BOLD – AKP eski milletvekillerinden Haluk Özdalga, CHP Kurultayı’nda Kemal Kılıçdaroğlu’nun Özgür Özel’e karşı kaybetmesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “maddi ikna gücünün epey etkili olduğunu” öne sürdü.
Özgür Siyaset sitesinde CHP Kurultayı’ndaki seçimelri değerlendiren bir yazı kaleme alan Özdalga, “Pek çok kimse Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını öngörüyordu. Ben dahil. Kurultay salonunda gazetecilerin tahmini, Kılıçdaroğlu’nun 100 civarı fark yapacağı idi. Haklı gerekçeleri vardı: Kılıçdaroğlu’nun adaylığını 771 delege imzalamıştı. Geri kalan tüm delegeler Özgür Özel’e oy verse dahi, Kılıçdaroğlu’nun 180 farkla kazanması gerekiyordu! Ama öyle olmadı. O arada görünen, İstanbul BBB Ekrem İmamoğlu’nun “maddi ikna gücü” epey etkili oldu” ifadelerini kullandı.
Özdalga, “Konuştuğum pek çok aktif CHP’li Özel’i tercih etme gerekçesi olarak “Kılıçdaroğlu’ndan daha kötüsü olmaz” görüşünü ileri sürüyordu. Son tahlilde sonucu belirleyen, Kılıçdaroğlu’nun başarısız performansının kamuoyunda yarattığı etki oldu diyebiliriz” diye ekledi.
İMAMOĞLU VE ÖZEL İLİŞKİSİ CİDDİ RİSKLER BARINDIRIYOR
Özgür Özel’den CHP adına umutlu olmadığını ifade eden Özdalga, yazısına şöyle devam etti:
“Özel beş dönemdir milletvekili ve Kılıçdaroğlu’nun en yakınında yıllarca üst düzey görevler yaptı. Yanlış politikalarının hiçbirine karşı tavır almadı, farklı bir bakış ortaya koymadı, koyamadı. Tüm yanlışları savundu, arkasında durdu.
Adaylığını ilan ettikten sonra ‘değişim’ sloganı altında yürüttüğü kampanya sırasında, ciddiye alınabilecek bir değişim programı kamuoyuna sunamadı. Önerdiği değişimin içini dolduramadı. Kurultayda yaptığı uzun konuşma da zayıftı; CHP’nin şiddetle ihtiyaç duyduğu yenilenme programının ipuçları bile yoktu.
İkinci olarak, yeni Genel Başkan’ın yanında güçlü bir kadro yok. Devasa sorunların üstesinden gelebilecek kadroları, istim arkadan gelsin anlayışı ile sonradan siparişle derleyebilmek zordur.
Üçüncü olarak üstünde az durulan bir sorun daha var. Eski CHP 1980 askeri müdahalesi ile kapatıldı ve bitti. 1992’de tekrar açıldıktan sonraki 30 yılı aşkın sürenin neredeyse tamamı Deniz Baykal ve Kılıçdaroğlu yönetimi altında geçti.
Bu iki başkan döneminde yeni bir CHP doğdu. Yeni CHP, yapısı ve işleyişi sağlıksız, hastalıklı bir yapı oldu. Bunun en büyük kanıtı partinin aldığı seçim sonuçlarıdır.
CHP’liler üçüncü Genel Başkan Bülent Ecevit’in adını sık sık propaganda için kullanıyor. Bir de onun 1980 sonrasında yönelttiği ciddi eleştirileri dikkate alsınlar. Ecevit’in kesin inancı, sıklıkla dile getirdiği gibi, CHP örgütlerinin iflah olmaz şekilde halktan kopuk hizipçilik yapılarına dönüşmüş olduğu idi.
CHP artık 1980 öncesinin, 43-45 yıl öncesinin partisi değil. Bir halk hareketini teşkilatlandırma girişimi olan Sivas Kongresi CHP’nin ilk kurultayı kabul edilmişti. Ama yeni CHP artık o noktada da anlamlı bağlara sahip değil.
Buna karşılık yeni Genel Başkan, parti örgütlerinin köklü bir dönüşümü için elle tutulur bir birikime sahip değil. Gözle görülür bir vizyon veya irade sergilemiyor.
İmamoğlu İstanbul seçimlerini kazansın veya kaybetsin, Özel’in onunla ilişkilerini nasıl yöneteceği ise ciddi riskler taşıyan bir muamma.”