ERSOY ÇELİK I BOLD ANALİZ
Türkiye maalesef bilhassa Gezi Parkı eylemlerinden bu yana, fevkalade vahşi bir maganda ikliminde yaşıyor. Siyasette, medyada ve en kötüsü de sokakta nezaketten, letafetten, efendilikten hemen hemen eser kalmadı. Meclis’te Saadet Partili milletvekili Hasan Bitmez, kürsüde konuşması esnasında kalp krizi geçirip yere düşüyor, AKP’li sıralardan “Allah’ın gazabı böyle olur işte!” haykırışları yükseldi. Üstelik Türkiye halen Hakem Umut Meler’in AKP’li Faruk Koca tarafından yumruklanmasının şokunu yaşarken meydana geldi bu hadise. Faruk Koca ve VIP tekmeciler tutuklandı; yumrukcu Koca, AKP’den derhal ihraç edildi; Erdoğan, Meler’i aradı. Olay yatışmaya bırakıldı. Ancak Erdoğan öyle bir iki sahte kınamayla, ihraçla elini yıkayıp çıkamaz. Maganda ikliminin baş faili, Soma’da madenci yakını tokatlayıp küfür eden ve bir başka madenciyi yerde tekmeleyen danışmanı Yusuf Yerkel’i himaye eden Erdoğan’dır.
BERKİN ELVAN’I “TERÖRİST” İLAN EDİP ANNESİNİ YUHALATTI
Türkiye’inin maganda iklimine girmesinde milat, Gezi Parkı eylemleri oldu. Zira, Erdoğan’ın 2011 sonrasında şirazeden iyiden iyiye çıktığını gösteren ilk emareler Gezi Parkı eylemleri sırasında görüldü. Gençler, aktivistler ve sanatçılar, 2013 yılı Mayıs ayında, Erdoğan’ın AVM dikmek istediği Gezi Parkı’nı korumak için gayet demokratik bir şekilde düşüncelerini ifade ettiler, duruşlarını ortaya koydular. Ancak Erdoğan, hadisenin Arap Baharı benzeri bir rüzgara dönüşmesinden korkup, o günlerde maço ve maganda bir üslupla gençlere saldırdı, “bir avuç çapulcu” dedi. Kabataş yalanını ve “camide içki” tezgahını uydurup piyasaya sürdü, “Cuma günü görüntüleri yayınlayacağız” dedi; o cuma hiç gelmedi. Miting meydanlarında, polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi nedeniyle hayatını kaybeden 14 yaşındaki Berkin Elvan’ı “terörist” ilan edip annesini yuhalattı. “Yüzde 50’yi evlerinde zor tutuyoruz” dedi, iç savaş çığırtkanlığı yaptı.
BİR GENCİ KOVALAYIP YUMRUKLADI, TEKMECİ DANIŞMANINA SAHİP ÇIKTI
Erdoğan, Gezi Parkı eylemleri sırasında gerçek yüzünü sözleri, hakaretleri ve tehditleriyle bir ölçüde gösterdi. Lakin o, hakiki karakterini 2014 yılı Mayıs ayında, Manisa Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği faciadan sonra net olarak gösterdi. Soma’yı ziyareti sırasında halkın protestosu ile karşılaşan Erdoğan, bir genci korumalarıyla birlikte markete kadar kovalayıp yumrukladı, “Niye kaçıyorsun lan, İsrail dölü” diyerek hakaret etti. O genci daha sonra Erdoğan’ın korumaları da dövdü. Soma’daki diğer rezalet de Erdoğan’ın danışmanlarından Yusuf Yerkel’in bir başka madenci yakınını yerde tekmelemesiydi, hatırlarsınız. Erdoğan, görevden almak yerine, tekme atarken ayağı “incindiği” için rapor alan Yusuf Yerkel’e sahip çıktı, sahip çıktığını herkes görsün diye objektiflere Yerkel’le birlikte poz verdi. Yakın zamanda da Almanya Frankfurt’a 6 bin Euro maaşla ticari ateşe olarak gönderdi. Yerkel’in ev kirasını ve çocuklarının okul masraflarını da devlet ödüyor.
ERDOĞAN NE YAPTIYSA, FARUK KOCA DA ONU YAPTI
Yeğeni ve koruması Ali Erdoğan’ın magandalıklarını da anlatmaya başlasam, yazının nihayeti gelmez. Karakol basmaktan komiser tehdit etmeye, trafikte vatandaşı ölümle tehdit etmekten türlü ahlaksızlıklara kadar her türlü rezaletin faili olan Ali Erdoğan da Erdoğan’ın yakın himayesi altında. 2002 yılında Ankara’da taşındığında, Keçiören’de tuttuğu evin sahibi olan Faruk Koca da himayesinde tabi. hani Erdoğan, Gezi Parkı eylemleri sırasında muhalifleri, sokağa dökmekle tehdit ettiği “yüzde 50” vardıya, Faruk Koca onlardan biri işte. Eski AKP milletvekili olan Faruk Koca, Çaykur Rize Spor’la oynanan maç sonrasında, Ankaragücü Kulübü Başkanı olarak oturduğu VIP tribününde duramadı, sahaya indi, Hakem Halil Umut Meler’i yumruklayıp gözünü şişirdi, yanındaki magandalara da Meler’i yerde tekmeletti. Erdoğan, Soma’da ne yaptı ve yaptırdıysa, Faruk Koca da Ankara’da onu yaptı.
Magandalık fitilini ateşleyen reisinin izinde, yumruklarını konuşturdu, hakemi yere indirdi. O sadece reisinin izinden gitti, başka bir şey yapmadı.