BOLD – Küstahlığı ve kabalığıyla ABD’de bir marka haline gelen Donald Trump, ABD’nin ilk kadın başkanı olma hayali kuran Hilarry Clinton ile girdiği yarışı kazanınca başkanlık koltuğuna oturdu.
Agresif, tutarsız, ilkesiz, kibirli, kurnaz, disiplinsiz Trump için kullanılan tanımlamalardan bazıları. Başkanlığı döneminde Trump bu tanımlamalardan taviz vermedi.
Yabancı devlet başkanlarına tavrı, mülteciler hakkındaki düşüncesi ve sonucunu düşünmeden başkan sıfatıyla topluma verdiği tavsiyeler Trump’ın kusurlarından sadece birkaçı.
George Floyd adlı siyahi bir ABD’linin polis tarafından öldürülmesinin ardından başlayan eylemler Beyaz Saray’ın kapısına dayanınca Trump dini ritüellere sarıldı.
İncil ile kameralar karşısına çıkan Trump, bedelini kısa süre sonra yapılan seçimde tarihi fark yiyerek ödedi.
YALANLAR BORİS JONHSON’IN SONU OLDU
Pandemi kısıtlamaları sırasında katıldığı parti başına bela olan İngiltere Başbakanı Boris Jonhson görevinden dün istifa etti.
Partygate skandalı sonrası patlayan kriz sonunda istifa eden Jonhson hakkında yazılanları derleyen BBC Türkçe ilginç bir habere imza attı.
Jonhson hakkında Guardian gazetesi yazarı Jonathan Freedland, Zehirli büyüsü bozuldu: Boris Johnson kendi yalanlarına takıldı” başlıklı yazısında, “Yalanlar ve kuralları açıktan çiğnemesi Johnson’ı iktidara getirdi; onu oradan indiren de bu oldu. Yani Boris Johnson’ın siyasi yolculuğunun ilginç bir simetrisi var. Bir farkla ki, tek adamın kişilik bozuklukları şeklinde başlayan şey, partisinde ve hükümetinde bozukluklarla son buldu ve tüm ülkeye büyük zarar verdi” ifadesini kullandı.
Muhafazakar eğilimli Times gazetesi yazarı Francis Elliot, Boris Johnson için “2. Dünya Savaşı sonrasının en büyük krizlerinde Britanya’ya önderlik etti, ama kural tanımazlığı, sonunda ayağına dolandı. İngiliz siyasi yaşamının en olağan unsuru onun sonunu getirdi: yolsuzluk skandalı ve örtbas etme çabaları” diye yazdı.
Türkiye’de övgü alan bu tür siyasi duruşlar, Batı’da koltuğa mal oluyor.