BOLD – İngiltere ve Fransa’da bu hafta göçmenlerle ilgili sıcak tartışmalar yaşandı. Almanya’dan sonra en fazla göçmen barındıran ülkelerden olan Londra ve Paris yönetimlerinde göçmenler için çözüm arayışları siyaset sahnesinde tartışmalara neden oldu.
RUANDA PLANI İNGİLİZ PARLAMENTOSU’NDA KABUL EDİLDİ
İngiltere’de Muhafazakar Partili Rishi Suak hükümetinin göçmenlerin Ruanda’ya gönderilmesini öngören yasa tasarısı, Parlamento’nun alt kanadı Avam Kamarası’ndaki ilk oylamada kabul edildi. Muhafazakârların çoğunlukta olduğu Parlamento’da tasarıya 313 “evet” oyuna karşılık 269 “hayır” oyu çıktı.
Muhafazakâr Parti’nin sağ kanadı tarafından “yeteri kadar sert olmadığı” gerekçesiyle eleştirilen ve parti içi çatlaklara sebep olan tasarıya destek sağlanması için Sunak son haftalarda çabalarına hız vermişti. Aralarında geçen ay görevden alınan eski İçişleri Bakanı Suella Braverman’in de bulunduğu bazı Muhafazakâr milletvekilleri çekimser oy kullandı. Çekimser milletvekilleri, ocak ayında yapılacak ikinci oylamaya kadar tasarının “güçlendirilmesi” gerektiği, yoksa reddedileceği uyarısı yaptı.
Sunak hükümetinin geçen yıl ülkeye yasadışı yollarla giren göçmenleri Ruanda’ya gönderme planı önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ardından İngiltere Yüksek Mahkemesi tarafından reddedilmişti. Bunun üzerine İngiltere İçişleri Bakanı James Cleverly, Ruanda’nın başkenti Kigali’de Dışişleri Bakanı Vincent Biruta ile yeni bir anlaşmaya imza atmıştı.
Önceki anlaşma kapsamında Ruanda’ya 240 milyon sterlin ödenmesi, ancak hiçbir göçmenin gönderilememesi parti içinde tepkiye yol açmıştı. İngiltere’de göçmenleri ağırlamak için güney kıyısına demirleyen “yüzen hapishane” Bibby Stockholm gemisinde kalan göçmenlerden biri hayatını kaybetti. İngiliz medyası, ilk belirlemelere göre ölen kişinin intihar ettiğini duyurdu. İçişleri Bakanlığı olayı doğrularken soruşturmanın sürmesi sebebiyle daha fazla bilgi paylaşılmadı. Ülkede otellerde ağırlanan göçmenlerin yüksek maliyet nedeniyle taşınması kararı alınmış ve Bibby Stockholm de “bu amaç doğrultusunda göçmenlerin yerleştirileceği ilk gemi” olmuştu.
FRANSA’DA SAĞ VE SOL MUHALEFET, MACRON’A KARŞI
Birgün’ün aktardığına göre Fransa’da ise sağ ve sol muhalefet partileri tartışmalara neden olan göç yasasını “tartışmadan” reddetti. Tüm muhalefet gruplarının üyeleri, hükümetin sunduğu tasarının Meclis’te tartışılmamasını öngören önergeyi kabul etti. Sol partiler tasarıya karşı çıktıklarını ve ülkede daha önemli gündemlerinin olduğunu belirtirken, sağcılar ise “göç sorununa çare olmayacağı” gerekçesiyle tasarıya karşı çıktı.
Cumhurbaşkanı Macron’un Meclis’te çoğunluğu sağlayamadan sunduğu tasarının reddedilmesi, hükümetine “ağır bir darbe” olarak nitelendirildi. Macron’a istifasını sunduğunu ancak kabul edilmediğini belirten İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, mimarı olduğu tasarıyı geri çekmeyeceklerini kaydetti.
HÜKÛMET TASARIDA ISRARCI
Gelişmelerin ardından Macron hükümetinin, göç yasa tasarısında uzlaşı sağlanması için karma komisyon oluşturacağı bildirildi. Bakanlar Konseyi toplantısının ardından basına açıklamada bulunan Hükümet Sözcüsü Olivier Veran, tasarının 14 Kasım’da Senato’da onaylanan halinin karma komisyonun çalışmalarına temel oluşturacağını belirtti.
7 milletvekili ve 7 senatörden oluşacak komisyonun tasarı metni üzerinde hemfikir olması durumunda hükümet tasarıyı Senato ve Ulusal Meclis’te oylamaya sunacak. Hükümetin “yabancı suçluların daha kolay sınır dışı edilmesi için gerekli” diye sunduğu tasarı, ülkeye 13 yaşından önce gelenlerin sınır dışı edilmesine ilişkin yasağı kaldırması ve göçmenlere ücretsiz sağlık hizmetinin sona erdirilmesi ile aile birleşiminin ve öğrencilere oturum izinlerinin zorlaştırılması gibi oldukça sert düzenlemeler içeriyor. Öte yandan işgücü sorunu çeken sektörlerde belgesiz çalışanların yasal hale getirilmesi de tartışma konuları arasında yer alıyor.