ORHAN KAYA | BOLD ANALİZ
45 binden fazla insanın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş depremlerinde 105 binin üzerinde bina yıkık ya da ağır hasarlı durumda. Depremden etkilenen 10 ilde binlerce insan evsiz kaldı. 2,2 milyon insan yaşadıkları şehri terk etmek zorunda kaldı.
10 ili vuran deprem sadece bölgede yaşayan insanları sarsmadı. Başta mega şehir İstanbul olmak üzere fay hattı üzerinde ya da deprem noktalarına yakın olan şehirleri de tedirgin etti. En son 17 Ağustos 1999 depremini yaşayan İstanbul’da yıllardır konuşulmayan deprem güçlendirmeleri, deprem toplanma alanları, depreme dayanıksız kamu binalarının durumu konuşulmaya başlandı.
Kahramanmaraş depremleri sonrası ilk 2 gün askerin sahada olmaması, arama kurtarmada yaşanan koordinasyonsuzluk can kaybının artmasına neden oldu. Depremin şokunu yaşayan milyonlarca insan yakınlarını kurtarmak için adeta çırpındı. Hatay’da yakınını kaybeden bir arkadaşım, annesini enkazdan nasıl çıkardıklarını anlatması olanları özetliyor: “İlk gün enkaza kimse gelmedi. Annemi kurtarmak için kimse yardımcı olmadı. 2. gün eniştem kepçe kiralayıp binanın enkazına girip annemin cenazesini çıkardı. Ne AFAD ne de başka bir kurum bize yardım etmedi.”
DEVLET DEPREMDE 2 GÜN YOKTU
Hatay’daki arama kurtarma rezaletinin benzeri Maraş’ta Adıyaman’da Elbistan’da da yaşandı. Devlet depremin olduğu 6 Şubat ve 7 Şubat günü ortada yoktu. Göçük altında kalanlar dondurucu soğuk altında saatlerce yardım bekledi. Yardım gelmedi. Binlerce depremzede dondurucu soğukta hipotermiden hayatını kaybetti.
TEK ADAMIN FELAKETİ
İktidar ve medyası, depremde askerin yokluğunu, AFAD’ın ve Kızılay’ın yetersizliğini, koordinasyonsuzluğu ve bunların sonucunda oluşan arama kurtarma rezaletini kapatmak için depreme ‘Asrın Felaketi’ ismini koydu. Güya depremin oluşutrudğu yıkım büyüktü devlet o yüzden yardım etmekte gecikti. Ancak bu algı tutmuyor. Çünkü bölgede yaşayanlar askerin ilk gün olmadığına bizzat şahit oldu. AFAD’ın beceriksizliğini enkazda eşini, kardeşini, çocuğunu kaybederek gördü. Kızılay’ın rezilliğini soğukta çadır bekleyen onbinlerce kişi bizzat tecrübe etti, Bu depreme bir isim konulacaksa o da Erdoğan’ın kurduğu ‘tek adamın felaketi’ demek daha doğru olur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan:
"Birisi çıkmış 'Kızılay nerede?' diyor. Be ahlaksız, be namussuz, be adi. Günde 2,5 milyon insana bu Kızılay yemek ulaştırıyor." pic.twitter.com/DXD8hMuxna
— Şerafettin Turpcu (@s_turpcu) February 21, 2023
ERDOĞAN TEK ADAMLIĞINI SARSAN DEPREM’E KIZGIN
Tek adam felaketi yaşanırken Erdoğan ve ortağı Bahçeli ne yaptı? Herkes enkazda arama kurtarmada askeri ararken Erdoğan, depremin ikinci gününde deprem nedeniyle hükumeti eleştirenleri sinirli ses tonuyla tehdit etti. “Günü geldiğinde tuttuğumuz defteri açacağız” açacağız dedi. İlerleyen günlerde iktidara yönelik eleştirilerin dozu artınca öfkesine hakim olamadı. Erdoğan, 21 Şubat’ta Devlet Bahçeli’yle gittiği Osmaniye’de yardımların ulamadığını söyleyen deprem mağdurlarını “Be ahlaksız, be alçak, be namussuz.” sözleriyle tehdit edecekti. Küfür ve hakaretlerinden Erdoğan’ın çok öfkeli olduğu ortada. Bu öfkesinin nedeni, 20 yıldan uzun bir süredir elinde tuttuğu iktidarını kaybedeceği endişesine yol açtı. Deprem sonrası aciz kalan tek adam rejiminin kurucusu Erdoğan, kendisine göre tıkır tıkır işleyen sisteminin elinden gitmesini istemiyor.
Yavaş ve öfkeli:
Bahçeli depremzedelere racon kesti!DETAYLAR HABERDE⤵️https://t.co/xGr4VdDION pic.twitter.com/mGPrjLToGg
— BOLD (@BOLDmedya) February 28, 2023
BAHÇELİ DE ERDOĞAN’A UYDU
Benzer bir psikolojiyi Devlet Bahçeli de yaşıyor. Erdoğan’la ziyareti sırasında deprem için ‘sırlı mucizevi bir olay’ diyen Bahçeli, sözlerinin karşılık bulmadığını anlamış olacak ki o da Erdoğan gibi üstenci bir dille depremzedeleri tehdit etti. Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde depremzedeleri azarlayan Bahçeli, “Sayın cumhurbaşkanını ve ziyareti sabote etmeye hakkınız yok. Sessizlik olacak! Dağıtın gitsin, indirin şunları.” dedi. Bahçeli’nin de öfke patlaması yaşadığı ortada.
MAĞDURA ŞEFKAT YERİNE ÖFKE GÖSTERDİLER
Erdoğan ve Bahçeli’nin deprem felaketinde mağdurlara devletin şefkatini göstermesi gerekirken, tam tersine depremzedeleri aşağılayıp azarlaması, hakaretler etmesi dikkat çekiyor. Bu durumun psikolojide de karşılığı var. Uzmanlar, aşırı hata yapma kaygısı, başarısızlık korkusu ve endişesinin öfke ve saldırganlığa neden olabileceğini belirtiyor. Uzmanlar, kişilik bozukluklarının da öfke kontrolsüzlüğüne sebep olduğunu kaydediyor.
NARSİST KİŞİLER BEKLENTİLERİ KARŞILANMAYINCA ÖFKE YAŞAYABİLİR
Kişilik bozukluğu bulanan narsist kişiler, beklentileri karşılanmayınca öfke patlaması yaşayabiliyor. Uzmanların aktardığına göre narsist kişilik bozukluğu görülen kişilerde şunlar gözlenebiliyor: “Kendilerini fiziksel ve ruhsal yönde çok beğenen ve üstün gören, sürekli beğeni, ilgi ve onay bekleyen; gittikleri her yerde hemen özel bir yeri hak ettiğine inanan kişilerdir. Beklentileri karşılanmayınca benlik saygısı çabuk düşer. Kolay zedelenirler. Öfke, bunaltı, kırgınlıklar ve çöküntüler olabilir.”
Deprem sonrası Erdoğan ve Bahçeli’nin öfkelerinin altında yatan sebep, kişilik bozukluğu mu yoksa iktidarı kaybetme korkusu mu? Bu alan psikiyatristlerin alanına giriyor.