Politika
Saray’da protokol rezaleti: Erdoğan ve Michel oturdu Leyen ayakta kaldı


AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüşmesinde iki koltuğa Erdoğan ve Michel oturdu. Ayakta kalan Leyen, duruma tepki gösterdi.
BOLD – Üçlünün basına görüntü verdikten sonra resmi görüşme için geçtiği odada yalnızca iki koltuk bulunuyordu. Ve ‘bey‘ler bu iki koltuğa yerleşiverince Ursula von der Leyen ayakta kaldı.
Şaşkınlıkla Erdoğan ve Michel’in koltuklara yerleşmesini izleyen Avrupa Komisyonu’nun ilk kadın başkanı, “Hmm” benzeri bir şaşkınlık ifadesi mırıldanmasının ardından elini “Ne oluyor burada” anlamında yana doğru açtığı bir jest yaptı.
Eşit statüde olduğu erkek AB Konseyi Başkanı Michel, Erdoğan’la yan yana koltukta otururken, von der Leyen uzaktaki bir koltukta tek başına oturmak zorunda kaldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da von der Leyen’in karşısında bir koltukta tek başına oturdu.
Ancak von der Leyen’in Michel ile protokol açısından eşit pozisyonda olmasına rağmen, liderlerden uzakta oturması tepki çekti.
AB KOMİSYONU: ŞAŞKINLIK YARATTI
AB Komisyonu sözcülüğünden yapılan açıklamada, Komisyon Başkanı von der Leyen için Erdoğan’ın yanında yer verilmemesinin şaşkınlık yarattığı, ancak Komisyon Başkanı’nın, ‘protokol kurallarına karşı, görüşmelerin içeriğine öncelik vermeyi tercih ettiği’ bildirildi.
Sözcü ayrıca, Ursula von der Leyen’in protokol açısından Charles Michel ile aynı seviyede olduğunu ve bu sebeple görüşmede, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında oturması gerektiğini ifade etti.
UTANÇ VERİCİ
First they withdraw from the Istambul Convention and now they leave the President of European Commission without a seat in an official visit. Shameful. #WomensRights pic.twitter.com/p5Z4AHuHjK
— Iratxe Garcia Perez/♥️ (@IratxeGarper) April 6, 2021
Avrupa Parlemantosu’nun İspanyol üyesi Iratxe Garcia Perez, Twitter hesabından “Önce İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiler. Şimdi resmi bir ziyarette Avrupa Komisyonu başkanını koltuksuz bıraktılar. Utanç verici” yazdı.
“Ehm” is the new term for “that’s not how EU-Turkey relationship should be”. #GiveHerASeat #EU #Turkey #womensrights pic.twitter.com/vGVFutDu0S
— Sergey Lagodinsky (@SLagodinsky) April 6, 2021
TBMM-Avrupa Parlamentosu (AP) Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Eş-Başkanı Sergey Lagodinsky ise “Hmm, Türkiye-AB ilişkilerinin nasıl olmaması gerektiği konusundaki yeni terimdir” ifadesini kullandı.
ÖZDEMR: MAÇOLAR BİLİNÇLİ OLARAK YAPAR
Sosyal medyada da gündeme oturan söz konusu olayı çok sayıda kullanıcı “SofaGate” (KoltukGate) etiketi ile paylaştı.
Ursula von der Leyen’e yönelik tavrı eleştiren bir diğer isim de Almanya’daki muhalefet partilerinden Yeşiller’in Federal Parlamento Milletvekili Cem Özdemir oldu. Özdemir konuyla ilgili olarak, “Bu tarz işleri Putin, Erdoğan vb. gibi baskıcı maçolar bilinçli olarak yapar. (…) Sineye çekebilirsiniz ama buna mecbur değilsiniz. Ancak bu adamlardan (sineye çekerek) saygı göremezsiniz!” dedi.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ARKASINDAN GELMESİNE DİKKAT ÇEKİLDİ
Bu gelişmenin AB-Türkiye ilişkilerinin hassas bir dönemden geçtiği zamana denk gelmesi ve dikkat çekildi.
Ayrıca Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle kadın haklarının gündemde olduğu bir süreçte yaşanması da ayrıca eleştirildi.
Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesi AB’li liderler tarafından eleştirilmişti. Von der Leyen görüşmeden önce Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinden ötürü endişeli olduğunu söylemişti.
Avrupa Komisyonu Sözcüsü Eric Mamer de yaptığı açıklamada yaşanan bu son gelişmenin ardından von der Leyen’in eşit haklar meselesine odağının daha da keskinleşmesine yol açtığını belirterek , “Videodan görüldüğü üzere komisyon başkanı bariz şekilde şaşırıyor. Başkanımızın protokol seviyesi AB Konseyi başkanıyla birebir aynıdır. Normalde yabancı ülkeleri ziyaretinde Avrupa Konseyi Başkanı gibi davranılır. Başkan temsil ettiği kurumun gerektirdiği protokolle davranılmasını bekler. Bu yüzden ekibinden gelecekte bir daha böyle bir olay yaşanmaması için gereken iletişimi kurmasını istedi.” dedi.
TAM BİR DİPLOMATİK FİYASKO
Amerikan Washington Post gazetesi, “Türkiye’nin lideri iki AB başkanıyla bir araya geldi. Aralarındaki kadına sandalye verilmedi” başlığını kullandı.
Avrupa Komisyonu’nun eski üyelerinden Violeta Bulc ise “Tam bir diplomatik fiyasko” paylaşımını yaptı
“TESADÜF DEĞİL, KASITLIYDI”
And no, it wasn’t a coincidence it was deliberate.👇 Why was @eucopresident silent? https://t.co/LvObcyGpmL pic.twitter.com/dLUxuUr5B9
— Sophie in ‘t Veld (@SophieintVeld) April 6, 2021
AP’nin liberal milletvekillerinden Sophie in ‘t Veld ise Erdoğan’ın geçmişteki fotoğraflarını paylaşarak, yaşanan olayın “tesadüf değil, kasıt olduğunu” ifade etti. Charles Michel’in, Ursula von der Leyen’e gösterilen bu tavrı protesto etmemesini eleştirdi.
AB yeni göç dalgasını önlemek için Erdoğan’a daha fazla para teklif etti
Bunlar da ilgini çekebilir
-
Rus haber sitesi: Türkiye, Ukrayna’ya 150 asker gönderdi
-
Bunun adı siyaset: Bakanların gemileri yakması liderleri memnun etti
-
“AKP’nin rotasını MHP belirledi”
-
Libya ve Yunanistan deniz yetki alanlarını belirlemek için masaya oturacak
-
EPP Grup Başkanı Manfred Weber: Erdoğan’a ne gibi vaatlerde bulunulduğunu halen bilmiyoruz
-
NATO’dan Rusya’ya çağrı: Ukrayna sınırındaki askeri yığınağını sonlandır


Ailesinin siyasi rakipleri tarafından hedef alındığından şikayet eden Erdoğan’ın, kendisi, partisi, ortağı ve trollerinin siyasilere, aileleri üzerinden saldırıları rutin haline geldi.
BOLD – Geçen Şubat ayında Erdoğan, CHP’nin ailesi üzerinden siyaset yaptığını söyleyerek serzenişte bulundu. Erdoğan siyasi rakiplerini suçlasa da kendisi, partisi ve ortağı ve trolleri basın ve sosyal medya üzerinden siyasilerin ailelerini uzun süredir hedef alıyor.
ABD’li düşence kuruluşu Brooklin Enstitüsü’nin geçen Şubat ayında yayınlanan raporu sonrası MHP Lideri Devlet Bahçeli, raporda katkısı olduğunu ima ederek eski Hazine Müsteşarı CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ı şu sözlerle hedef aldı: “Yazılan karanlık senaryonun iç yüzü aydınlanmaya başlamıştır. (Kemal) Derviş’in yeni bir fitne düzeneğinin asal unsurlarından birisi olduğu vehim değil, vaki bir gerçektir. CHP’de iki Kemal vardır. Acaba diyorum, mesela Faik Öztrak, hangi Kemal’i lideri olarak kabullenmektedir? ABD’deki Kemal’in CHP’deki ajanı ve taşeronu Öztrak mıdır?”
Son günlerde bilbordları süsleyen ‘128 milyar dolar nerede’ sorusu AKP’nin canını oldukça sıkıyor. Bu soruyu gündeme getiren ve gündemde tutan parti de CHP. CHP’li Faik Öztrak eski Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın da 128 milyar doların akıbetini araştırdığı için görevden alındığının kesinleştiğini söyledi. Bu yüzden parti sözcüsü Öztrak bir kez daha hedefte.
AİLELER HEDEFTE
Öztrak’ın İçişleri Bakanı dedesi ve Gümrük Bakanı babası üzerinden ailesi, sosyal medyada AKP’li hesapların saldırısı altında. AKP’liler paylaşımlarında Öztrak ailesini Dersim katliamı, Deniz Geçmiş ve arkadaşlarının idamından da sorumlu tutuluyor.
AKP ve ortağı MHP aile üzerinden siyaset yapmayı uzun süreden beri deniyor. Son olarak Montrö ve cübbeli amiral tartışmaları konusunda bildiri yayınlayan amirallerin aileleri de Erdoğan’ın talimatıyla hedef oldu. CHP bağlantılarının ortaya çıkarma adına amirallerin akrabaları Hürriyet gazetesi aracılığıyla ifşa edildi.
Türkiye’nin son yıllarına damga vuran iki kadın siyasetçi İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da aileleri üzerinden hedef alınmıştı.
Eski eş kurbanı Ayşe Tuba Arslan’ın son şikayet dilekçesini Nükhet Duru okudu
Politika
Ticaret Bakanlığına 9 milyon TL’lik dezenfektan satan Bakan Ruhsar Pekcan’a istifa çağrısı


Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve eşi Hasan Pekcan’a ait şirketin Ticaret Bakanlığına 9 milyon TL’lik dezenfektan sattığına dair faturalar ortaya çıktı. Bakan Pekcan iddiayla ilgili sessiz kalırken CHP’li Ali Öztunç, Bakan Pekcan’ı istifaya çağırdı.
BOLD – CHP’li Ali Öztunç, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın kendi şirketinden kendi bakanlığına 9 milyon TL’lik dezenfektan sattığının ortaya çıktığını belirterek istifa çağrısında bulundu.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve eşi Hasan Pekcan’a ait Nanoksia Biyoteknoloji ve Karon Mühendislik firmalarının bakanlık bünyesindeki kurumlara 9 milyon TL değerinde dezenfektan sattığı ileri sürüldü. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, “AK Parti yeni bir skandala daha imza attı. Her gün AK Partililerle ilgili yeni yeni skandallar ortaya çıkıyor. Bu defa ise Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın kendi şirketinden kendi bakanlığına 9 milyon TL’lik dezenfektan sattığı ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
Öztunç, “Yani Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, eşiyle birlikte ortak olduğu şirketten kendi bakanlığına 9 milyon TL’lik dezenfektan satmış. Sanki piyasada bu ürünü başka üreten kimse yokmuş gibi kendi firmasından kendi bakanlığı bu malları satın alıyor. Gerçekten inanılır gibi değil, tam bir skandal. Turizm Bakanı, turizm arazilerini kendi özel şirketine devrediyor. Ticaret Bakanı ise kendi özel şirketinden kendi bakanlığına malzeme satıyor. Bu inanılır gibi değil” dedi.
İSTİFA ETMESİ GEREKİYOR
CHP’li Öztunç, şunları söyledi: “Yıllar önce Devlet Bakanı Güler İleri, babasının cenazesinin ilanına ilişkin bakanlık bütçesinden ödeme yapıldığı için bakanlıktan istifa etmişti. Şimdi Ruhsar Pekcan’dan istifayı bekliyoruz. Kendi şirketinden kendi bakanlığına 9 milyonluk mal satılıyorsa hemen istifa etmesi gerekiyor. Tıpkı eski Devlet Bakanı Güler İleri gibi davranması gerekiyor.”


Türkiye’de 1 Mart’tan 14 Nisan’a kadar geçen 44 günde 6 bin 165 kişi koronavirüsten öldü. 1 Mart’ta 69 olan günlük ölüm sayısı 14 Nisan’da yüzde 404 artışla 279’a ulaştı.
BOLD – Pandemi karşısında ekonomik tedbirleri alacak gücü olmayan Saray yönetiminin tedbirleri zamanından önce gevşetmesinin faturası ağır oldu. Cumhuriyet’ten Erdem Sevgi’nin haberine göre CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, Türkiye’de mart ayında uygulanan normalleşme sürecinin faturasının ağır olduğunu söyledi. İlgezdi, şunları dile getirdi:
- Defalarca açıkladık. Bir an önce ekonomik ve sosyal koşulları sağlanmış, gelir güvenceli 28 günlük tam kapanma çağrısı yaptık.
- Kapanma için gereken kaynağı da hesaplayıp açıkladık. MB’nin kaybolan 128 milyar dolarının 7’de 1’i ile bu kapanmanın finansmanı sağlanabilecekti.
- 1 Mart’tan 14 Nisan’a kadar olan 44 günde toplam 6 bin 165 vatandaş koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi.
- 1 Mart’ta 69 günlük vefat sayısı 14 Nisan’da yüzde 404 artışla 279’a ulaştı. Yoğun bakımlarda boş yatak kalmadı.
- 1 Mart’ta yüzde 7.57 olan test-pozitif vaka oranı 14 Nisan itibarıyla yüzde 20’ye çıktı.
- İktidarın, tedbirleri kademeli olarak gevşettiği ve “yerinden önlem” olarak adlandırılan döneme geçtiği 1 Mart’ta, günlük 645 hasta sayısı 14 Nisan’da yüzde 434 artarak 2 bin 802’ye ulaştı.


Afiş yasağı da koronavirüsü durduramadı: Vakalar illerde 26 kata kadar arttı


Devlet garantili insan kaçakçılığındaki kilit isim Ersin Kilit: Fatma Şahin’i niye kimse konuşmuyor


Aileler yine iktidarın hedefinde
Popular
-
Spor1 gün önce
Enes Kanter 30’ncu double-double’ını yaptı: Galibiyeti yazar Aslı Erdoğan’a adadı
-
Ekonomi1 gün önce
Erdoğan 5 bin ton altının peşinde
-
Dünya12 saat önce
Respect Enstitüsü, İslami İlimler Üniversitesi olma yolunda
-
BOLD ÖZEL1 gün önce
Cezaevinde kanser olan KHK’lı mühendis Abdülazim Özdemir hayatını kaybetti
-
BOLD ÖZEL1 gün önce
En fazla aşı en çok vaka: Koronavirüs aşısı korumuyor mu?
-
Politika1 gün önce
Ticaret Bakanlığına 9 milyon TL’lik dezenfektan satan Bakan Ruhsar Pekcan’a istifa çağrısı
-
Gündem1 gün önce
Soylu Türkiye’deki yabancıları tehdit etti: İkametlerini iptal ederim
-
Analiz1 gün önce
AKP Türkiye’si: 128 milyar dolar, 43 işçi, 50 at kayıp