BOLD – Toplumda birçok kesimin karşı çıktığı “sansür yasası” olarak da tanımlanan düzenlemelerin 14 maddesi Meclis’te kabul edildi. Yasada İnternet Kanunu’nda yapılacak değişiklikle halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaydığı iddiasıyla sosyal medyada paylaşım yapanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.
Genel Kurul’da görüşülen başlıklar arasında “5651 sayılı İnternet Kanununda yapılacak değişiklikler” de yer alıyor.
Ancak bu maddede yapılacak değişiklikler, hukukçulara göre tehlikeli bir durum arz ediyor. Türk Ceza Kanunu’na eklenmesi düşünülen “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu için yapılacak düzenlemede “yanıltıcı bilgi” ya da “gerçeğe aykırı” bilginin tanımı yapılmıyor.
Hukukçulara göre başlık ile içeriği uyumsuz olan bu hükümde ve gerekçesinde; yanıltıcı veya gerçeğe aykırı bilginin ne olduğundan bahsedilmiyor ve bu tespitin nasıl yapılacağına dair kriter ortaya koyulmuyor, ayrıca öngörülebilirlik ve belirlilik de eksik bırakılıyor.
Yine hukukçulara göre bu suç tanımı bu haliyle, muhalif olanın veya muhalefet edenin susturulması, sindirilmesi, korkutulması, fişlenmesi, cezalandırılması ve ifade hürriyetinin özüne müdahale edilmesi amacıyla kullanılmaya açık. Ayrıca öngörülen ceza sınırının, hapis cezasının üst haddi tutuklama yasağı olarak kabul edilen 2 yıllık sınırın üzerine çıkarılması da cezalandırma niyetinin işareti olarak görülüyor.
MADDENİN İÇERİĞİ SORUNLU
Ceza Yasası konusunda uzman isimlerden olan Prof.Dr. Ersan Şen de yapılmak istenen bu değişikliğe dikkat çekti. Ersan Şen, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla, “sansür yasasında” yer alan bu değişikliğin bu şekilde kanunlaşmaması gerektiğini belirtti. Ersan Şen, “Bu madde kanunlaşacaksa; ancak failin, haberin gerçek dışılığı kesin olarak bildiğinin kanıtlandığı durumlarda suçun oluşacağını kabul etmek suretiyle uygulanmalı ve uygulanırken de İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi ile Anayasa Mahkemesi kararları dikkate alınmalıdır.” uyarısında bulundu.
Türk Ceza Kanunu’na Madde 217/A olarak eklenmesi düşünülen “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlıklı suçunun dikkatle incelenmesi gerektiğinin altını çizen Ersan Şen, “Kamu barışına karşı suç olarak düzenlenmesi hedeflenen bu madde içeriği sorunludur.” diye kaydetti.
Değişiklerin asıl amacı ile ilgili tartışmalar bir yana, Türk Ceza Kanunu'na m.217/A olarak eklenmesi düşünülen "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" başlıklı suçunu dikkatle incelemek gerekir. Kamu barışına karşı suç olarak düzenlenmesi hedeflenen bu madde içeriği sorunludur.
— Ersan Şen (@ProfDrErsanSen) October 6, 2022
BU MADDE DEMOKRATİK VE ÇOĞULCU BİR TOPLUMDA BULUNMAMALI
Teklif edilen hükmün “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” şeklinde olduğunu paylaşan Ersan Şen, hapis cezasının üst haddi tutuklama yasağı olarak kabul edilen 2 yıllık sınırın üzerine çıkarıldığına dikkat çekti.
Şen, şu değerlendirmede bulundu: “Başlık ile içeriği uyumsuz hükümde ve gerekçesinde; yanıltıcı veya gerçeğe aykırı bilginin ne olduğundan bahsedilmediği ve bu tespitin nasıl yapılacağına dair kriterin ortaya koyulmadığı, öngörülebilirliğin ve belirliliğin eksik bırakıldığı anlaşılmaktadır. ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ başlığı altında getirilen suç tipinin muhalif olanın veya muhalefet edenin susturulması, sindirilmesi, korkutulması, fişlenmesi, cezalandırılması ve ifade hürriyetinin özüne müdahale edilmesi amacıyla kullanılmaması gerektiğini, insanların düşüncelerini ve eleştirilerini paylaşma haklarının özüne müdahale içermeyen, ‘caydırıcı etki’ niteliği taşımayan, paylaşımda bulunanların kimliklerinin bilinirliğini aleyhlerine baskı aracı olarak kullanmayı mümkün kılmayan, kişilik haklarını korumayı hedefleyen, cebir, şiddet, tehdit, tahrik içerikli veya ‘saldırgan’ bir üsluba sahip paylaşımları önleyen, başta özel hayatın gizliliği ve korunması hakkı olmak üzere ifade hürriyeti, örgütlenme ve protesto hakları ile diğer hak ve hürriyetler arasında bir denge kuran ve bu dengeyi koruyan düzenlemeye yer verilmesini gerektiğini belirterek, ilgili düzenlemenin bu amaç ve hassasiyetlerden uzak olduğu sebebiyle demokratik ve çoğulcu bir toplumda bulunmaması gerektiği kanaatindeyiz.”
BU MADDE BU HALİYLE KANUNLAŞMAMALI
Bu nedenle teklif edilen maddenin bu şekilde kanunlaşmaması gerektiğinin altını çizen Şen, “Veya aşağıda yer vereceğimiz şekilde ‘kanunilik’ ilkesi gözetilerek daha belirli ve öngörülebilir hale getirilmelidir.” diye kaydetti.
Şen, değerlendirmesini “Her ne kadar fikri alana müdahale niteliği taşıyan bu düzenlemenin kanunlaşmaması gerektiğine inansak da, bu şekilde bir düzenleme getirilecekse dahi, madde metninde tanımlanan suçun; ‘Sırf halk arasında endişeye korkuya veya paniğe yol açmak saikiyle; ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili temeli olmayan, uydurma ve gerçek dışı bir bilgiyi, bu niteliğini bilerek ve kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’ şeklinde olması durumunda, daha açık, net ve anlaşılabilir olacağını, bu haliyle kötüye veya keyfi kullanılma ihtimalinin azalacağını, cezasının da 2 yıllık tutuklama yasağında tutulması gerektiğini söylemeliyiz. Bu madde kanunlaşacaksa; ancak failin, haberin gerçek dışılığı kesin olarak bildiğinin kanıtlandığı durumlarda suçun oluşacağını kabul etmek suretiyle uygulanmalı ve uygulanırken de İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi ile Anayasa Mahkemesi kararları dikkate alınmalıdır.” şeklinde bitirdi.