BOLD – Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini destekleyeceğini açıklamasının hemen ardından ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in bir telefon görüşmesi yaparak F-16 satışını ele aldıkları açıklandı.
Pentagon’dan yapılan açıklamada, görüşmede ortak ikili ve çok taraflı savunma hedeflerinin ele alındığı belirtilerek, “Bakan Austin ve Bakan Güler, ABD ile Türkiye arasındaki uzun askeri işbirliği geçmişinden övgüyle söz ederek, devam eden yakın işbirliğinden duydukları memnuniyeti ifade ettiler” denildi. VOA News’in aktardığı açıklamaya göre görüşmede ayrıca Türkiye, İsveç ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg arasındaki olumlu görüşmelerin yanısıra Savunma Bakanlığı’nın Türkiye’nin askeri modernizasyonuna verdiği desteğin de ele alındığı kaydedildi.
ABD Savunma Bakanı Austin görüşmeye ilişkin Twitter’dan da bir paylaşımda da bulundu.
Austin, “Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile bugün bir dizi önemli ortak hedefi ele aldığımız iyi bir görüşme gerçekleştirdim. Kendisini Vilnius’ta görmeyi ve stratejik ilişkilerimizi derinleştirmeye devam etmeyi dört gözle bekliyorum” diye yazdı.
I had a good discussion today with Turkish Minister of National Defense Yasar Guler on a range of important shared goals. I look forward to seeing him in Vilnius and continuing to deepen our strategic relationship.https://t.co/XysuasGh9j
— Secretary of Defense Lloyd J. Austin III (@SecDef) July 11, 2023
Türkiye Ekim 2021’de ABD’den 20 milyar dolarlık F-16 savaş uçağı ile mevcut savaş uçakları için yaklaşık 80 modernizasyon kiti satın almayı talep etmişti. Ankara, F-16 satışının İsveç’in NATO üyeliğine vereceği onay ile ilişkilendirmesinden rahatsızlık duyuyordu.
Son olarak, ABD Senatosu’ndaki Cumhuriyetçiler’in lideri Mitch McConnell, “İsveç’in üyeliği gerçekleşene kadar Türkiye’ye F-16 satışından yana olmayanlardanım” demişti. Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun Demokrat Partili Başkanı Bob Menendez’in de uzun süredir aynı görüşte olduğu biliniyor.
STOLTENBERG: F-16’LAR UZLAŞMANIN BİR PARÇASI DEĞİL
İsveç’in NATO üyeliği başvurusu hakkında varılan uzlaşıyla ilgili açıklama yapan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de “Türkiye ile ABD arasında F-16’lar konusundaki bir diyaloğu memnuniyetle karşılıyorum. Ancak bu, dün vardığımız uzlaşının bir parçası değil.” dedi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta bugün başlayacak NATO Zirvesi öncesinde düzenlenen forumda konuştu. İsveç’in NATO üyeliği başvurusu konusunda dün Erdoğan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve kendisinin katıldığı üçlü görüşme hakkındaki soruyu yanıtlayan Stoltenberg, “Bu zirve daha başlamadan tarihi bir hale geldi. Çünkü şimdi İsveç’in üyeliği meselesi bulunuyor ve İsveç, bu ittifakın tam üyesi olacak. Bu hem İsveç için hem Türkiye hem tüm NATO ve Baltık bölgesi için iyi” dedi. Stoltenberg, Türkiye’nin terör konusunda meşru güvenlik endişelerini ortaya koyduğunu ve geçen yılki Madrid Zirvesi’nden beri Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan Üçlü Muhtıra ile bunların giderilmesi için çalışmaların sürdüğünü, İsveç’in bazı adımlar attığını ifade etti.
Bu metnin uygulandığını, son olarak İsveç’te bir kişinin terör suçundan mahkum edildiğini hatırlatan Stoltenberg, İsveç’in üyeliğiyle ittifakın daha güvenli olacağını belirtti. Stoltenberg, Türkiye’nin ABD’den F-16 savaş uçağı alma planı hakkındaki soruyu yanıtlarken de şunları söyledi: “Bu, ABD’nin kararıdır. Türkiye, arada bir bağlantı görmediğini çok açık şekilde ortaya koydu. NATO, müttefikler arasında silah ihracatı kısıtlamalarını kaldırmak için neler yapabileceğimiz konusunda çok açık olmuştur. Türkiye ile ABD arasında F-16’lar konusundaki bir diyaloğu memnuniyetle karşılıyorum. Ancak bu, dün vardığımız uzlaşının bir parçası değil.”
Stoltenberg, İsveç’in ne zaman NATO üyesi olacağına ilişkin soruya karşılık olarak da Erdoğan’ın, İsveç’in katılımı hakkındaki onay belgesini TBMM’ye en kısa sürede göndereceği taahhüdünde bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Türkiye’nin kendi meclis süreci bulunuyor. Tam bir takvim için detaya giremem. TBMM şu anda açık değil. Ancak en önemlisi şu ki Türkiye, katılım protokolünü sevk edeceği konusunda açık bir karar vermiştir. İnanıyorum ki Türkiye’de onay olacağı konusundaki ana meseleyi de çözmüş bulunuyoruz.”