TANER DEMİR I BOLD ANALİZ
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başörtüsünü seçim malzemesi olarak gördüğünü artık herkes biliyor. 2013 yılından CHP dahil tüm partilerin desteğiyle başörtüsü sorunu Türkiye’nin gündeminden düştü. Bir ay önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘başörtüsüne yasal güvence’ çıkışına “Gollük pas verdi, fırsatı kaçırmayız” cevabı veren Erdoğan, başörtüsüyle ilgili bir gün öyle diğer gün böyle açıklamalar yapmayı sürdürüyor.
4 KASIM’DA BAŞKA, 7 KASIM’DA BAŞKA AÇIKLAMA
Erdoğan’ın başörtüsü konusundaki tavrı tam da kendi deyimiyle “Akşam yatarken başka, sabah kalkınca başka” hali. 4 Kasım’da KADEM’in toplantısında başörtüsü tartışmalarıyla ilgili konuşan Erdoğan, “Biz de tartışmaya cevabımızı, anayasa güvencesini teklif ederek verdik. Meclis’te grubu olanlara götürerek bu konudaki samimiyetimizi ortaya koyduk. Gel, samimiyseniz parlamentoda bu işi çözemiyorsak referanduma gidelim. Çünkü millet en doğrusunu söyler. Bakalım millet ne diyor. Uzlaşma sağlanamaması halinde bu meseleyi milletimizin takdirine sunmanın yollarını arayacağız. Köklü bir çözümü anayasamıza kazandırmayı ümit ediyoruz.” dedi.
“BİR İHTİMAL HAYIR ÇIKARSA İKTİDARI KAYBEDERİZ” ENDİŞESİ
7 Kasım’da Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sonrası konuşan Erdoğan, başörtüsü konusundaki anayasa teklifini Meclis’te grubu bulunan partilere sunduklarını söyledi. Erdoğan, “Prensip olarak, temel hak ve özgürlükler ile ilgili konuların, halk oylamasına götürülmesini doğru bulmuyoruz. Temennimiz de Meclis’te bu değişikliği doğrudan kabul edecek bir çoğunluğun sağlanmasıdır. Ancak milletimize sözümüz gereği, Meclis denkleminde başka bir mecburiyet ortaya çıkarsa onun gereğini yapmanın da boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz” diye konuştu. Konunun temel hak ve özgürlükler konusu olduğu Erdoğan’ın yeni aklına gelmiş oldu. Ya da birileri kulağına fısıldadı: “Bir ihtimal hayır çıkarsa başörtüsü yasaklanır. Millet bizi iktidardan alır”
SÜMEYYE ERDOĞAN’IN BAŞÖRTÜSÜ ÇIKIŞI VE SİYASAL İSLAMIN İKİYÜZLÜLÜĞÜ
Başörtüsü konusunda yüzde 0,1 bile olsa bu riski göze almak yerine başörtüsü vaadiyle oy toplamanın daha kolay olacağını bilen Erdoğan ve ekibi, “Bakın biz referandum istedik, MHP dışında hiçbir parti yanaşmadı” propagandasını yapacak. Bu arada AKP’deki başörtülüler mağdur olduklarını her yerde söylemeye devam edecek. Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın “Özel sektörde her gün yeni bir iş başvurusu, başörtüsü gerekçesiyle reddediliyor” sözleriyle başlattığı algı operasyonuna son sürat devam edilecek.
BAŞÖRTÜLÜ KADINLAR BEBEKLERİNİ CEZAEVİNDE BÜYÜTÜYOR
AKP iktidarıyla Türkiye’ye çöreklenen siyasal İslamcılar iki yüzlü davranmayı sürdürecek. AKP’yi eleştiren başörtülü kadınların bebeklerini cezaevlerinde büyütmelerine tek bir ses çıkarmayacak. Hak arayışı için gösteri düzenleyen Furkan Vakfı üyesi tesettürlü kadınların başörtülü polis tarafından dövülmesine ‘Kızlar iyi stres attı” küstahlığına yenileri eklenecek. O kadar ki başörtülü kadınların çıplak aranmasını destekleyen AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’i Meclis’te alkışlamayı sürdürecek.
HDP İLE ANLAŞAMAZSA REFERANDUM GÜNDEMLİ SEÇİM
Her gün gelen zamlarla bunalan vatandaşın gidebileceği bir parti olmadığını bilen Cumhur İttifakı, siyasette rahat top çeviriyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin onayıyla HDP ile masaya oturan Saray yönetimi, 2023 seçimleri için HDP yönetimiyle anlaşırsa başörtüsü gündemine ihtiyaç hissetmeyecek. Seçim öncesinde HDP’nin kapatılmaması karşılığında Kürt seçmenin oylarını almayı planlayan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığını ve Meclis çoğunluğunu yeniden kazanacağından emin. Eğer HDP ile anlaşma olmazsa başörtüsü kartını yeniden masaya koyacak. Miting meydanlarında ‘başörtüsünü yasaklamak isteyen Millet İttifakı’na oy vermeyin’ ‘Biz referandum istedik gelmediler’ ‘Bu seçimde başörtüsüne özgürlük için sandıkları patlatalım’ sloganları atacak.
Millet bu zokayı yine yutacak mı? onu zaman gösterecek.