ERSOY ÇELİK I BOLD ANALİZ
Yüksek Askeri Şura (YAŞ), 3 Ağustos’ta Erdoğan’ın Beştepe’deki Sarayında toplandı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeni komuta kademesi, bu toplantıda şekillendi.
Erdoğan’ın onayıyla yürürlüğe giren kararlara göre, Genelkurmay Başkanlığına 2’nci Ordu Komutanı Orgeneral Metin Gürak ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına Genelkurmay 2’nci Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu atanırken, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever yaş haddi, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan da kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edildi. Bu kararla, 15 Temmuz tiyatrosunun kilit isimlerinden Metin Gürak, kuvvet komutanlığı yapmadan Genelkurmay Başkanı olmuş oldu.
TERFİNİN YOLU SARAY’A YANAŞMAKTAN GEÇİYOR
YAŞ’ta 32 general ve amiral bir üst rütbeye, 63 albay ise general ve amiralliğe yükseltildi. 41 general ve amiral de kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edildi. Erdoğan’ın hayalini kurduğu totaliter rejimin kapısını aralayan 15 Temmuz tiyatrosu, devletin tüm dengelerini altüst ettiği gibi, YAŞ’ın da yapısını partizan siyasetin istediği, cirit attığı bir politika arenasına dönüştürdü. Kuvvet komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandı. Terfi almak isteyen generaller, amiraller ve subaylar, Saray’dan ve AKP teşkilatlarından referans adı altında torpil arar hale getirildi. Ki bu trend 2014’ten hissedilir şekilde başlamış, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in kardeşi emekli albay Atilla Güler’in 2015 seçimlerinde Bayburt’ta AKP’den milletvekili aday adayı olmasıyla kendisini net bir şekilde göstermişti.
SADAT, TSK’YI YENİDEN YAPILANDIRDI
Ayrıca kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasında, atamalarda ve Milli Savunma Üniversitesi’ne bağlı harp okullarına yapılan alımlarda SADAT çok etkili hale geldi. Harp okullarının öğrenci alım komisyonlarında SADAT üyesi isimler de yer aldı. SADAT’ın kurucusu ve Erdoğan’ın başdanışmanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, TSK’nın yeniden yapılandırılması çalışmasını kendilerinin yaptığını belirterek, “Sunduğumuz anayasa teklifimizdeki silahlı kuvvetlerin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili tespitlerimizin aşağı yukarı tamamı 15 Temmuz’dan sonra kongreye girmiştir. Biz o zaman, harp okulları, askeri okulların tamamı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalı dedik, bağlandı. Jandarma Genel Komutanlığı Genelkurmay’la İçişleri Bakanlığı’na bağlansın dedik, bağlandı. Yüksek Askeri Şura’nın yapısı değişsin dedik” dedi.
“CEMAAT TASFİYE EDİLİYOR” DİYE SUSTULAR
Askeri Şura’daki mevcut partizanlaşma trendi, ilk başlarda ulusalcı general ve amiralleri rahatsız etmiyordu. “Nasıl olsa Gülen Hareketine yakın olanlar tasfiye ediliyor” düşüncesinin rahatlığı içindeydiler. Ancak sadece Gülen Hareketine yakın olduğu düşünülenler değil, ulusalcı generaller de “temizleniyordu” TSK’dan. Ancak bu durum, “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” diye düşünen ulusalcılar için pek bir rahatsızlık konusu olmadı. Ta ki bugüne kadar! Son Askeri Şura’nın ardından iki ulusalcı isim emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ile emekli Tuğamiral Türker Ertürk, Erdoğan’a ve AKP’ye çok sert tepki gösterdi.
TERFİLERDE LİYAKAT YOK, SADAT ETKİSİ VAR
Ahmet Yavuz, Cumhuriyet Gazetesi’ne yaptığı değerlendirmede, “15 Temmuz’da darbenin bastırılmasında önemli rolü bulunan Korgeneral Yavuz Türkgenci’nin emekli edilmiş olmasını ‘anlamlı’ bulduğunu” belirterek şu ifadeleri kullandı: “Askeri şuralar askeri kanadın etkisinin zayıfladığı buna mukabil siyasi kanadın etkisinin olması gerekenden çok daha fazla arttığı bir yapıya kavuştu. Bu nedenle liyakatten çok sadakatin öne çıktığı bir süreç yaşanıyor.” Cumhuriyet Gazetesi de Balyoz davası sanıkları Tuğamiral Nejat İnanır, Tuğamiral İmran Alparslan Demirbilek ve Tuğamiral Mustafa Turhan Ecevit’in de “kadrosuzluk” nedeniyle emekli edilmelerine tepki gösterdi.
CHP, TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNE SAHİP ÇIKMADI
Türker Ertürk ise TELE1’de katıldığı programda, kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Ağır bir Anayasa ihlali var. Genelkurmay Başkanı, barış zamanında sevk ve idare etmediği, harbe hazırlıklarını denetlemediği birlikleri savaş zamanında nasıl sevk ve idare edecek? Bu korkunç bir olay. Ben bunu Kemal (Kılıçdaroğlu) beye anlattım. ‘Bu konunun üzerine gitmeniz lazım’ dedim. Muhalefet partileri bu Anayasa ihlaline sessiz kaldılar. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sahip çıkmadılar.”
ARTIK ASKERİ ŞURA YOK, AKP ŞURASI VAR
Ertürk, konuşmasında otoriter rejimlerin güvenlik bürokrasisini şekillendirmeye çalıştığını ve normalde demokratik ülkelerde güvenlik bürokrasisinin sadakatinin Anayasa’ya olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama bu tür otoriter rejimlerde sadakat Cumhuriyet’e olmaz. Sadakat baştaki Tek Adam’adır. Artık Askeri Şura yok, şimdi bir AKP şurası var. Erdoğan ve AKP, epeydir TSK’nın genetik kodlarını değiştiriyor, yeniden yapılandırmaya çalışıyor. Bu konuda mücadele edilmeliydi, muhalefet partileri hiçbir şey yapmadı.”
MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NIN ŞURA’DA NE İŞİ VAR
“Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle Şura’da Milli Eğitim Bakanı var; ne işi var?” sorusunu yönelten Ertürk, “ABD’de, Almanya’da, Rusya’da Şuralarda böyle bir şey var mı? Yok. Şurada Hazine Bakanı var. İngiliz pasaportlu birisi, Türk askerinin terfi edip etmemesine karar veriyor” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
ATI ALAN, ÜSKÜDAR’I ÇOKTAN GEÇTİ
Ahmet Yavuz ve Türker Ertürk, yıllardır gündeme getirmedikleri, “Cemaat tasfiye ediliyor nasıl olsa” diyerek görmezden geldikleri konuları, Anayasa ihlalelerini, YAŞ’ın partizanlaşması gerçeğini, aradan 7 yıl geçtikten sonra halka anlatmaya başladı. Ertürk kapalı kapılar arkasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na söylemiş ama Kılıçdaroğlu kulak asmamış. İnsan “Neden acaba?” diye düşünmekten kendini alamıyor. Ulusalcılarda derin bir zihinsel aydınlanma başladı ancak atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti.
Ulusalcı emekli generallere de nal toplama vazifesi kaldı!
Siyasi İttifaklar ve YAŞ Kararları! pic.twitter.com/G4IEsiGnto
— Türker Ertürk (@Orsatramola) August 5, 2023