BOLD – Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, borçlulukta Türkiye’nin dünyada en az borçluluğa sahip ülkelerden birisi olduğunu öne sürerek, “Reel sektör, kamu, hane, bunların tamamında biz Maastricht Kriterleri’nin altındayız. Uluslararası tüm kuruluşlara göre altlardayız ve aynı şekilde bütçemiz de dünyanın en güçlü bütçelerinden bir tanesi” dedi.
DEPREMİN OLUMSUZLUKLARI TAMAMEN BİTTİ
AKP Mersin milletvekili adayı Nebati, Güneydoğulu iş insanlarıyla restoranda bir araya geldiği toplantıda açıklamalarda bulundu. Nebati, şunları söyledi:
“Bu deprem, normal şartlar altında bir ülkeyi 1 yıl boyunca durdurur. Ama biz işimize devam ettik. Şubat ayının o ilk günlerindeki olumsuz etki artık tamamen gitti. Biz ikinci yarıda toparlanmayı beklerken ilk çeyrekteki etki az, ikinci çeyrekten itibaren toparlanma başladı. Çünkü Türkiye altyapı yatırımlarını bitirmiş bir ülke.
TÜRKİYE DÜNYANIN EN GÜÇLÜ ÜLKELERİNDEN BİRİ
Borçluluğa baktığımızda, dünyada en az borçluluğa sahip ülkelerden birisiyiz. Reel sektör, kamu, hane, bunların tamamında biz Maastricht Kriterleri’nin altındayız. Uluslararası tüm kuruluşlara göre altlardayız ve aynı şekilde bütçemiz de dünyanın en güçlü bütçelerinden bir tanesi.
DÜNYANIN EN GÜÇLÜ ÜLKELERİNDEN BİRİSİ
Türkiye, hem ülkenin gelişmesi, bütçe, altyapı yatırımları açısından hem de borçluluk itibarıyla aslında dünyanın en güçlü ülkelerinden bir tanesi. Kendi uçağını, tankını, gemisini üreten bir ülkeyiz. Doğal gazı bulup çıkarabilecek kapasitedeyiz. Altın işlemeyi hızlandırdık, bor madenimiz zaten başlı başına yeter ve Karadeniz’de hidrojen… Şu anda maliyetler biraz yüksek olduğu için düşünün 20 sene önce güneş enerjisini kim isterdi? Maliyetler düşüyor, Karadeniz’de hidrojene hazır olun. Biz patlatıyoruz Allah’ın izniyle.
14 MAYIS BUNUN SAVAŞIDIR
Bir vize uğruna ülkeyi satıyorsunuz. Allah muhafaza ülkenin bölünmesine yol açacak kavgaları başlatıyorsun, sen sebep oluyorsun ve ülkenin bu müthiş büyüme trendini bir anda aşağıya çekiyorsun. Böylelikle kasayı da IMF’ye teslim ediyorsun. Türkçesi budur. Yani ‘Bir vize uğruna Ya Rab ülkenin bekasını devret.’ Onun için biz 14 Mayıs’ı bir iktidar mücadelesi olarak görmüyoruz. Türkiye’nin bekasına karşı savaşan içerdeki ve dışarıdaki işbirlikçilerle mücadele olarak görüyoruz. Onun için 14 Mayıs, çok değerlidir. Şimdi de dergilerle Türkiye üzerine ağır şekilde gelerek içerideki işbirlikçileriyle de bu işi bitirmeye çalışıyorlar. 14 Mayıs bunun savaşıdır.”