BOLD – Gazze Şeridi’nin en büyük hastanesi olan Şifa Hastanesi’ne baskın düzenleyen İsrail askerleri kompleks içinde bina bina arama yaparken, bugün bölgede yaşanan yeni bir iletişim kesintisi, tesiste mahsur kalan Filistinli sivillerin korkularını daha da arttırdı. İsrail, hastanenin Hamas tarafından kullanıldığını öne sürüyor.
Hamas ve hastane yöneticileri bu suçlamayı reddederken, yaralı hastalar ve prematüre bebekler de dahil olmak üzere içeride mahsur kaldığına inanılan binlerce insanla ilgili uluslararası endişeler var. İsrailli yetkililere göre İsrail, Hamas’ın 7 Ekim’de düzenlediği saldırıya karşılık olarak Hamas’ı ortadan kaldırma sözü verdi. Gazze’de İsrail’in hava bombardımanı ve kara harekâtı binlerce çocuk dâhil en az 11 bin 500 kişinin ölümüne neden oldu.
İsrailli yetkililer operasyonlarını savunurken, ordu dün Şifa Hastanesi’nde tüfekler, mühimmat, patlayıcılar ve bir tünel girişinin bulunduğunu açıklamıştı. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu rehinelerin tıbbi tesiste tutulmuş olabileceğini iddia etti. “CBS Evening News “e verdiği demeçte “Şifa Hastanesinde tutulduklarına dair elimizde güçlü emareler vardı, hastaneye girmemizin nedenlerinden biri de buydu” dedi. İsrail ordusu ayrıca hastane yakınlarındaki bir binada rehin tutulan bir kadının cesedinin bulunduğunu açıkladı. 65 yaşındaki Yehudit Weiss adlı kişi, Hamas tarafından Beeri’deki evinden kaçırılmıştı.
Hastane ile ilgili iddialar doğrulanmadı ve bugün Gazze Şeridi ile iletişim bir kez daha kesildi. Şebeke sağlayıcısı Paltel grubu, “şebekeyi besleyen tüm enerji kaynakları tükendiği ve yakıt girişine izin verilmediği” için tüm telekomünikasyonun kesildiğini söyledi.
BM, kesintinin sivillerin sefaletini arttıracağı, yardım dağıtma çabalarını zorlaştıracağı ve muhtemelen malzemelerinin yağmalanmasını tetikleyeceği uyarısında bulundu. BM’nin Filistinli mültecilere yardım kuruluşu UNRWA’nın başkanı Philippe Lazzarini, “Elektrik kesintisi olduğunda ve artık kimseyle iletişim kuramadığınızda bu durum kaygı ve paniği daha da tetikliyor ve körüklüyor” dedi.
Öte yandan çatışmalara ara verilmesi karşılığında bazıları henüz bebek olan rehinelerin serbest bırakılması için müzakereler devam ediyor. Hamas’ın siyasi bürolarının bulunduğu Katar ve Mısır, Mısır Dışişleri Bakanı’nın Perşembe günü “çok hassas” olarak nitelendirdiği görüşmelerde arabuluculuk yapıyor.
EKMEK VE SU BULUNAMIYOR
BM kuruluşları sahada Filistinli siviller için koşulların hızla kötüleştiği uyarısında bulundu. Dünya Gıda Programı İcra Direktörü Cindy McCain, 1,5 milyondan fazla insanın ülke içinde yerinden edildiğini ve İsrail’in bölgeye uyguladığı ablukanın “sivillerin açlıktan ölme ihtimaliyle karşı karşıya olduğu” anlamına geldiğini söyledi. Lazzarini, bir BM okuluna sığınan çocukların “bir yudum su ya da bir somun ekmek için yalvardığını” anlatırken, ajans gıda ve suyun “neredeyse yok” hale geldiğini ekledi.
İsrail’in kara operasyonu şu ana kadar Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yoğunlaştı ve burada parlamento binasını, hükumet ofislerini, Hamas polis merkezini ve önemli bir limanı ele geçirdiğini duyurdu. Çatışmalarda 51 askerinin öldürüldüğünü açıkladı. Hastaneler özellikle hedef haline geldi ve İsrail El Şifa, Rantisi ve El Kudüs tesislerinde tüneller ya da askeri teçhizat bulduğunu açıkladı.
Filistinli sağlık yetkilileri Perşembe günü yaptıkları açıklamada Al-Ahli hastanesinin saldırı altında olduğunu, Filistin Kızılay’ının da avludaki yaralılara patlamalar ve silah sesleri nedeniyle sağlık personeli tarafından ulaşılamadığını söylediğini aktardı.
Washington, İsrail’in Hamas’ın hastaneleri komuta merkezi olarak kullandığı yönündeki iddialarını desteklerken, operasyonlarda “son derece dikkatli” olunması çağrısında bulundu. Hamas tarafından yönetilen sağlık bakanlığı, Gazze’deki hastanelerin yarısından fazlasının çatışma, hasar ya da eksiklikler nedeniyle artık işlevsel olmadığını ve İsrail’in El Şifa’ya düzenlediği baskının radyoloji, yanık ve diyaliz ünitelerinde büyük hasara yol açtığını söyledi.
Çatışmalarla ilgili uluslararası kaygılar artarken, BM Güvenlik Konseyi Çarşamba günü çatışmalara “acil ve uzun süreli insani ara” verilmesi çağrısında bulunan bir kararı kabul etti. Ancak ABD, İngiltere ve Rusya’nın çekimser oylarıyla kabul edilen karar İsrail tarafından “gerçeklikten kopuk” olduğu gerekçesiyle reddedildi.