ERSOY ÇELİK | BOLD ANALİZ
Erdoğan rejiminin sona erip, Türkiye’nin demokrasi ve hukuk devleti rotasına dönmesini hasretle bekleyen muhalif halk kitleleri, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde bir kez daha sükut-u hayale uğradı. Ülkenin ekonomisinin, dış politikasının, adalet, emniyet ve mülki idare sisteminin çökmüş olması ve bunun yanında, anket şirketlerinin yayınladığı sonuçlar, umutları bir hayli yeşertmişti. Ancak seçim sonuçları bildik manzarayı ortaya koydu ve muhalif halk kesimlerini öğrenilmiş çaresizliğin kucağına itti.
MUHALİF HABER KANALLARI BÜYÜK DÜŞÜŞTE
Umutlar hızla tükeniyor muhalif halk kesimlerinde. İnsanlar artık siyaseti takip etmiyor, sorulduğunda ise öfkelerini iktidardan daha çok muhalefete yöneltiyorlar. Söz konusu umutsuz tablo, muhalif kanalların izlenme rakamlarına da yansıdı. Televizyon İzleme Araştırmaları A.Ş.’nin (TİAK) verilerine göre, muhalif haber kanalların izlenme oranlarında, 2023’ün Mayıs ayına göre Temmuz ayında büyük bir düşüş yaşandı. Halk TV’nin aylık izlenme oranı binde 45’ten binde 17’ye, Sözcü TV’nin izlenme oranı binde 25’ten binde 9’a, Tele-1’in izlenme oranı binde 15’ten binde 5’e ve KRT’nin izlenme oranı binde 7’den binde 2’ye geriledi.
YANDAŞ KANALLARIN ORANLARI NORMAL SEYRİNDE
Yandaş kanalların izlenme oranlarında da düşüş var ancak muhalif kanallardaki kadar değil. A haber’in izlenme Mayıs ayında binde 35’ten Temmuz ayında binde 19’a, CNN Türk’ün oranı binde 46’dan binde 20’ye, TRT Haber’in oranı binde 50’den binde 33’e ve Habertürk’ün oranı ise binde 24’ten binde 10’a düştü. Yandaş kanallardaki düşüş, yaz aylarında televizyonun daha az izlenmesine ve siyasette tansiyonun düşmesine bağlanıyor. Seçim sürecine girildiğinde, yandaş kanalların izlenme oranlarının yükseleceği belirtiliyor.
TABLONUN SORUMLULARI: KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER
Muhalif kanalların ne kadar “muhalif” oldukları ve “Erdoğan rejiminin danışıklı aparatları” oldukları yönündeki tespitlere dair tartışmalar ayrı bir konu. Zaten Erdoğan rejiminin ülkenin düşürdüğü duruma dair gerçekleri halka anlatma noktasında hayli zayıf bir çizgideydiler, doğru. Ancak seçimlerden sonraki durumları çok daha vahim boyutlara geldi. Elbette söz konusu tablonun asli sorumlusu bizzat muhalif siyasi partiler ve onların liderleri: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener.
HALK PERİŞAN, MUHALEFETTEN ÇIT ÇIKMIYOR
Yerel seçimlere sadece 7 ay kalmışken, muhalefetin içinde bulunduğu bu kaotik vaziyet, halkın yarınlara umutla bakmasını engelliyor. Halk artık televizyon izlemiyor, gündemi takip etmiyor. Muhalefetin astronomik zamları, hayat pahalılığını, Erdoğan’ın seçim öncesinde söylediği yalanları ve maaşlara bahşiş nevinden yapılan ve hatta emeklilere yapılmayan zamları gündeme getirmemesi, muhalif halk kesimlerinin ümitsizlik girdabına kapılmasına neden oluyor.
ERDOĞAN’A BİR ZAFER DAHA HEDİYE EDECEKLER
Başta Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener olmak üzere, tüm muhalefet partileri ve yöneticileri derhal silkelenip kendilerine gelmeli, üzerlerindeki ölü toprağını atmalı, miskinlikten proaktiviteye geçiş yapmalılar. Yoksa ne seçmenlerini sandığa götürebilirler ne de yerel seçimlerde Erdoğan’ın yine atı alıp Üsküdar’ı geçmesine mani olabilirler. Şu an içinde bulundukları gaflet hali sayesinde, Erdoğan’a bir Pirus zaferi daha hediye etmekten ve bunun elim vebalinden kurtulamazlar.
HALK KİTLELERİ MUHALEFETİN KENDİSİNE GELMESİNİ BEKLİYOR
Zamlar ve ağır vergiler altında ezilen, her gün adalet sistemindeki hukuksuzluklarıyla ümidi kırılan muhalif halk kitleleri muhalefet liderlerin kendine gelip Erdoğan rejiminden hesap sormasını bekliyor. Bakalım o günler gelecek mi?