BOLD – Meclis’in en çalışkan milletvekillerinden, hak ihlalleri ve mağduriyetlere karşı mücadelesiyle geniş kitleler tarafından sevilen, tanınan Dr Ömer Faruk Gergerlioğlu, Yeşil Sol Parti’den tekrar Kocaeli milletvekili adayı oldu.
Bold’dan İsmail Sağıroğlu’na özel açıklamalar yapan Gergerlioğlu, seçim çalışmalarında sahadan gözlemlerini paylaştı, muhalefetin erken zafer havasına girdiği uyarısında bulundu. Kocaeli’nde ikinci bir milletvekili çıkarmaya çok yakın olduklarını belirten Gergerlioğlu, “2018’de 7,4 almıştık. HDP olarak şu anda en az yüzde 9,5’tayız. Yani anket araştırma sonuçları ciddi objektif araştırma sonuçları. Bu da bir buçuk milletvekilini gösteriyor. İkiye çok az kaldığını gösteriyor. Biz seçmenlerimizden istirham ediyoruz. Biraz daha destek verip, bir omuz attıkları takdirde ikinciyi alabileceğiz.” Dedi. MHP tabanında ciddi bir rahatsızlık olduğunu belirten Gergerlioğlu, eski Gebze Ülkü Ocakları Başkanı Abdurrahman Dede ile görüştüklerini ve destek sözü aldıklarını, geniş kitleler tarafından kabul, destek görmeye başladıklarını ifade etti.
Diyarbakır merkezli yapılan ve çok sayıda gazeteci, sivil toplum kuruluşu çalışanı, avukatın tutuklandığı operasyonu eleştiren Gergerlioğlu, “Zaten bunu tahmin ediyordum. Hani işte insanları kriminalize etmek, terörize etmek, işte topluma, ‘bizim iktidarımız teröristlere karşı savaşıyor, gel bana destek ver’ demek için böyle bir operasyon yaptılar. İşte bizim faaliyetlerimizi duyuracak gazeteciler içeri alındı. Seçmenin haklarını savunacak avukatlar içeri alındı. Aday olan siyasetçiler içeri alındı. Bir sürü yalan dolanla yapıldı bunlar.” diyerek tepki gösterdi. Gergerlioğlu’nun açıklamalarından satır başları;
AKP’li vekiller vicdanları yerine cüzdanlarını tercih ettiler.
Biz mağduriyetler karşısında ağlarken, AKP MHP’liler gülüyordu. Dalga geçiyordu. Ben en çok bu yaraladı.
Anayasayı, yasaları inanılmaz çiğnediler. İnsanlığa karşı suçlar işlediler. Soykırım suçları işlediler. Mutlaka bir gün yargılanırlar. Biz bunları 4 ayrı dev rapor halinde not ettik. Binlerce ihlali not ettik. Zamanı gelir mutlaka bu suçlular mahkemelere çıkar, yargılanırlar. Allah büyüktür o günleri de bize gösterir. Allah o günleri göstermeden canımı almasın diye dua ediyorum.
Muhalefet erken zafer havasına girdi. AKP çok oy kaybetmiş gözükmüyor, MHP daha fazla oy kaybetmiş gibi. Sonucu değiştirecek kararsız bir kitle var, ona çalışılmalı.
Röportajı izlemek için;
https://www.youtube.com/watch?v=74aWyyAFggo
SORU: Ömer Faruk Gergerlioğlu nerede bir mağdur, mazlum var el uzatıyor, yardımına koşuyor. Bütün bu enerjiyi nereden alıyor? Kendisini nasıl rehabilite ediyor?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU: OHAL döneminde artan insan hakları ihlalleri vahim boyutlara ulaştı. Tamamen yalnız bırakıldı insanlar. Özellikle bu konuları sahiplenmek gerekti. Yoğun bir uğraş verdik. Ortada bir çok kesimin duyarsız kaldığı OHAL enkazı vardı. Bunu gidermek için yoğun bir gayret sarf etmek gerekiyordu. Biz uğraştıkça giderildiğini gördük, uğraştıkça ihlalleri engellediğimizi gördük. Uğraştıkça mazlumların, mağdurların hayatının iyileştiğini gördük. Uğraştıkça, mağdurların dualarını aldık. Bu da hep bizi motive etti. Daha fazlasını yapmaya teşvik etti. Bir sorunu çözdüğüm zaman inanılmaz seviyede mutluluk duydum. Bunu da yapmaya devam edeceğiz. Meclis’te o yüzden en yoğun çalışma gösteren vekillerden biri oldum. Konusu itibariyle en fazla soru önergesi veren vekil oldum. 54 yasa teklifine imza attık. En fazla da ‘Zülümat Bakanlığı’na’ soru önergesi verdik çünkü ülkede en başta adalet yoktu. İnim inim inleyen mazlumlar adaletin olmamasından şikayetçiydi. Biz de en çok bu bakanlığı sorguladık. Sadece bir yerde kalmadım, herkesin vekili olmaya çalıştık.
SORU: Mağduriyetleri, sorunları gündeme getirdiğiniz zaman iktidar kanadından sizle temasa geçenler oluyor mu? Bizimle paylaşabileceğiniz anekdotlar var mı?
Onlar vicdanları yerine cüzdanlarını tercih ettiler. Bu çok net. Biz bu ihlalleri anlattığımız zaman ‘Yok’ diyemediler. ‘Yok’ dedikleri zaman araştırdılar, var olduklarını gördüler. Bir akşam, Meclis’te bir KHK’lının kayın validesinin sosyal yardımının kesilmesini anlatmıştım. AK Partili vekiller ‘Böyle iş olamaz, nasıl olur?’ dediler. Hemen Trabzon Ortahisar Kaymakamı’na telefon açtılar. Kaymakam bey, ‘Evet, böyle yaptık’ dedi. Daha sonra o KHK’lı iade edildi. Ama ihraç sürecinde düşünün kendisinin değil yatalak kayın validesinin sosyal yardımı kesilmişti. KHK’lı göreve iade edildikten sonra yüzleri kızarmadan utanmadan, ‘sosyal yardımı da iade ettik’ diye cevap verdiler. AK Partili vekiller bunu gördükten sonra bile dönüp bana, ‘Ömer bey A’dan Z’ye doğru söylüyormuşsun’ demediler. Onlar tamamen cüzdanlarını, makamlarını, mevkilerini, paraları, mülkleri tercih ettiler. Çok acıdır bu.
BİZ AĞLIYORDUK, AKP’Lİ VEKİLLER GÜLÜYORDU
Gerçekler, ihlaller karşısında vicdanı sızlayan sızlıyor. Bunları görmezden gelen çok büyük bir topluluk vardı. AKP’liler MHP’liler içerisinde. İnanılmaz vicdansızlardı. Ben en çok yaralayan onların o haliydi. Bizim oturup ağladığımız hususlarda onlar gülüyorlardı. Uçurumu düşünebiliyor musunuz? Bu ihlalleri anlatırken kendimi zor tutarken AKP’li vekillerin dalga geçtiğini alay ettiğini, en acımasız tavırları gösterdiğini gözlerimle gördüm. Beni en çok bu yaralıyordu. Bir insan nasıl böyle olabilir?
EN BÜYÜK DUAM, BİR GÜN YARGILANMALARI
Anayasayı, yasaları inanılmaz çiğnediler. İnsanlığa karşı suçlar işlediler. Soykırım suçları işlediler. Şu an yargılanmıyorlarsa hakim olduklarından dolayıdır. Mutlaka bir gün yargılanırlar. Biz bunları 4 ayrı dev rapor halinde not ettik. Binlerce ihlali not ettik. Zamanı gelir mutlaka bu suçlular mahkemelere çıkar, yargılanırlar. Allah büyüktür o günleri de bize gösterir. Allah o günleri göstermeden canımı almasın diye dua ediyorum. İnanılmaz büyük suçlara imza attılar. Biz o zamanda adaletli davranacağız.
SORU: İlk başta aday olmayı düşünmüyordunuz. İnsan hakları savunucusu olarak devam etmek istiyorum demiştiniz. Daha sonra bu kararınızdan vazgeçtiniz. Ne yarım kaldı, neyi tamamlamak istediniz?
Genel siyasete yönelik bir eleştirim var. Siyaset kurumu çok atıl kalıyor ve kendisine biçilen rolü kesinlikle oynayamıyor. Siyaset toplumsal değişimler sağlamalıdır. Ama Türkiye’de genel siyaset kurumu çok güdük kalıyor. Ben siyasete çok özenen insanların aksine her şeyin siyaset olmadığını düşünenlerdenim. Siyaset her şey değildir. Bir yere kadar hareket edebiliyorsunuz. Ben yakın zamanda bir vakıf kurmayı düşünüyorum. Vakfa yoğunlaşmayı düşündüğüm için siyasetten biraz uzaklaşarak daha yoğun temaslar, değişimler, dönüşümler sağlayacak sivil toplum çalışmasına girmeyi düşündüm. Fakat yerel örgütlerimiz, genel merkezimiz ‘bunu hem yap, hem siyasette devam et, biz senden memnunuz.’ Dedi. Devam etme kararı aldım.
SORU: Şimdi tekrar kolları sıvadınız. Sahadasınız. Özellikle sosyal mecralardan sizi takip ediyoruz. Esnafla, halkla sürekli görüşüyorsunuz. Sahada durum nedir? İnsanlar en çok neyden şikâyet ediyor? AKP gidecek algısı var mı?
Ben kendi şahsımdan başlayayım. Biz oldukça olumlu bir rüzgar görüyoruz. 2018’de çok fazla tanımıyordum. Bu 5 yılda çok tanınmış olduğumu gördüm. Hani başıma gelen bu cezaevine girme çıkma olayı da partimden olmayan vatandaşların da bizi çok tanımasına yol açmış. HDP’li olmasa da diğer parti seçmenleri neredeyse hepsi ‘ya bu milletvekiline haksızlık yapıldı.’ ‘Bu adam iyi işler yapmaya çalışıyordu’ düşüncesine ulaşmışlar. Genç arkadaşlarla özellikle konuşmaya çalışıyorum. Gençler çok önemli. Çünkü onlar siyasette çok suskun. Gençleri konuşturmaya çalışıyorum, kadınları konuşturmaya çalışıyorum. Genel olarak orta yaşın üstündeki erkeklerle çok muhatap oluyoruz. Hayat sadece ortaya yaş üstü erkeklerin dünyası, siyaseti değil ki.
İKTİDAR FAZLA OY KAYBETMEDİ GÖZÜKÜYOR
İktidarın değişimi noktasında bir ilerleme var ama hani açıkça objektif olarak söyleyeyim; çok büyük bir oy kaybı yaşamamış görünmüyor. Yüzde 10-15 civarında bir oy kaybı yaşadığını gözlemliyorum. MHP daha fazla oy kaybetmiş gözüküyor. Bakın çok net, ben objektif olarak görüşlerimi söylüyorum. Bizim daha çok çalışmamız gerekiyor. Çünkü kararsızlar biraz daha Ak Parti’ye yakın. Fakat yoğun bir muhalefet çalışmasıyla bu kararsızlar fikrini değiştirebilir. Çok kritik bir noktada şu anda. Cumhur ittifakı ve Millet ittifakı, Emek Özgürlük ittifakı hemen hemen kafa kafaya gibi. 300’e 300 civarlarında gibi görüyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimi de çok kritik bir yerde. Hani belki bir oylara düşecek kadar kafa kafaya bir seçim görüyorum. Muhalefet biraz erken sevince ve zafer havasına kavuşmuş durumda. Böyle değil açıkçası.
SORU: İktidar kanadı mezhepsel bir siyaset güdüyor, yani kimlik siyaseti uyguluyor İşte en son Alevi konusu gündeme geldi. Sizin sahada gözlemleriniz nasıl? Kılıçdaroğlu’nun Alevi olması seçilmesine bir engel teşkil edecek mi?
Aslında Alevi olması, sahada o kadar konuşulan bir husus değil. Fakat bizim Ortadoğu toplumları biraz böyle lider hastasıdır. Hani masaya yumruk vuracak, bağıracak, çağıracak bir lider arayışı maalesef iktidarıyla muhalefetiyle tüm seçmenlerde var. Muharrem İnce gibi içi boş laflarla teneke gibi bomboş haliyle sözler sarf eden bir insanın, 2018’deki büyük hayal kırıklığından sonra halen bir miktar oy alabilmesi, Kılıçdaroğlu’na oy verebilecek kişilerin Muharrem İnce’ye yönelmesi… Maalesef işte bu Orta Doğu Lider hastalığında kaynaklanıyor. Yeter artık bu otoriter liderlerden çektiğimiz. Çok fazla şahsi ağırlığı olmayan demokratik bütünleşmeye, uzlaşmaya ağırlık veren bir insanın cumhurbaşkanı olması kadar Türkiye için iyi bir şey yok diye düşünüyorum.
SORU: Selahattin Demirtaş uzun süredir cezaevinde. Hiç ziyaret etme imkânınız oldu mu?
Ben 2018 seçimlerinden önce bir söz vermiştim. ‘Eğer ki seçilirsem, sabah 8’de vekil olarak işe başladığımda ilk yapacağım iş; hapisteki zulmen tutuklu kişileri ziyaret etmek’ olacak demiştim. Kimdi o zaman hapiste olanlar Selahattin Demirtaş, Ahmet Altan, Alparslan Kuytul, Osman Kavala idi. Ben bu sözümü yerine getirdim ve ilk gün ziyaret etmek için dilekçe verdim. Fakat 5 yıl boyunca yüzlerce defa dilekçe vermeme rağmen bana bu kişilere ziyaret izni verilmedi. Maalesef ben Demirtaş’ı ziyaret edemedim. Fakat eşi Başak Demirtaş’ı cezaevinden çıktıktan sonra ziyaret ettim. ‘Kalbim yüreğim sizinle, Sayın Demirtaş’la’ dedim. Ona selamlarımı yolladım. Çok önemli sembolik bir ziyaretti. Demirtaş çalışmalarımı takip ediyormuş ve çok takdir ediyormuş. Eşine de bunu söylemiş. Bundan da büyük memnuniyet duydum. Onun mağduriyetini de her mahfilde sürekli gündeme getiriyorum.
SORU: Seçime çok az süre kala yeni provokasyonlar yapılacağı yönünde endişeler var. Yaklaşık 150 Kürt gazeteci, avukat, sivil toplum kuruluşu yöneticisine operasyon yapıldı. Bu operasyonu nasıl yorumluyorsunuz? Bu operasyonlar devam edecek mi, seçimi nasıl etkiler?
İktidar tabii seçimi kaybetme noktasına geldiğini ve çok kritik bir noktada çok önemli bir dengede sallandığını görünce bu tür yollara saptı. Dengeler, çok kritik bir noktada şu anda ve o yüzden iktidar, oyları kendi lehine çevirmek için bir takım inanılmaz akıl dışı işler yapma peşine düşmek zorunda hissetti. İşte bunlardan birisi Kürt meselesini kaşımak. Zaten bunu tahmin ediyordum. Hani işte insanları kriminalize etmek, terörize etmek, işte topluma, ‘bizim iktidarımız teröristlere karşı savaşıyor, gel bana destek ver’ demek için böyle bir operasyon yaptılar. İşte bizim faaliyetlerimizi duyuracak gazeteciler içeri alındı. Seçmenin haklarını savunacak avukatlar içeri alındı. Aday olan siyasetçiler içeri alındı. Bir sürü yalan dolanla yapıldı bunlar.
SORU: Kocaeli’nde HDP yani Yeşil Sol Parti ikinci bir milletvekili çıkartacak mı? Diğer rakiplerinizle karşılaştığınız zaman durumunuz nedir?
Kocaeli nüfusu sürekli artan çok önemli bir sanayi kenti. 13 vekil çıkarıyorduk, bu dönemde 14 vekil oldu. Biz, Allah’ın izniyle ikinci vekil çıkartmayı hedefliyoruz. Sahada çok güzel dönüşler alıyoruz. Biraz daha gayret ettiğimiz zaman ikinci vekili yakalayabilecek gibi araştırma sonuçları görüyoruz. Yüzde 9,5’luk bir orana ulaştık.
SORU: Anket paylaşmamız mümkün mü? Kocaeli özelinde son durum nedir?
2018’de 7,4 almıştık. HDP olarak şu anda en az %9,5’tayız. Yani anket araştırma sonuçları ciddi objektif araştırma sonuçları. Bu da bir buçuk milletvekilini gösteriyor. İkiye çok az kaldığını gösteriyor. Biz seçmenlerimizden istirham ediyoruz. Biraz daha destek verip, bir omuz attıkları takdirde ikinciyi alabileceğiz. Farklı her kesime de bunu söylüyoruz; ‘Yani benim çalışmamı gördünüz’ diyorum. Benim bakın bir sloganım var. Ben yapacaklarımı anlatmıyorum, yaptıklarımı anlatıyorum. Yaptıklarımla yapacaklarımın teminatıdır diyorum. ‘Size boş hayal, vaatlerde bulunmuyorum’ diyorum. ‘Bakın eğer ki bize destek verirseniz ikinci bir vekille daha çok hizmet ederiz, siz ben 5 yıllık çalışmamı gördünüz Ben kendimden eminim, özgüvenim yüksek. Yeter ki siz bize destek verin, biz çalışmayı hizmeti daha da arttıralım.’ Bunu söylediğimiz zaman inanın ki kimse inkar edemiyor.
Mesela geçtiğimiz gün Gebze’de eski Ülkü Ocakları Başkanı bir arkadaşla tanıştık. Oyunu bana vereceğini söyledi ve şu andaki MHP yönetimini yerden yere vurdu.
SORU: Sinan Ateş cinayeti etkisiyle mi yerden yere vurdu?
Sinan Ateş’ten önce MHP’nin sırf çıkar için AK Parti ile işbirliği yapmasına yönelik ülkücü tabanda büyük bir tepki görüyoruz. Bundan dolayı bakın böyle bu kadar önemli mevkilerde yer almış insanlar bizim yanımızda yer alabileceklerini açıkça beyan ediyor. Bu kişi Abdurrahman Dede, eski Gebze Ülkü Ocakları Başkanı, MHP adayı. Böyle unvanları olan, yoğun katı bir ülkücü geçmişi olan bir insan. Bu seçimlerde Yeşil Sol Parti’ye oy vereceğini beyan etti. Bir değişim yaşanıyor. Biz bütün bu rüzgarla ikinci bir vekili yakalayabileceğimizi düşünüyoruz.