BOLD ANALİZ | ERSOY ÇELİK
Türkiye’de iç siyasetin gündeminde, İYİ Parti’deki istifalar ve AKP’ye transferler ilk sıralarda yer alıyor. Eskişehir Milletvekili İdris Nebi Hatipoğlu, İYİ Parti’den istifa edip AKP’ye katıldı. İYİ Parti Bursa Milletvekili Hasan Toktaş, işadamı olan Hatipoğlu’nun yatırımları için devletten 50 milyon dolar teşvik aldığını, bunun da transfer bedeli olduğunu ileri sürdü. Hatipoğlu’nun ardından Ankara Milletvekili Adnan Beker de İYİ Parti’den istifa ettiğini açıkladı. Adnan Beker’in de AKP’ye geçeceği, transfere ise Melih Gökçek’in aracılık ettiği belirtiliyor. Eski Merkez Bankası Başkanı ve eski milletvekili Durmuş Yılmaz da istifa etti İYİ Parti’den. Son olarak İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır’ın ihracı gündemde. Dikbayır’ın Akşener’in hesaplarını incelettiği iddia ediliyor.
AKŞENER “TEŞVİKLİ” VEKİL TRANSFERİNE NEDEN SUSUYOR
İYİ Parti’de kazan tüm hararetiyle kaynıyorken Meral Akşener ne yapıyor, ne yapmıyor? Önce “Ne yapmıyor?” kısmıyla başlayayım. Mesela partisinden “teşvikle” vekil transfer eden Erdoğan’a ve AKP’ye tepki göstermiyor. Sert muhalefet etmiyor. Özgür Özel’in liderliğe gelişi sonrasında tansiyonu düştü ancak evvelinde CHP’yi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef almayı tercih ediyordu Akşener. Ki zaten “Altılı Masadaki” ayrışması, aday belirleneceği gün ortaya çıkmıştı ve o gün bugündür de devam ediyor. Erdoğan’a sert ve nitelikli muhalefet yapmıyor, peki ne yapıyor? Mesela eski Ankara Ticaret Odası Başkanı ve eski CHP milletvekili Sinan Aygün’le ve AKP’nin önemli isimleri Cemil Çiçek ve Abdülkadir Aksu ile Togo Kuleleri’nde görüşme gerçekleştiriyor. Görüşmenin mahiyetini soran gazetecileri ise çok sert bir şekilde azarlıyor. Sinan Aygün’ün Ergenekon operasyonlarında gözaltına alınıp bırakıldığını buraya not edeyim.
“28 ŞUBAT KAHRAMANI” İMAJINI YERLE BİR ETTİ
Bir şey daha yaptı Akşener ama kimse dört başı mamur anlam veremedi. Veremedi çünkü yaptığı bu şey, daha doğrusu çıkış, Akşener’in “28 Şubat kahramanı” çizgisi ile taban tabana zıt idi. Partisinin Seçim Hazırlıkları ve İstişare Toplantısı’nda yaptığı konuşmada oteli olan polis müdürleri ve fuhşa sürüklenen genç kızlar bulunduğunu ve eski İçişleri Bakanı olarak bu konunun sıkı takipçi olduğunu belirtti. Bu nedenle partisine yönelik psikolojik harp yürütüldüğünü ileri süren Akşener, partisine karşı “psikolojik harp yürütenlere karşı” şu uyarıyı yaptı: “Karşılarında rahmetli Teoman Koman’ın talebesi var.” Teoman Koman denince akla gelen ilk hadise 28 Şubat oluyor haliyle. Koman, o dönemde Jandarma Genel Komutanı idi ve “post-modern darbenin” en ateşli savunucularındandı. 28 Şubat bildirisinde imzası olan 10 isimden biriydi Teoman Koman. Ömrünün son günlerinde de 28 Şubat davası sanığı olarak 1 yıl hapis yattı.
FAİLİ MEÇHULLER, SİVAS KATLİAMI, GAZİ OLAYLARI VE 28 ŞUBAT
Ancak Teoman Koman’ın Akşener’in hocası olduğu yönü, Jandarma Genel Komutanlığı değil elbette. Koman, 1988 ile 1992 yılları arasında 4 yıl boyunca MİT Müsteşarlığı görevi yaptı. Koman’dan sonra MİT Müsteşarlığına Sönmez Köksal getirildi. Köksal’ın ardından da 1998 yılında Şenkal Atasagun müsteşarlığa atandı. Bugünlerde adı MHP’yi perde arkasından yöneten isim olarak duyulan Atasagun, 2005 yılına kadar bu görevde kaldı. Teoman Koman ise 1992 – 1995 yılları arasında 3. Ordu Komutanlığı ve 1995 – 1997 yılları arasında da Jandarma Genel Komutanlığı yaptı. Koman’ın MİT’in ve komuta kademesinin zirvesinde olduğu 1988 – 1997 yılları arasındaki 9 yıllık dönemde, Türkiye’de faili meçhul cinayetler, Sivas Katliamı, Gazi Mahallesi olayları, 28 Şubat ve cezaevlerinde ölüm oruçları gibi birçok siyasi gelişme yaşandı.
AKŞENER, TEOMAN KOMAN’DAN NELER ÖĞRENDİ
Akşener’in “talebesiyim” dediği Koman’ın kariyeri bu şekilde örülü idi. Nasıl ve nereden “talebesi” olduğunu açıklamadı Akşener. İftiharla söylediği talebelik durumunu aydınlatmadı. 12 Eylül’ün ve 28 Şubat’ın komuta kademesi, emekli olur olmaz soluğu büyük holdinglerin yönetim kurulu üyeliklerinde alıyordu. Koman da Cavit Çağlar’ın Nergis Holding’inde uzun süre yönetim kurulu üyeliği yapmıştı. Şimdilerde medyada Olay Tv’nin sahibi olan Cavit Çağlar, 2020 yılında katıldığı bir programda, AKP ile irtibatını “Yakınsam Tayyip Erdoğan’a yakınım ben, onu beğenen biriyim” sözleriyle ifade etmişti. Meğer Cavit Çağlar’ın eski patronu olduğu 28 Şubat’ın tepe ismi Teoman Koman, Meral Akşener’in hocasıymış. Akşener, Koman’dan neler öğrendi, hangi eğitimleri aldı, bir gün açıklar belki.
HAVUZ MEDYASI, AKŞENER’İN “İTİRAFINI” GÖRMEDİ
Partisinin yönetimine “bamya” kod adlı Ahmet Zeki Üçok ve işkenceci Ali Türkşen gibi isimleri monte eden Akşener’in çizgisindeki bu manevra, öncekilerden çok farklı aslında. Bir parti genel başkanı, eski bir MİT müsteşarının talebesi olduğunu açıklıyor. Üstelik “28 Şubat kahramanı” imajını yerle bir etme pahasına. Ve daha da garibi, Havuz medyası Akşener’in bu “itirafını” birinci sayfaya taşımıyor, adeta görmezden geliyor. Akşener neden “Teoman Koman’ın talebesiyim” dedi? Havuz Medyası “itirafın” üzerine neden atlamadı? İYİ Parti’de neler oluyor? Önce Sinan Aygün, Cemil Çiçek ve Abdülkadir Aksu’yla buluşan, akabinde de “Teoman Koman’ın talebesiyim” diyen Meral Akşener nereye koşuyor? Öyle anlaşılıyor ki, bu soruların cevaplarını yerel seçimlerden hemen önce öğrenmiş olacağız.