TANER DEMİR I BOLD ANALİZ
11 Mart 2011’de Japonya’nın en büyük depremi ülkenin doğu kıyısını sarsmıştı. 9.0 büyüklüğündeki deprem sonrası oluşan dev dalgalar Fukuşima nükleer santralini vurmuş, reaktörleri su basmış ve büyük bir felakete yol açmıştı. Radyasyon sızıntısı arttıkça yetkililer de yasak bölge alanlarını genişleterek 150 bin kişiyi bölgeden uzaklaştırdı.
1999 DEPREMİ SONRASI DURDURULAN AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ
Peki Türkiye nükleer santral faciasına hazır mı? 23 yıl önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de içinde bulunduğu koalisyon, Türkiye’nin depremle beraber radyoaktif sızıntı riskini alamayacağına karar vermişti. Akkuyu Nükleer Santral projesini 1999 Marmara depremi sonrası durdurmuştu. AKP’nin iktidara gelmesinden önce Başbakan Bülent Ecevit liderliğindeki DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti tarafından Akkuyu NGS projesinin 25 Temmuz 2000 yılında iptal edilmişti.
AKKUYU NÜKLEER SANTRALİNDE HASAR VAR MI?
Birçok filme de konu olan depreme bağlı nükleer santral facialarıyla ilgili Türkiye’nin henüz hiçbir tecrübesi bulunmuyor. Rusya’ya ait nükleer enerji şirketi ROSATOM tarafından Mersin Akkuyu’da inşaa edilen nükleer santralinde Maraş depremleri sonrası hasar olup olmadığını kimse bilmiyor. Şirket, santral binalarında herhangi bir çatlak meydana gelmediğini duyurdu. Ancak uzmanlar ise deprem bölgesindeki termik santrallerle birlikte Akkuyu Nükleer Santrali’nin de denetimden geçmesi gerektiğini belirtiyor.
NÜKLEER SANTRALİ DENETLEYECEK BİR KURUM VAR MI?
Ancak 2023’te faaliyete geçeceği açıklanan Mersin’deki Akkuyu Nükleer Santrali’ni denetleyecek Türkiye’de herhangi bir kurum bulunmuyor. AKP Hükumeti tarafından lağvedilen Türkiye Atom Enerji Kurumu’ndaki personelin Türkiye’nin ilk nükleer enerji santralinin güvenliğiyle ilgili detaylı bir birikimi vardı. Ancak o kurum kaldırılarak yerine Nükleer Düzenleme Kurumu geldi. Deprem sonrası çeşitli internet sitelerine konuşan Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz, başka ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de nükleer santral yapım sürecinin bağımsız denetim kuruluşları tarafından değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor.
İNŞAAT SIRASINDA ÇATLAK OLUŞMUŞTU
Akkuyu Nükleer Santrali’nin kesinlikle bağımsız bir denetime ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Gürbüz, santralin denetimiyle ilgili yaşanan çarpıklığı şu sözlerle anlatıyor: “İnşaat sürecinde yaşanan birçok olay bize denetim eksikliğini zaten gösterdi. Örneğin birkaç yıl önce, inşaat sırasında bir çatlak oluştuğunu biz üç ay sonra bir gazeteden öğrendik. Başından beri en büyük sorunumuz bu; bizim her türlü şüphe ve iddiamıza ROSATOM yanıt veriyor, Enerji Bakanlığı adına bile onlar konuştular, bu baştan aşağı yanlış. Tüm dünyada bağımsız denetleme kurumları vardır.”
“AKKUYU DEPREM AÇISINDAN NÖTR BİR BÖLGE DEĞİL”
Mersin Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Osman Koçak’a göre Maraş depremleri, Akkuyu’nun deprem açısından nötr bir bölge olmadığını gösterdi. Akdeniz’de yaşanan depremler sonrası oluşacak tsunamilerin de nükleer santral için bir risk oluşturduğuna işaret eden Koçak, “Olası bir büyük depremin deniz kıyısında gerçekleşmesi durumunda meydana gelecek tsunami olasılığı zayıf bir olasılık değil ve nükleer santral açısından büyük risktir. Benzeri Fukuşima’da yaşandı, orada tsunamiye karşı inşa edilen duvarın yüksekliği 10 metreydi, önlemeye yetmedi ve nükleer bir felaket yaşandı. Bunlar olasılıktır fakat gerçekleşmesi halinde yaşanacak felaket karşılanamaz boyutta olacaktır.” ifadelerini kullanıyor.
ŞİRKETTEN “SANTRAL 9 BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ DEPREME DAYANIKLI” AÇIKLAMASI
Geçen yıl santral inşaatında çatlaklar oluştuğuna dair haberler yayınlanmıştı. Akkuyu Nükleer Güç Santrali A.Ş yazılı açıklama yaparak, “Akkuyu 9 şiddetindeki depreme dayanıklı” denildi. Açıklamada, “Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından Türkiye anakarasındaki aktif fay hattının detaylı incelemesi yapıldı. Bu çalışmaya göre, Türkiye’deki tüm sismik fay hatları bilinmektedir ve Akkuyu NGS sahasının 100 kilometre yarıçapında aktif jeolojik fay hattı bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Akkuyu NGS’nin tasarımı ve inşası, 9 büyüklüğündeki bir deprem de dahil tüm olası olaylar ve bunların kombinasyonları dikkate alınarak yapılmaktadır.” ifadeleri kullanıldı.