Diyanet, bu haftaki cuma hutbesinde müminin “insanların canı ve malı hususunda kendisine güvendiği kişi” olduğuna dikkat çekti. Hutbede, Müslüman’ın elinden ve dilinden insanlara zarar gelmeyen kimse olduğu vurgulandı.
BOLD – Diyanet İşleri Başkanlığı bu hafta hutbe konusu olarak “İslamı temsil sorumluluğu”nu ele aldı. İslam’ı hakkıyla temsil edemeyen her Müslüman’ın farkında olmadan en büyük zararı İslam’a vermiş olduklarına dikkat çekildi.
EN GÜZEL AMEL BİR İNSANI İSLAM’LA BULUŞTURMAK
Allah katında en güzel amelin, bir insanı İslam’la buluşturmak olduğuna vurgu yapılan hutbede, “Müslüman, İslam’a güzel bir şekilde davet etmekle yükümlüdür. Bu ise İslam’ı doğru anlayıp yaşamayı ve halimizle güzel temsil etmeyi gerektirir” denildi.
PEYGAMBERİMİZ ÖNCE YAŞADI SONRA TEBLİĞ ETTİ
Allah Resûlü (s.a.s), din-i Mübin-i İslam’ı önce kendisinin yaşadığı, sonra ashabına tebliğ ettiğine dikkat çekilen hutbede, “Sadece anlatmakla yetinmiyor, davranışlarıyla İslam’ın güzelliklerini ortaya koyuyordu. Adalet ve hakkaniyeti, şefkat ve merhameti, ülfet ve muhabbeti, cömertlik ve yardımseverliği ile örnek oluyordu. Sahabe-i kiram da İslam’ı bizzat ondan öğreniyor ve öğrendiklerini hemen kendi hayatlarına aktarıyordu. Sonraki nesiller de aynı yolu takip ettiler. Bu sayede İslamiyet hızla yayıldı” denildi.
İSLAM’I HAKKIYLA TEMSİL ETMEYEN DİNE ZARAR VERİR
Müminlerin insanlığa önder ve örnek bir ümmet olduğunun bilincinde olması gerektiğine vurgu yapılan hutbede “Dinimizin yüce hakikatlerini özümseyip hayatımızda uygulayalım. İnandığımız gibi dosdoğru yaşayalım. Unutmayalım ki birçok insan İslam’ı Müslümanların hal ve hareketlerine göre değerlendirmekte ve tercih etmektedir. Dolayısıyla İslam’ı hakkıyla temsil edemeyen her Müslüman, farkında olmadan en büyük zararı İslam’a vermiş olmaktadır” denildi.
MÜSLÜMAN’IN ELİNDEN VE DİLİNDEN ZARAR GELMEZ
Hutbenin sonunda mümin ve Müslüman’ın tarifi yapılarak, müminin insanların canı ve malı hususunda kendisine güvendiği kişi, Müslüman’ın ise elinden ve dilinden insanlara zarar gelmeyen kimse olduğu vurgulandı.
Ayşe Özdoğan’ın koğuş arkadaşı: Yüzü gözü şiş ve mosmordu, onu getiren gardiyan bile ağlıyordu