BOLD – 15 Temmuz kapsamında yapılan yargılamalarda mahkeme kayıtlarına giren 2 bin 559 Yaralanma vakası bulunuyor. Bu kişilerin ortamın ve şartların da etkisiyle ciddi bir yaralanma olsun olmasın gazilik başvurusunda bulundukları görülüyor.
Kayıtlı yaralanma vakalarında aşağıda sıralanan ve bu kadar da olmaz dedirten gerçekler var. Bu gerçeklerden bazıları şunlar:
4’TE 1 HASTANEYE BİLE UĞRAMAMIŞ
Yargıya sunulan 2 bin 559 yaralının hastane giriş kayıtlarından 514 tanesinin hiç hastaneye uğramadığı anlaşılıyor.
Hastaneye uğramadığı halde, mahkemede veya emniyette gazilik maddi imkanlarını kullanma niyetiyle yaralandığını söyleyen 514 kişi var.
Hastane kaydı olanlarda ise durum daha vahim. Örneğin Ankara’da 15 Temmuz’da hastane kaydı bulunan 244 kişi var. Bunların 126’sı ayakta tedavi edilmiş ve 87’si basit tıbbi müdahale sonrası taburcu edilmiş. Yani sadece Ankara ilindeki 244 kişinin 213 tanesi gazilik vasıflarını taşımıyor.
Çünkü gazilik için vücut bütünlüğüne yönelik kayıplar, ciddi yaralanmalar ve bu yaralanmaların sebebinin şiddet olaylarıyla mücadele ederken olması gerekiyor.
Sağlık raporlarında yaralanmalar içinde gazilik şartlarıyla ilgisi olmayan, kan şekeri yükselmesi, nefes darlığı, mide ağrısı, eklem ağrısı gibi teşhisler bulunuyor.
AKRABASINDAN DAYAK YEDİ GAZİLİK İÇİN BAŞVURDU
Bu kapsamda sahte gazilere ilk örnek Zafer Onaran. Tank çarpması sonucu çenesi kırıldığını beyan eden Onaran’ın akraba kavgasında çenesinin kırıldığı, onu darp eden akrabasının şikayetiyle oraya çıktı ve gazilik imkanları iptal edildi.
Adem Yiğit isimli gazilik unvanı almış şahsın 15 Temmuz gecesi aile içi kavgadan dolayı darp edildiği ancak bunu 15 Temmuz’da yaralandım şeklinde beyan ettiği anlaşıldı.
Mehmet Arif Arslan isimli imam, kendisinin ciddi ölçüde yaralandığını iddia etse de, 22 Temmuz’da aldığı sağlık raporunda sadece sol dirsekte sıyrık teşhisiyle taburcu edilmiş.
Arslan, 1 Ağustos’ta alınan ifadesinde sol ayaktan 2 mermi, sağ ayaktan 2 mermi, sol koldan 1 mermi ile vurulduğunu iddia etmişti.
Arslan mahkemede yaralı halde zırhlı aracın arakasından koştuğunu ifade etmiş, “bu halde nasıl koştun” diyen avukatın sorusuyla yalanı ortaya çıkmıştı.
Ayrıca Mehmet Arif Arslan isimli imamın nereden bulduğu belli olmayan tahta saplı kalaşnikofla askere ateş ettiği de mahkemede ortaya çıkmıştı.
Bunlara ek olarak, Boğaziçi köprüsünde öldürülen 3 maktulün otopsi raporu da bu kişilerin kanında kokain, esrar ve alkol bulunduğunu ortaya çıktı.
Bu tespitler askerin karşısında bilincini yitirmiş ve saldırgan kişilerin varlığını ortaya koyduğu gibi şehitlik kavramını da tartışmaya açıyor.
Ayrıca gazilik hakları kapsamında açıklama yapan bazı 15 Temmuz gazilerinin ağzından kaçan bir detay, 251 şehide ilişkin bazı yalanları da ortaya çıkardı. Doğal ölümden kaynaklandığı için ‘Şehitlik’ başvuruları reddedilen ve bu yüzden akrabaları askerlikten muaf tutulmayan kişilerin varlığı 251 şehide ilişkin söylemi tartışmalı hale getiriyor.