TANER DEMİR I BOLD ANALİZ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire, öğretmen Yüksel Yalçınkaya hakkındaki “silahlı terör örgütüne üye” olmak suçundan mahkumiyet kararını “adil yargılanma hakkının ihlali” saydı.
AİHM, ByLock kullanmak ve Bank Asya’ya mevduat yatırmak, sendikaya üye olmak silahlı örgüte üyelik için yeterli delil sayılamayacağına karar verdi.
Konu 15 Temmuz sonrası ‘sivil ölüme’ terk edilen KHK’lılar başta olmak üzere yüzbinlerce Gülen Hareketi mensubunu doğrudan ilgilendiriyor.
AZINLIKTAKİ PERİNÇEKÇİLERİN SESİ, ÇOĞUNLUĞU BASTIRABİLİR Mİ?
26 Eylül 2023 Salı günü verilen tarihi kararın teknik değerlendirmesini hukukçulara bırakıp, siyasete bakan yönünü ele almaya çalışacağım. Kararın açıklandığı ilk dakikalardan itibaren Türkiye’ye yeniden hukuka dönme fırsatı sunuldu. Ancak ‘kanunsuz suç olmaz’ temel ilkesinden hareketle özgürlükten yana tavır koyan çoğunluğun sesi, ‘AİHM kararını tanımayalım’ diyen azınlıktaki ulusalcı-Avrasyacı tayfa kadar çıkmadı. Yasakçıların bağırışları özgürlükçülerin kısık sesini iyice bastırdı.
PERİNÇEK TE AİHM’E BAŞVURMUŞTU
Bugün sırf Gülen Hareketi mensuplarına yarayacak korkusuyla AİHM’e cephe alan Perinçek ve ekibinin aslında AİHM’in verdiği kararları ne kadar önemsediği tarihin tozlu raflarında değil, 2 yıl önceki haberlerde duruyor. İsviçre’deki Lozan Sulh Ceza Mahkemesi, 2007 yılında Ermeni Soykırımı’nı “uluslararası bir yalan” olarak nitelendirdiği için Doğu Perinçek’i “ırk temelinde ayrımcılık” suçunu düzenleyen İsviçre Ceza Yasası’nın 261. maddesi uyarınca cezalandırmıştı.
AİHM’İN KENDİ LEHİNE KARARINI HER YERDE ZAFER OLARAK ANLATTI
İsviçre’de Vaud Temyiz Mahkemesi de, Perinçek hakkında Lozan Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği karara itirazı reddetmişti. Perinçek’in avukatı sonuç alamayınca AİHM’e başvurdu. AİHM 2013’te verdiği kararda İsviçre’nin, Perinçek’in ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar vermişti. Perinçek’in ‘ifade özgürlüğü ihlal edilmiştir’ kararı çıkmıştı. Perinçek bu kararı bir zafer olarak her zaman her yerde anlattı.
PERİNÇEK’İN KAYIĞINDAN İNMELERİ ŞART
Perinçek’in bütün bu AİHM sürecini AKP’liler için anlattım. Zira davul AKP’li bakanların omzunda, tokmak ise Perinçek’in elinde. AİHM’in verdiği son karar Türkiye’ye hukuka dönme fırsatı verirken, AKP Hükumeti, eğer Perinçek tayfasının açtığı yasakçı yoldan ilerlemek isterse çocuklarına ve torunlarına çok kötü bir miras bırakacağını bilmeli. Acilen en azından bu konuda Perinçek’in kayığından inmelerinden fayda var.
YILMAZ TUNÇ VE HANDE FIRAT NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?
Zira Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un, AİHM kararını eleştirmesi, Hürriyet Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın AİHM’in Yalçınkaya kararını itibarsızlaştırma gayreti komik olduğu kadar ürkütücü duruyor. Bütün dünyanın en üst mahkeme olarak kabul ettiği AİHM’in içtihadını bir gazeteci çürütmenin derdinde. Fırat’ın bu tavrı iktidarın Yalçınkaya kararınını uygulamamak için yan yollar aradığını gösteriyor.
Halbuki AİHM’nin kararları, tıpkı Anayasa Mahkemesi’nin kararları gibi bağlayıcıdır. Eleştirilebilir ancak “kabul edilemez” demek doğru değildir. Belki de yapılacak yeni Anayasa’ya ‘AİHM kararları bağlayıcı değildir’ maddesi koymanın peşindeler. Ancak bu bumerang gibi döner iktidar sahiplerini vurur şimdiden tarihe not düşelim.
AİHM KARARLARI BAĞLAYICIDIR VE BİRGÜN SİZE DE LAZIM OLUR
Hukukçu ve gazeteci Taha Akyol’un bugünkü yazısında vurgu yaptığı gibi “Türkiye’de, 1954’ten, bizde Bireysel Başvuru’nun kabul edildiği 2010’a kadarki bütün ana tasarrufların altında merhum Menderes’in, merhum Özal’ın, Merhum Ecevit’in ve Başbakanlığı döneminde Sayın Erdoğan’ın imzaları vardır. İktidar politikasının değişmesi AİHM kararlarını bağlayıcı olmaktan çıkarmaz.”
Biz de ekleyelim. AİHM’in Yüksel Yalçınkaya kararını uygulamaya yanaşmayan iktidar sahiplerine birgün mutlaka AİHM lazım olacak.