BOLD – Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun 2002 yılında bir suikast sonucu öldürülmesine ilişkin Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava görülmeye devam etti.
Emekli Albay Levent Göktaş, emekli yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ve emekli binbaşı Fikret Emek’in Hablemitoğlu’nu “tasarlayarak öldürdükleri” öne sürülüyor.
Bugün savunma yapan sanık Levent Göktaş ilk olarak soruşturma sürecinde Türkiye’den kaçtığı için mahkeme heyetinden özür diledi.
Hablemitoğlu davasının bugün devam eden duruşmasında, cinayeti organize ettiği öne sürülen Levent Göktaş’ın iddianameye dair savunmasında dikkat çeken ifadeler yer aldı.
Hakkındaki iddiaların kesin, somut delillere dayanmadığını belirten Göktaş, “İddianamede, ‘düşünülmektedir, sanılmaktadır, ‘buluşmaya gittiği zannedilmektedir’, ‘görüşmüş olabilecekleri ancak anılanlar arasında bir irtibat bulunmadığı’, ‘ancak bu konuda net bir tespit yapılamadığı…’ gibi tahmin ifade eden cümleler kullanılmıştır” diye konuştu.
Göktaş savunmasında, MİT tarafından işkence gördüğünü söyleyerek iddianamede yer alan bazı ifadelerini yalanlayan Nuri Gökhan Bozkır’ın çelişkili sözlerinden bahsetti. Göktaş, suikasttan günler önce Ankara’da Fikret Emek, Mehmet Narin ve Hakan Büyükçulha’nın cinayet ile ilgili toplantı yapıldığını söyleyen Bozkır’ın ifadesine “Hakan Büyükçulha, Bozkır’ın TİM Komutanıdır. Bozkır’ın ‘toplantı yapıldı’ dediği zaman Büyükçulha Azerbaycan’da görevdeydi. Bunu Bozkır’ın bilmemesi mümkün değildir” dedi.
GÖKTAŞ’IN TETİKÇİ OLDUĞU İDDİA EDİLEN MUMCUOĞLU HAKKINDAKİ SAVUNMASI
Göktaş, iddianamede kendisinin verdiği emir doğrultusunda suikastı gerçekleştirdiği öne sürülen dönemin Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı yüzbaşısı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ile ilgili de dikkat çeken ifadeler kullandı.
Mumcuoğlu’nu, TSK’daki görevi sırasında tanımadığını söyleyen Göktaş, kendisiyle de bir kere dahi telefon görüşmesi yapmadığını belirtti. Hablemitoğlu suikastının olduğu günlerde Mumcuoğlu’nun Kazakistan’da askeri görevde bulunduğunu belirten Göktaş, savcının “yasadışı yollarla Türkiye’ye gelerek” cinayeti işlediği kanısının yanlış olduğunu söyledi.
Göktaş, Mumcuoğlu’nun Kazakistan görevi sırasında kendisinin emir komutasında olmadığını belirtti ve Türkiye’ye gelmesi için kendisine izin veremeyeceğini ifade etti. Göktaş, “Tarkan Mumcuoğlu izinsiz veya kaçak olarak yurda gelse, hele de evine gitse lojmanda oturduğu için mutlaka görülürdü. Üzerinden kuş uçsa ÖKK’nın haberi olurdu” dedi.
GÖRÜŞME BİLGİLERİ, KONUŞMA İÇERİKLERİ YOK
MİT’ten temin edilen, 2002 yılına ait baz istasyonu verilerinin iddianamede kanıt olarak gösterilmesine değinen Göktaş, telefon sinyalleri üzerinden cinayet timi kurulmasının mesnetsiz olduğunu söyledi.
Göktaş, suikasttan önce cinayeti işlediği iddia edilen Mumcuoğlu ile herhangi bir telefon görüşmesi olmadığını belirtti ve iddianamede herhangi bir konuşma içeriğinin olmamasına dikkat çekti. HTS-baz verilerindeki çelişkilerden bahseden Göktaş, dakikalar içerisinde Ankara ve İstanbul’da kaydının çıkmasının gerçeğe aykırı olduğunu ileri sürdü.
ALTAYLI İDDİASI
Göktaş, iddianamede kendisine suikastı “sipariş ettiği” öne sürülen eski MİT’çi Enver Altaylı ve Mustafa Özcan ile herhangi bir görüşmesinin olmadığına, bir araya geldiklerine dair kanıt bulunmadığını belirtti. Nitekim HTS kayıtlarında da her iki kişiyle de görüşmediğinin ortaya çıktığını ifade etti.