Kılıçdaroğlu’nun ‘Sözde Cumhurbaşkanı’ ifadelerine değinen Erdoğan: “Bunları derdi milli iradedir. Bunlara oy vermeyen hakim sözde hakim, öğretmen sözde öğretmen, çiftçi sözde çiftçidir” dedi.
BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen yılın ilk Kabine Toplantısı sona erdi. Erdoğan toplantı sonrası alınan karaları kamuoyuna duyurmak için kameraların karşısında geçti.
Konuşmasının başında koronavirüsle mücadeleye ve ekonomiye etkilerinden bahseden Erdoğan: “Salgın nedeniyle ihracat pazarlarımızda görülen ciddi daralmalara rağmen 2020 yılını oldukça iyi tamamladık. Geçtiğimiz yıl ihracatımız 169,5 milyar dolar ile hedefi yaklaşık 4 milyar dolar aştı. Henüz rakamlar açıklanmadı ama aynı şekilde 2020 yılında yüzde 0,3 olan büyüme hedefimizi aştığımıza inanıyorum” dedi.
YENİ TUZAKLAR
Türkiye’nin tüm saldırılara rağmen kararlılıkla yolunda devam ettiğini söyleyen Erdoğan: “Önümüzde yeni tuzaklar kurulmaya çalışıldığını görüyoruz. Bir süredir hiçbir rasyonel temeli olmayan siyasi ve sosyal kaos çıkarma denemeleridir. Bu gayretler vesayetin etkisinin kırılıp, milli iradenin güçlendirilmesi konusunda kat ettiğimiz mesafedir. Bu ülkede kimin cumhurbaşkanı seçileceği konusunda milletin temsilcileri yerine vesayetin dayattığı günleri geride bırakmıştır” diye konuştu.
DERTLERİ MİLLİ İRADE
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Sözde Cumhurbaşkanı’ ifadelerine de üstü örtülü değinen Erdoğan: “Böylesine büyük devrimi hala içlerine sindiremeyenler sancılarını farklı görüntüler, bahaneler altında dışa vuruyor. Bizzat kendisi bir kaset komplosu ile işbaşına gelen, partisi içinde taciz, tecavüz, hırsızlık hadiselerini görmezden gelen sözde genel başkanının sancısının sebebi budur. Bunları derdi millet, milli iradedir. Bunlara oy vermeyen hakim sözde hakim, öğretmen sözde hakim, çiftçi sözde çiftçidir. Türk demokrasisi millete ve onun temsilcilerine onun hakareti siyaset zanneden bu çukur zihniyeti hak etmiyor. Teröriste terörist demekten aciz bu sözde genel başkanını öncelikle CHP’li seçmenin sağduyusuna sonra da aziz milletimizin irfanına havale ediyoruz.
Terör örgütlerinin eylemlerini gizli veya açık şekilde destekleyenler büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını engellemek için çırpınıyorlar. Harekatların ruh dünyalarında yer açtığı sarsıntıyı bu şekilde dışa vuruyorlar. Bir dönem kendi topraklarına sahip çıkmakta zorlanan ülkeden bölgesel ve küresel düzeyde saha ve masada hakim olmuş bir ülke olmamızı hazmedemiyorlar” ifadelerini kullandı.
Erdoğan konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Varlık sebepleri olan sivil toplum görünümlü beşinci kol organizasyonlarının da medya görünümlü operasyon aygıtlarının maskeleri birer birer düşenler paniğe kapılmışlardır. Demokrasi kılıfı altında en ilkel faşizmi, özgürlük kılıfı altında en vahşi diktatörlüğü mazlumlara dayatanların sırça köşkleri başlarına yıkılıyor.
Dünün zalimlerin bugün mazlum kisvesiyle karşımıza çıkarak sergiledikleri sinsiliği yüzlerine vurduğumuz için bize saldırıyorlar. İdeolojik saplantılarını, fıtrata aykırı sapkınlıklarını, terör örgütüne payandalarını cilalı bir şekilde topluma dayatanlar için yolun sonu görünmüştür.
Karşılarında hukuku bulmaya devam edecektir. Cumhurbaşkanı olarak yasama, yürütme, yargı gücünü milletimizi bu tehditlere karşı seferber etmek anayasal vazifemizdir. Ülkemizi yeniden güdümlerine sokmak için kimi zaman vesayet güçlerini, kimi zaman darbecileri, kimi zaman terör örgütlerini, kimi zaman ekonomik tetikçileri kullandılar. Türkiye’yi dize getiremeyenler şimdi yeniden siyaset ve toplum mühendisliğine sarıldılar.
İnanç ve kararlılıkla diyorum ki; başaramayacaksınız. Milletimiz geçmişte defalarca maruz kaldığı felaketlerin müsebbiplerini deşifre etti, şifrelerini çözdü. Milletimiz gerektiğinde canı pahasına istiklal ve istikbaline sahip çıktığında önünde hiçbir şeyin duramayacağını gördü.
Bu gerçeği fark eden bazı eski Türkiye artıklarının umutlarını ülkenin başına gelecek felaketlere bağlayacak kadar zavallı hale geldiklerine şahit oluyoruz. Türkiye’nin demokraside ve kalkınmada 2023 hedeflerine ulaşmasını engellemeyeceklerdir.
İstiklal Marşında en güzel ifadeleriyle dile getirilen milletimizin o yüreğindeki hürriyet ateşinin yeniden yükselmesinin önüne geçemeyeceklerdir.
Ülkemizin yeniden yapılanan küresel siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği yeri almasına mani olamayacaklardır. Büyük ve güçlü Türkiye’nin silueti belirgin hale geldikçe bu tür hazımsızlıkların, kaos çıkarmanın artacağını biliyoruz, hepsine de hazırlıklıyız.”