İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Türkiye’nin en derin sorunu; demokrasi, hukuk, hukukun üstünlüğü, adalet ve buna bağılı olarak ekonomidir” dedi.
BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanlarını hedef almasına tepki gösteren Meral Akşener, “Sayın Erdoğan’ın algoritması bu, böl, parçala, yönet. Şimdi böyle bir pozisyonda onlardan yararlanmak mümkünken bu insanları ve milletin seçtiği bu belediye başkanlarını düşmanlaştırmanın bir stratejisi olsa gerek. Türkiye’nin beka sorunu var mıdır bilmiyorum ama yöneticilerin bir zeka sorunu olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Halk TV’de Özlem Gürses’e konuşan İyi Parti Genel Başkanı Akşener, Erdoğan’ın CHP’li belediyelerin yardım kampanyaları için kullandığı, ‘Bu tür teşebbüsler geçmişte FETÖ ve PKK gibi örgütler tarafından da denenmişti’ sözlerine tepki gösterdi. Akşener, “Sayın Erdoğan en yakın zamanda gene aldatıldık diyebilir, Allah beni affetsin, milletim beni affetsin diyebilir” dedi.
Akşener’in açıklamaları şöyle:
Belediyelerin hukuki olarak bağış almaları haktır. Keşke sayın Erdoğan bu belediyeleri rakibi gibi görmeseydi, merkezi hükumetle belediyeleri bir eş güdüm içerisinde birlikte bu koronayla savaşabilir el ele tutuşmuş; kaynakları daha verimli kullanan bir Cumhurbaşkanı olabilseydi. Kaynakları daha verimli kullanabilen bir Cumhurbaşkanı olabilirdi ama anlıyoruz ki AK Parti Genel Başkanlığı şapkasını çok içselleştirmiş herkesin Cumhurbaşkanı olabilmeyi bir türlü değiştiremedi.
ESEFLE KARŞILADIM
Bildiğim kadarıyla ne sayın Ekrem İmamoğlu’nun ne de sayın Mansur Yavaş’ın hiçbir zaman belediye başkanlığı dışında ilçe belediyeleri başkanlıkları dışında bir görevleri olmadı. O nedenle FETÖ yöntemlerine bir alışkanlıkları olmadığını biliyorum. Bu yöntemleri geçmişte kullananlar bilirler. Ama bu tanımlamayı Cumhurbaşkanı ağzından duymayı doğrusu esefle karşıladığını ifade etmek isterim.
ERDOĞAN YİNE ALDATILDIK DİYEBİLİR
Sayın Erdoğan en yakın zamanda gene aldatıldık diyebilir, Allah beni affetsin, milletim beni affetsin diyebilir. Özellikle insanların canı ile uğraştığı, çok korktuğu ekonomi ile ilgili olarak büyük problemlerin yaşandığı, insanlar hem canları hem işleri ile ilgili gerçekten endişe içerisindeyken Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan bu kişi kalkıp yeniden kutuplaştırıyor. Türkiye’de yaşayan herkesin dayanışma içinde olması eylemini duruşunu sağlayacak olan iktidardır; iktidarın başındakilerdir ama maalesef Millet İttifakı’nın belediye başkanlarına Millet İttifakı’nın yöneticilerine birlik beraberlik durumunu sağlama dili ve adımı düşüyor. Bu muhalefete düşmez, iktidara düşer.
ERDOĞAN’IN ALGORİTMASI BU
Sayın Erdoğan’ın algoritması bu, böl, parçala, yönet. Türkiye’nin beka sorunu var mıdır bilmiyorum ama yöneticilerin bir zeka sorunu olduğuna inanıyorum. Sayın Yavaş ve sayın İmamoğlu’nun ne sayın Cumhurbaşkanı’nın şahsına ne de Cumhurbaşkanlığı makamına bugüne kadar rencide edici tek bir kelimeleri olmadı. Şimdi böyle bir pozisyonda onlardan yararlanmak mümkünken bu insanları ve milletin seçtiği bu belediye başkanlarını düşmanlaştırmanın bir stratejisi olsa gerek. Türkiye’nin beka sorunu var mıdır bilmiyorum ama yöneticilerin bir zeka sorunu olduğuna inanıyorum. Bir ciddiyet sorunumuz da var. Devlet insanı olmak bu konularda ciddi olmayı gerektirir.
TÜRKİYE’NİN EN DERİN SORUNU DEMOKRASİ
Sayın Soylu önce sokağa çıkma yasağını Cumhurbaşkanının kararıyla aldığını söyledi. Yaşanan karmaşadan sonra sayın Soylu bu eylemin bir başarısızlık ve hata olduğunu kabul etti ve arkasından sorumluluğunu alıyorum diyerek istifa etti. Yani sayın Erdoğan’ın talimatıyla yapılan sokağa çıkma yasağının sorumluluğunun kendisi tarafından alındığını söyledi. Bunun karşılığında istifa etti ve kabul edilmedi.
ESNAF CAN ÇEKİŞİYOR
Biz bu Kovid-19 salgınına zaten çok kırılgan bir ekonomi ile girdik. Damat beyin söylediklerinin sahada hiçbir karşılığının olmadığını gördük. Türkiye’nin yüzde 90’a yakınının istihdamını oluşturan bu iş yerlerinin can çekiştiğini gördük. Koronadan kaynaklı ülkeler içlerine döndü. Her ülke kendi derdi ile meşgul olduğu için doğal olarak ihracat düşecek. Dolayısıyla ihracat üzerine kurulmuş firmalar muhtemelen işçi çıkaracak işsizlik öyle bir noktaya gelecek ki, bizim arkadaşlarımızın yaptığı ekonomik simülasyon sadece işsizlikle ilgili gerçekten iç karartıcı ve göz korkutucu.
ŞİMDİ A HABER’E ÇIKSAM NE YAZAR?
2008’den itibaren sayın Erdoğan medyada örgütlenmeye gitti. Her iktidar yandaş medya yaratmaya çalışır fakat sayın Erdoğan 18 yılda yanlışın dışında onu aşağı iten bir propagandist medya ortaya çıkardı. Türkiye’de şu anda bir avuç özgür medya var. Şu anda Türkiye’de ben şimdi A Haber’e çıksam ne yazar. Diğer kanallar kapatılınca ne olacak bu kanalları izleyen seyirci A Haber’e gidip Tayyipçi mi olacak?”