BOLD – Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde iki dönem belediye başkanlığı ve Kırklar Meclis’i üyeliği yapan Kürt siyasetçi Abdullah Demirbaş, Katolik Hristiyanların ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Francis’i ziyaret etti.
Vatikan’da gerçekleşen görüşmenin Demirbaş’ın talebi üzerine gerçekleştiği öğrenildi. Demirbaş, görüşme sırasında Papa Francis’ten Kürt sorununun barışçıl çözümü için dua etmesini istedi.
Demirbaş, görüşme sırasında Papa’ya Kürt yazar ve düşünürü Ahmedi Hani’nin 1700’lü yıllarda yazdığı “Mem û Zin” isimli eserini, üzerine kadın motifi olan İran yapımı bir halıyı hediye etti. Papa’ya bir de mektup sunan Demirbaş, Papa ile yaptığı görüşmenin detaylarını Bold’a anlattı.
Demirbaş şunları söyledi: “100 bin kişinin olduğu bir seremoniydi. Papa Francis’ten Kürt sorunun barışçıl yollarla çözümü için destek ve dua istedik… Mem ü Zin’in hikayesi Kürtlerin bir araya gelememesi hikayesidir. Kürt dilini kültürünü ifade etmek istedik. İran’daki kadınların mücadelesini anlatan bir halı hediye ettik. Kendisi de seve seve dua ederim dedi. Kitabı alıp incelediğinde ‘bu Kürtçe mi?’ diye sordu.”
Demirbaş’ın Papa’ya verdiği mektupta özetle şu ifadeler yer aldı:
“Biz barışın yolunun ne bir kesimin diğer kesimleri kendine adapte etmeye çalışmasından, ne de bir kesimin diğer kesimlere adapte olmasından geçtiğini düşünmekteyiz. Biz barışın yolunun zenginlik kaynağı olan farklılıkların birlikteliğinden geçtiğinin şiarıyla hizmetlerimizi sürdürmekteyiz. Her farklılığı bir zenginlik olarak algılamakta ve bu çerçevede dinler ve kültürler arası diyaloğa önem vermekteyiz.
Son yıllarda kürtler üzerinde sistematik taarruzların olduğunu görmekteyiz. Bu taarruzlardan biri de DAEŞ’in yaptığı katliamlardı. DAEŞ, özellikle dini azınlık kadınlarını ve kızlarını hedef aldı, onları dünyanın diğer bölgelerine kaçırdı ve bir dizi zulme maruz bıraktı. Bu katliamlardan en çok etkilenenlerden olan Ezidi kadınlar ve kız çocuklar oldu. Bir başka ifade ile Ezidi kadınlar, inançları ve kimlikleri hiçe sayılarak zülme uğradılar. İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük vahşetlerden olan bu vahşet, Irak ve Suriye’de barış ve demokrasi isteyen halklar ve inançların dik duruşu sayesinde durduruldu. İnançlar ve kimliklerin korunmasında diyalog kanallarının ve hoşgörü kültürünün geliştirilmesinde zatıalinizin rol alması bizlere büyük bir umut ışığı olacaktır.”