Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Tayyip Erdoğan gündeminde hayat pahalılığı vardı. Yine market zincirlerini hedef alan Erdoğan, “Ellerindeki ürünleri stoklayarak, aralarında anlaşarak fiyatları ayarlayanları takibe aldık. Bu tamahkarlarla mücadele ediyoruz. Sorun çoğu zaman hukuki değil ahlaki olduğu için zorluk çekiyoruz” dedi.
BOLD – Son yıllarda yüksek seyreden enflasyon, geçen yaz AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz-nas açıklamalarının ardından Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyelerine çıktı.
Ekonomistlerin hatta kendi bakanının uyarılarına kulak asmayan Erdoğan’ın faiz indirimi konusundaki talimatları ekonomiyi yerle bir etti.
Enflasyon ve döviz kuru patlarken, artan hayat pahalılığında vatandaşın belini büktü.
Son 8 aydır Türkiye’nin en önemli gündemi geçim. Seçime ise neredeyse bir yıl kadar bir süre kaldı. AKP batık ekonomiyle halkın karşısına çıkmak istemiyor.
Erdoğan’da her konuşmasında ekonomiye dair umut dolu temennilerini halkla paylaşıyor.
Son Kabine Toplantısı sonrasında da Erdoğan’ın gündeminde hayat pahalılığı vardı.
Erdoğan’ın şöyle konuştu: “Türkiye tarafları bir araya getirerek sorunun çözülmesi konusunda çözüm üretebilen yegane ülkedir. Siyasi ve diplomatik alanlardaki kazanımlarımızı ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için itici güç olarak kullanmak için çabalıyoruz.”
HUKUKİ DEĞİL AHLAKİ
Ülkenin halkını temel gıda maddelerinden mahrum bırakmayacak kapasiteye sahip olduğunu söyleyen Erdoğan, “Temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını yükselten kesim de vardır. Yalan haberlerle, ellerindeki ürünleri stoklayarak, aralarında anlaşarak fiyatları ayarlayanları takibe aldık. Bu tamahkarlarla mücadele ediyoruz. Sorun çoğu zaman hukuki değil ahlaki olduğu için zorluk çekiyoruz. Fiyatlardaki balonun söneceğini ümit ediyoruz. Düzelene kadar vatandaşlarımıza desteği sürdüreceğiz. Gereksiz paniklerin önüne geçecek düzenlemelere hız vereceğiz.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizin son 20 yılda ulaşımda attığı adımların ne kadar isabetli olduğunu görecektir.
Yıllarca kaderine terk edilmiş demiryollarımızı zaten canlandırmıştık. Demiryolu hat uzunluğumuzu 13 bin 22 kilometreye çıkardık.
Yurt dışı yük taşımacılığında da demiryolunun payını 10 kat artırmayı planlıyoruz.
Yeni yatırımlarla karayolu hizmet düzeyimizi de en üst seviyeye çekerek daha kesintisiz ulaşım sağlayacağız.
Kanal İstanbul projesi ise, boğaz trafiğinin azaltılması için kritik öneme sahip.
5’er yıllık planlamalarla 2053 yılına kadar 198 milyar dolar yeni yatırım yapacağız.
Bizim için asıl olan özellikle her bir insanımızın çalışacak iş, evine götürecek ekmek bulabilmesidir.
Fiyatlardaki dengesizliğin bir an evvel önce yarattığı belirsizliği kaldıracağız.
İstihdam ile ilgili yen bir projeyi de hayata geçirmeye başladık. 3-6 ay boyunca primleri Çalışma Bakanlığı karşılayacak. İşe giren her bireye bir veya 2 yıllık istihdam garantisi oluşturacağız.
Vatandaş ve kamu arasındaki mülkiyet tartışmasına son vermek için 2B arazilerinin satışı ile ilgili başvuruları 31 Aralık’a kadar uzattık.
Felaket tellallığının bu ülkenin hiçbir meselesinin çözümüne katkısı yoktur. Bugüne kadar her meseleyi nasıl çözdüysek bugün de sorunları biz çözeceğiz.”