BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yen, kabineyi dün kamuoyuna açıkladı.
Merak edilen soruların başında MİT, Merkez Bankası (MB) gibi köklü kurumların başına getirilecek isimler geliyor.
Merkez bankası başkanı olacak ismin Hafize Gaye Erkan olacağı bilgisi basında yer aldı.
AKP’ye yakın medya organlarında MB için ismi zikredilen Erkan’ın özgeçmişi övgüyle anlatılırken Prof. Dr. Selva Demirel’den önemli bir uyarı geldi.
Demirel makalesinde, Erkan’ın basında yer alan özgeçmişinde CEO’luğunu yaptığı First Republic Bank’ın batışının yer almadığına dikkat çekiyor.
Demirel’in BBC Türkçe için kaleme aldığı “Mehmet Şimşek ekonomide yeni bir sayfa açabilecek mi?” başlıklı makalesinden Erkan ile ilgili dikkat çeken bölümler şöyle:
Neydi bu sıra dışı özgeçmiş? H. Gaye Erkan’ın ABD’nin en prestijli okullarından Princeton’dan bir sene içinde finansal mühendislik doktorası aldığı, ABD’nin en genç finans profesörü olduğu gibi göz kamaştırıcı ve çelişkili bazı bilgilerdi bunlar. Biraz araştırıldığında aslı olmadığı görülen ancak Türk kamuoyu için birileri tarafından uygun görülmüş bu yaldızlama yeni merkez bankası başkanı adayı hakkında iyi bir izlenim bırakmadığı gibi bazı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
Gaye Erkan’ın Princeton diploması şüphesiz göreve gelmesi durumunda yerine geçeceği Şahap Kavcıoğlu’nun özgeçmişinden çok daha parlak bir kariyerin belgesi. Bunun ötesinde bir yaldızlamaya ihtiyacı yoktu. O disiplinde yetişmiş, ABD’de bankacılık sisteminde bizzat çalışmış bir insanın KKM’yi “bir taşla beş kuş vurmak, faiz indirirken enflasyonu da düşürmek” şeklinde yorumlamayacağını ve yüzde 40’lardan devralacağı enflasyonu düşürmek için ortodoks politikaları savunacağını tahmin ediyorum.
ŞEFFAFLIK VE TUTARLILIĞA TERS
Ancak kendisi gelmeden önce paketlenmiş ve yaldızlanmış sahte bilgilerin sunulması, bu çarpıtmaların CEO olarak çalıştığı First Republic Bank’in batış tecrübesini gizleme amaçlı olduğunu düşündürüyor. Bu durum ise çok ihtiyacı olan kredibilite ve samimiyetin önüne geçtiği gibi Şimşek’in devir teslim töreni sırasında altını çizdiği “şeffaflık” ve “tutarlılık” ilkelerine gölge düşürüyor.
Bir tarafta 2018 yılında Mehmet Şimşek’in olaylı bir şekilde görevden uzaklaştırılması tecrübesi var. Diğer yanda Gaye Erkan ile ilgili daha kendisi gelmeden basına servis edilen sahte yaldızlamalar var. Tüm bunların üzerinde ise “faiz düşerse enflasyon düşer” inancı ve “önemsizleştirilmiş” bir merkez bankası var. Bu çerçevede ortodoks politikaların ön şartı olan kredibilite kazanılıp ekonominin yaraları sarılabilir ve asgari maliyetle düzlüğe çıkılabilir mi?
Kredibilitesi zayıf bir ekonomi yönetimi beklenti yönetimi yapamaz. Yani enflasyonu maliyetsiz yoldan düşüremez. Faizi sıkıp ekonomiyi daraltıp bu suretle “acı reçeteyi” yüksek dozda verip enflasyonu düşürmek mümkün. Marifet ise reçetenin dozunu minimumda tutup sahip olduğunuz kredibilite sayesinde beklentileri aşağıya çekebilmek. Bu düşük maliyetli çözümü elde edebilmek için Mehmet Şimşek ve ekibi yeterli kredibiliteyi elde edilebilir mi?