BOLD – Tarihçi Yazar, AKP eski Milletvekili Reha Çamuroğlu, Bold Medya’dan İsmail Sağıroğlu’na çarpıcı açıklamalar yaptı.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı seçildiğinde Erdoğan’ın çok tedirgin olduğunu belirten Çamuroğlu, ““Ne oluyor” dedi, kendi kendine. “Acaba bu bir projenin bir parçası mı, planlı bir getiriş mi acaba” dedi. Bunu zaman zaman da ima etti. Planlı getirişle neyi kast etmiş olabilir? Dış güçleri mi? Olabilir. Devletin içerisindeki bazı odakları mı kast mı etti? O da olabilir. Ama bir tedirginlik yaşadı. Bu tedirginliği yeni yaşamadı, 2010’da yaşadı. O tarihten itibaren ciddi bir tedirginlik içindedir.” dedi.
Çamuroğlu, şunları söyledi:
“2010 yılında Erdoğan’la aramızda geçen bir diyalogla başlamak isterim. 2010 yılında ben milletvekiliyken sayın Erdoğan da başbakandı. Kemal Kılıçdaroğlu CHP genel başkanlığına seçildi. Seçildikten birkaç gün sonra Erdoğan beni çağırdı. “Reha bey dedi, Kılıçdaroğlu genel başkan oldu. Bizim bir açılım vardı. Ne yapacağız bundan sonra?” dedi. Efendim açılım 2008’de bitti. Bitirildi. Sizin genel başkan ve başbakan oluşunuz nasıl bazı çevreleri heyecanlandırdıysa, sevince boğduysa, Sayın Kılıçdaroğlu’nun başbakan adayı oluşu belirli çevreleri sevince boğmuştur. Bundan sonra bizim yarım kalan Alevi açılımı konusunda yapabileceğimiz bir şey yok efendim dedim. “Ne dediğinin farkında mısın” dedi. Evet dedim, bir daha bana ihtiyacınız olmaz. Mesele bu kadar netti bizim aramızda. Şimdi kalkıyor bir sürü laflar ediliyor. ‘Açılım neden yattı da neden olmadı da’ bir sürü lafügüzaf. Oysa 2010 yılında bizim aramızda bu mesele bu kadar net konuşuluyordu. 2008 yılında Başbakan’ın danışmanlığından istifa ettiğimde de aramızda çok net konuşulmuştu. Kendisine demiştim ki; siz beni duvara dayadınız. Elimi kolumu bağladınız. Hiçbir şey yapmıyorsunuz. “Çalıştay yapalım” dedi. Kendisine dedim ki; 411 oy verdik, anayasa değişsin, başörtüsü yasal olsun diye. Orada çalıştay yaptık mı sayın başbakan? Basında şu geçiyor, “Alevi kimliği bu kadar net ortaya konulmamıştı…” Yok efendim konulmuştu. 2008’de kürsüde ortaya koyduk, açılımla ortaya koyduk. Erdoğan’ın heyecanı yeni değil. 2010’da da Kılıçdaroğlu ile ilgili bir tedirginlik yaşadı. Ciddi bir tedirginlik yaşadı ki bu soruyu sorma gereği hissetti. “Ne oluyor” dedi, kendi kendine. “Acaba bu bir projenin bir parçası mı, planlı bir getiriş mi acaba” dedi. Bunu zaman zaman da ima etti. Planlı getirişle neyi kast etmiş olabilir? Dış güçleri mi? Olabilir. Devletin içerisindeki bazı odakları mı kast mı etti? O da olabilir. Ama bir tedirginlik yaşadı. Bu tedirginliği yeni yaşamadı, 2010’da yaşadı. O tarihten itibaren ciddi bir tedirginlik içindedir. Kılıçdaroğlu’nu o tarihten beri kişi olarak hedef almıştır. Deniz Baykal’ı hiçbir zaman bu şekilde hedef almadı Erdoğan. Bugün, endişeleri Erdoğan’ın başına gelmek üzere.”
“BEKTAŞİYİM, ALEVİYİM, MÜSLÜMANIM”
Erdoğan’ın bugün gazetelerde yer alan Alevilerle ilgili açıklamalarını değerlendiren Çamuroğlu, şöyle konuştu: “Gerisinde 20 sene olan bir yöneticinin, bir liderin 20 sene sonra bunu söylemesi, hadi diyelim 2002 ile 2007 arasında yanında kimse yoktu, kimse Alevilerin meseleleri falan var demedi ona. 2007 yılından itibaren açılım yapıldı. Şimdi 2023 oldu, sayın Cumhurbaşkanı “her meselelerine çözüm bulacağız” diyor. Bu inandırıcı değil.” dedi. Erdoğan’ın “Batının dün Bektaşiler üzerinde oynadığı oyunu bugün Alevi kardeşlerimiz üzerinde tekrarlama niyetinde olduğunu biliyoruz” şeklinde açıklamasını eleştiren Çamuroğlu, “Bektaşi, Aleviyim, Elhamdülillah Alevi Müslümanım. Her seçimden önce batı düşmanlığı yayıyorsunuz. Batıdan kredi istiyorsunuz ondan sonra. Batının dün Bektaşiler üzerinde oynadığı nedir? Bektaşiler batıya esir mi olmuş? Ben bunu da merak ediyorum.”
“ERDOĞAN DEĞİŞMEDİ, AKP DEĞİŞTİ”
“Eski Erdoğan’la bugünkü Erdoğan arasında hiçbir fark yoktu” diyen Çamuroğlu, “Parti farklıydı. Partide farklı gruplar vardı. Farklı güç dengeleri vardı. Erdoğan da o güç dengeleri içerisinde hareket etmek durumundaydı. Abdullah Gül, Bülent Arınç, Abdüllatif Şener vardı. Farklı bir denge vardı. Erdoğan o dengeyi gün gün eritti. Dengedeki rakiplerinin pasifliği ve bu durumu görmezliğiyle, ‘hadi canım bugünü de geçirelim’ tavırlarıyla, Erdoğan gün gün mevzilerini çoğalttı. Geldi hepsini tasfiye etti. Bu kadar basit. Partiyi, kendi partisi yaptı. Rakipleri fos çıktılar. Erdoğan 2002’de de otoriterdi. 2002’de de ‘Hedefe giden her yol mübah’ derdi.” şeklinde konuştu.
“DEVLETİN İÇERİSİNDE CİDDİ ÇATIŞMA VAR”
Diyarbakırlı Muhammed Yakut’un açıklamalarını değerlendiren Çamuroğlu, devletin içerisinde bir çatışma olduğunu belirtti. Çamuroğlu, şu ifadeleri kullandı: “Sedat Peker ile Muhammed Yakut’un ulaştığı bilgiler, herkesin ulaşabileceği bilgiler değil. Demek ki servis eden birileri var. Hatta dosya halinde ikram eden birileri var. Önceden hazırlanıp yurt dışına çıkıp yayın yapmalar var. Senelerdir söylüyoruz, devlet içerisinde ciddi bir iç çatışma var. Büyük bir mücadele var. Cumhur İttifakı bu nedenle dağılmış durumda. Biz bugün “denize düşen yılana sarılır” misali partiler görüyoruz. AKP kalkıyor, aday olarak Osmaniye’de birinci sıraya bir bakan koyuyor. Osmaniye’de MHP’nin adayı Devlet Bahçeli. Onun karşısına bir bakan koyuyor, bakanlık olanakları koyuyor., bakanlık görevlileri, hizmet gücü koyuyor. Öte taraftan Doğu Perinçek ağlamaya başlıyor. Perinçek, iktidarda ‘demokrasi yok mafyokrasi var’ dedi. Perinçek bunu bir günde mi keşfetti. Ortada ciddi çatlama patlama var. Erdoğan seçimi kazansa dahil bu kavga bitmeyecek. Hatta kavga büyüdü. Süleyman Soylu’yu vekil adayı yaptı. Bu seni bakan yapmayacağım demektir. Orada bir çatışma olduğunu biliyoruz. Soylu’nun atamalarda özerk davrandığını görebiliyoruz. Seçimden sonra buralarda bir şeyler beklenir. Erdoğan’ın seçimi kazanması durumunda dahil ülkeyi yönetebileceği kanaatinde değilim.”