta ise içe kapanan otoriter rejimlerin bulunduğu bir yol ayrımında olduğunu dile getirdi.
İDLİB’E YAPILAN SEVKİYATLARDAKİ ARTIŞ KUŞKU UYANDIRICI
BM’nin ateşkes çağrısının, özellikle sağlık sistemleri yetersiz Suriye ve Libya gibi ülkeler için kritik önem taşıdığını ifade eden Çeviköz, şu bilgileri verdi:
“Ülkemiz sınırları dışındaki TSK varlığının durumunun, askerlerimizin sağlıklarını koruyacak şekilde yeniden gözden geçirilmesine acil ihtiyaç vardır. Milli Savunma Bakanlığı’nca İdlib’de ateşkese uymayan grupların sayısının azaldığı yönündeki açıklamalarına rağmen bölgeye yapılan sevkiyatlardaki artış kuşku uyandırıcıdır.”