BOLD – Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kahramanmaraş depreminde kurtarma çalışmalarına neden katılmadığına ilişkin tartışmalar sürüyor. Bu konu ile ilgili eski asker ve siyaset bilimci Hakan Şahin, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ordunun kurtarma çalışmalarındaki olası başarısızlığının askeri ve siyasi sorumluluğunu almamak için TSK’ya görev vermediğini iddia etti.
AKAR’I ASKERİ GÖREVLENDİRMEDEN NE ALIKOYDU?
Serbestiyet yazarı Şahin, “Hulusi Akar eğer isteseydi, aralarındaki kişiselleşmiş ilişkiden yararlanarak, Erdoğan’ı depremin ilk günü ordunun görevlendirilmesine ikna edecek siyasi hüneri gösterebilirdi, diye düşünüyorum. Bir “şey” Akar’ı bundan alıkoymuş olmalı. Bence o şey, Akar’ın, yukarıda özetlemeye çalıştığım kurumsal sorunlar yumağının tümüne pek tabii vakıf olmasıydı. Ordu göreve çağrıldığında ortaya çıkabilecek olası manzarayı hızlıca gören zekâsı, Akar’ı, bu manzaranın askerî ve siyasi sorumluluğunu almaktan kaçınabildiğince kaçınmaya itti” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN ORDUYA TAM HAKİM OLAMADI MI?
Hakan Şahin şunları yazdı:
Askerin kullanılmaması kararının esasen kimden kaynaklandığını tam olarak bilmiyoruz. Fakat sonuçta bu, bence iki çok önemli şeyin dışavurumu oldu.
(1) Eğer bunu istemeyen Erdoğan idiyse, son altı yılda başta personel yapılanması olmak üzere yapılan çok kapsamlı değişim ve dönüşümlere rağmen, ordunun hâlâ Erdoğan için “bizim ordu” olamadığını ve birtakım rezervlerin hâlâ devam ettiğini gösterdi.
AKAR İSTESEYDİ ERDOĞAN’I İKNA EDERDİ
(2) Bununla birlikte, Hulusi Akar eğer isteseydi, aralarındaki kişiselleşmiş ilişkiden yararlanarak, Erdoğan’ı depremin ilk günü ordunun görevlendirilmesine ikna edecek siyasi hüneri gösterebilirdi, diye düşünüyorum. Bir “şey” Akar’ı bundan alıkoymuş olmalı. Bence o şey, Akar’ın, yukarıda özetlemeye çalıştığım kurumsal sorunlar yumağının tümüne pek tabii vakıf olmasıydı. Ordu göreve çağrıldığında ortaya çıkabilecek olası manzarayı hızlıca gören zekâsı, Akar’ı, bu manzaranın askerî ve siyasi sorumluluğunu almaktan kaçınabildiğince kaçınmaya itti.
ASKERİ REFLEKS HEMEN HAREKETE GEÇERDİ
Genelkurmay Başkanlığının korgeneraller / koramirallerce doldurulan harekât, istihbarat, lojistik ve personel başkanlıklarında yıllar içinde birikmiş planlama geleneği ve derinliği, Milli Savunma Bakanlığının ehil olup olmadığını bilmediğimiz bakan yardımcılarının altında ve politik bir solüsyonun sığ sularında eritilmemiş olsaydı; muhtemeldir ki depremin daha ilk saatinde yereldeki tugaylar içgüdüsel reaksiyonlarını hemen gösterirken, stratejik kaynaklar bakımından da 1’nci Ordunun ulaştırma alayının tank taşıyıcılarına bindirilmiş istihkam araçlarını İstanbul’dan, Deniz Kuvvetlerinin gemilerini Aksaz’dan ve Özel Kuvvet timlerini taşıyan uçağı da Etimesgut havaalanından derhal hareket ettiren askerî bir refleks doğrudan doğruya devreye girmiş olurdu.
Yukarıda anlatmaya çalıştığım, bu refleksi gösterecek askerî becerinin yok oluşunun hikâyesi.
Bu, aslında hepimizin gözleri önünde gerçekleşti. Ancak şimdi ve çok acı biçimde görebiliyoruz.”