ERSOY ÇELİK | BOLD ANALİZ
Diyarbakır Cezaevi, 12 Eylül 1980 darbesi sonrası yaşanan işkence ve insanlık suçlarının sembolü haline gelmişti. Tutuklulara insan pisliği yedirilmesi, tecavüz edilmesi, köpeklere parçalatılmaları, kadınlara elektrikli cinsel tacizler ve lağım sularının içinde bekletme gibi, insanın yazarken dahi insanlığından utandığı işkencelerin merkeziydi Diyarbakır E Tipi Cezaevi. Sincan ve Ulucanlar’ın da aralarında bulunduğu hemen her cezaevinde vardı işkence ama Diyarbakır’dakiler bir başkaydı. 1981-1984 yılları 34 kişi ağır işkenceler nedeniyle hayatını kaybetti Diyarbakır Cezaevi’nde. İngiliz Times gazetesi 2008 yılında Diyarbakır E Tipi Cezaevi’ni “Dünyanın en kötü şöhretli 10 cezaevi” arasında gösterdi. İşte o işkencelerin asli faili, Kenan Evren’in bizzat görevlendirmesiyle bu göreve atandığı belirtilen cezaevi komutanı Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran’dı.
ERDOĞAN: AAAH DİYARBAKIR CEZAEVİ, YAŞANANLARI BİR ANLATSA
Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkenceler ve Esat Oktay Yıldıran’a dair bugüne kadar onlarca kitap yazıldı, belgesel çekildi. Erdoğan dahi, başta 12 Eylül 2010 referandumu olmak üzere, konjonktürel olarak işine geldiğinde kullandı Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkenceleri. 4 Eylül 2010 tarihinde Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda yaptığı mitingte şunları söylemişti Erdoğan: “Ape Musa’nın yani Musa Anter’in acısını bizler unutamayız. Diyarbakır Cezaevi’nde 7 yıl işkence gören Abdurrahim Semavi’nin çilesini biz unutamayız, Şivan Perver’in hasretini görmezden gelemeyiz. Ahmet Kaya’nın gurbette vefatını hatırımızdan çıkaramayız. Aaah şu Diyarbakır Cezaevi, 12 Eylül sonrasında yaşananları bir anlatsa. Aaah şu 5. koğuşun duvarları dile gelse de ne işkenceler yapıldı, anlatsa.”
“AĞZIMA ÖLMÜŞ FAREYİ KOYMUŞLAR, KOKUSU GEÇMEDİ”
Erdoğan’ın mitinge adından bahsettiği Abdurrahim Semavi’nin maruz kaldığı işkenceler çok hazin. Henüz 16 yaşındayken girdiği Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde 7 yıl kalan Semavi, kaleme aldığı “Zindanda Çocuk” kitabında yaşayamadığı çocukluğunu, gençliğini, yaşamını aktardı. 12 Eylül darbesinden yaklaşık 2,5 ay sonra lisede okurken gözaltına alındığını, yaklaşık 7 yıl süreyle cezaevinde kaldığını söyledi. Semavi, şöyle anlatmıştı o günleri: “Cehennemin adı ‘5 nolu cehennem’ diye konuşuluyordu. İnsanların oradan sağ çıkma ümidi tükeniyordu. Kişisel olarak yaşadıklarımı dile getirmekten haya ederim. Neticede binlerce insan o vahşeti yaşadı.” DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da Meclis kürsüsünden, Semavi’nin anlatımlarını şöyle aktardı: “Beni kaldırdıkları zaman ağzımdan o kaygan şeyi çıkardım. Neydi biliyor musunuz? Ölmüş bir fareyi koymuşlar, mahpusa zulmetmek için. Ağzımı yıkadım da yıkadım, onun kokusu, iğrençliği gitmedi; en sonunda gidip dişimi çektirdim.”
Beni kaldırdıkları zaman ağzımdan o kaygan şeyi çıkardım. Neydi biliyor musunuz? Ölmüş bir fareyi koymuşlar, mahpusa zulmetmek için. Ağzımı yıkadım da yıkadım, onun kokusu, iğrençliği gitmedi; en sonunda gidip dişimi çektirdim.” diyor. Abdurrahim Semavi pic.twitter.com/sbji2pgCha
— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) December 27, 2023
“ESAT OKTAY BANA KÖPEĞİ JO’NUN KULÜBESİNDE HÜCRE CEZASI VERDİ”
İstismarda sınır tanımayan Erdoğan, siyasi rant elde etmek için söylese de bir hakikati ifade ediyordu Diyarbakır Cezaevi için. Halen Kocaeli Cezaevi’nde olan eski BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak da bu cezaevinde işkenceyi yaşayanlardandı. Şöyle anlatmıştı Esat Oktay Yıldıran’ın işkencelerini: “Esat Oktay bana 6 ay boyunca köpeği Jo’nun kaldığı kulübede ‘Ben Kürt değilim Türk’üm’ demediğim için hücre cezası verdi. Hâlâ vücudumda fiziksel izlerini taşıyorum. Ayak bileklerimde söndürülen sigaraların izleri, falaka izleri duruyor.” Aradan çok uzun olmayan bir zaman geçti, Esat Oktay Yıldıran’ın adı törenle İzmir’in Buca ilçesindeki Belenbaşı İlkokulu’na verildi birkaç gün önce. Kamuoyu elbette çok büyük tepki gösterdi; Erdoğan’ın ve AKP’nin gerçek zihniyetinin dışavurumu olarak niteledi bu icraatı. Milli Eğitim Bakanlığı ise gelen tepkiler üzerine geri adım atmak zorunda kaldı ve Esat Oktay Yıldıran’ın adını taşıyan tabela okuldan söküldü.
İŞKENCECİLER HAK ETTİKLERİ CEZAYI ÇEKMEDEN DEFTER KAPANMAYACAK
MHP dahi sahip çıkmadı Esat Oktay Yıldıran’a. Tıpkı 12 Eylül 2010 referandumu sonrasında Kenan Evren’e sahip çıkılmadığı gibi. Evvelinde dalkavukluk olsun diye Marmaris’te çizdiği “resimleri” satın alma yarışına giren sermayedarlar dahi dönüp yüzlerini bakmadılar Evren’e ve akıbetine. Cenazesi protestolar arasında sessiz sedasız toprağa verildi. Mehmet Ağar “vefasızlık” etmedi, oradaydı; bunu belirtmeden geçmeyeyim. Tek tek anlatmaya, tarihten misal üstüne misal vermeye lüzum yok aslında. Her işkenceci, her insanlık suçlusu, er geç aynı akıbete duçar oluyor ve olacak. İnsanlık tarihinin başından beri kevni kanunlar böyle işliyor ve de işlemeye devam edecek. Adetullah böyle. Bu yüzden, 15 Temmuz tiyatrosundan sonra Erdoğan’ın ve avanelerinin emirleriyle insanlık suçu niteliğindeki işkencelere imza atan zorbalar da asla unutulmayacak ve işkenceciler hak ettikleri akıbete kavuşmadan bu defter kapanmayacak.
AYM, AFYON’DAKİ İŞKENCELERİ TESCİL ETTİ, SORUŞTURMA İSTEDİ
Diyarbakır’daki sahnelerden aşağı kalır yanı olmayan öyle ağır ve insanlık dışı işkenceler uygulandı ki 15 Temmuz’dan sonra, dediğim gibi, insan yazmaktan dahi utanıyor. Afyon’da KHK ile kapatılmış yurtta çalıştığı için gözaltına alınan A.A., OHAL şartlarında 25 gün kaldığı Afyon Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde tecavüze uğradı, işkencelere maruz kaldı. Bireysel başvuru sonucu Anayasa Mahkemesi, Mayıs 2021’de verdiği kararla, “İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı ihlal edildi” dedi. ve 2 polis hakkında soruşturma açılmasını istedi. Mağdura net 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmedildi. İnsanlık suçu, daha şimdiden Anayasa Mahkemesi tarafından tescil edilmiş oldu.
Anayasa Mahkemesi Afyon’da işkenceci polislere acımadı: Biri tecavüz etti diğerleri izledi! https://t.co/GD43epX7Pl
— BOLD (@BOLDmedya) September 13, 2021
YAPTIĞI İŞKENCELERİ AÇIKÇA İTİRAF EDEN KOMİSER TEOMAN
Afyon Emniyetinde işkenceler öyle açıktan yapılıyordu ki, işkenceci polisler işledikleri insanlık suçlarını uluorta anlatmaktan çekinmiyordu. Afyon TEM Şube Komiseri Teoman Yaman ve ekibinin işkenceler herkesin bildiği sır hükmündeydi. Aile yakınlarıyla tehdit, copla tacizde bulunma, tırnak çekme, emniyet binasının dışında bir yere götürülerek darp edilme, kötü muamele, hakaret, saatlerce ayakta bekletme, elektrik verme gibi olaylar bizzat yaşayanların ve tanıkların anlatımıyla da kayıtlara geçti. 6 Kasım 2017’de Manavgat’ta gözaltına alınıp Afyon’a götürülen gazeteci Murat Akkurt’u Afyon TEM’de karşılayanlardan biri de Teoman Yaman’dı. Murat Akkurt’a “Sen nasıl gazetecisin, beni tanımadın mı” diyen Yaman, alaylı bir üslupla “Ben kadınların orasına burasına bir şey batıran Teoman” diye kendini tanıttı ve yaptığı işkenceleri itiraf etti.
KimBu İşkenceciler
Teoman Yaman, " beni nasıl tanımazsın ben kadınlara işkence yapan fenomenim" dedi. https://t.co/nW0bfj1Hav
— Murat AKKURT (@CihanMedyaLu) December 23, 2020
ALİ TÜRKŞEN, İŞKENCELERİNİ CANLI YAYINDA İTİRAF ETTİ
Erdoğan’ın “Allah’ın lütfu” olarak nitelediği 15 Temmuz tiyatrosunun hemen ertesinde, sadece Afyon’da değil, başta Türk Silahlı Kuvvetleri birimlerinde olmak üzere Türkiye’nin hemen her noktasında işkence vakaları meydana geldi. TSK kışlalarında yapılan işkencelerde en çok öne çıkan isim eski Binbaşı Barış Dedebağ ve eski albay Ali Türkşen’di. Barış Dedebağ generallere yaptığı işkenceleri kamerala kaydettirmesiyle bilinen bir zorba. Ali Türkşen’in ise SAT komandolarına yaptığı işkenceler sayfalar dolusu olarak mahkeme kayıtlarına geçti. Ali Türkşen, CNN Türk canlı yayınında yaptığı işkenceleri, “İster AİHM’e ister uzay mahkemesine gitsinler, o muameleyi hak ediyorlar” sözleriyle itiraf etti.
İşkenceci Ali Türkşen katıldığı bir canlı yayında işkenceyi ve işkencecileri övdü.
İyi insanlar olmayalım. İsteyen AİHM' e değil Uzay Mahkemesi' ne gitsin. O muameleyi hak ediyorlar.
İşkenceciler Yargılanacak @kemalkaranfil pic.twitter.com/jwP99IEJqV— İşkence Report (@IskenceReport) April 26, 2022
MİT, MUSTAFA ÖZBEN’E 92 GÜN BOYUNCA İŞKENCE YAPTI
Erdoğan rejimi işkenceleri ve insanlık suçlarını sadece Türkiye içinde işlemekle kalmadı. MİT işkenceleri uluslararası boyutlara ulaştırdı ve Türkiye dışında bulunan birçok öğretmen ve işadamını kaçırıp günlerce işkence yaptı. Bazılarını kırıklar içinde yaralı vaziyette emniyete teslim etti, Yusuf Bilge Tunç gibi kimileri ise hala kayıp. MİT yurt içinde de birçok kaçırma ve işkence olayı gerçekleştirdi. MİT görevlileri, siyah Transporter ile 9 Mayıs 2017’de kaçırdığı Mustafa Özben’e 92 gün boyunca işkence etti. Özben, ağır işkencelerin ardından tutulduğu yerden bırakıldı ve 8 Ağustos 2017’de Yenimahalle’de Karşıyaka Mezarlığı’na yakın bir yerde ortaya çıktı. Kaçırıldığında 80 kilo olan Özben, üç ay boyunca gördüğü işkenceler nedeniyle 20 kilo kaybetmişti.
ZEKAİ AKSAKALLI, KÜBRA ÜSTEĞMENE ELEKTRİKLİ İŞKENCE YAPTI
Erdoğan’ın talimatlarıyla yapılan işkencelere, sadece erkekler maruz kalmadı. Kadınlara da en ağır insanlık suçları uygulandı. Üsteğmen Kübra Yavuz, Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, tümgeneraller Zekai Aksakallı ve İrfan Özsert’in adını vererek genelkurmay poligonunda 2 gün boyunca gördüğü kötü muameleyi şöyle anlattı: ‘’Ellerimiz, gözlerimiz bağlı elektrik verilerek, dövülerek, 2 gün aç bırakıldık. Tuvalete giderken erkek personel kapıyı açık tutup, nezaret ediyordu. 2 saatte bir alınıp, ‘Bu yetersiz biraz daha bir şeyler söyle’ dediler. Gidip gelirken, işkence görenleri görüyordum. İfademi alanların üstünde kan vardı. Bu şartlarda ifade verdim.” 2018 yılında bir ilk yaşandı ve Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi, Genelkurmay Başkanlığı’ndan Üsteğmen Kübra Yavuz’a ifade sırasında elektrik veren, döverek işkence yapan personelin adreslerini istedi.
15 Temmuz'dan sonra bir ilk!
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi, Genelkurmay Başkanlığı'ndan Üsteğmen KÜBRA YAVUZ'a ifade sırasında elektrik veren, döverek işkence yapan personelin adreslerini istedi.#işkenceraporu #işkencehttps://t.co/YpJHlatYGQ pic.twitter.com/OYKyuQ2eLu
— İşkence Raporu (@iskenceraporu) June 23, 2018
AKIN ÖZTÜRK’E İŞKENCE YAPAN ELİF UZUN SÜMERCAN KARANLIK İSİMLER ARASINDA
İşkenceci kadın polis Elif Uzun Sümercan’ın adı ise tarih sayfasında istisnai bir yere konacak. Ankara TEM Şube’de görev yapan Elif komiser, meslektaşları Hakan Öztunç ve Ayşe Yalçın’la birlikte Akın Öztürk’e çok ağır işkenceler ettiler. Arkadaşlarının bile dayanamayıp ‘’Yeter artık Elif’’ diye uyardığı Sümercan’ın kadrosu, Akın Öztürk’ün işkencecisi olduğu ifşa edilince, İçişleri Bakanlığı’ndan Kültür Bakanlığı’na kaydırıldı. Sümercan son zamanlarda Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdür Yardımcısı vasfıyla programlarda boy gösteriyor. Sümercan’ın uyguladığı insanlık dışı muameleyi general Akın Öztürk, ifadesinde şöyle dile getirdi: ‘’Tırnaklarımın arasına asit döküldü. Bir tek benim ellerime demir kelepçe taktılar. Ellerim arkadan kelepçeli halde iken beni 3-4 kişi tutuyor ve biri yüzüme palaska ile devamlı vuruyor. En sonunda birisi ‘yeter’ falan dedi. Genç askerleri üzerime saldırttılar. Bir askere beni darp ettirdiler. Kulağımdan kan fışkırıncaya kadar. Bunu tarih yazsın. Askeri getirip beni darp ettiren Hüseyin isimli başkomiser.’’
Eski Türk Hava Kuvvetleri Komutanı
Akın ÖZTÜRK'e işkence eden
POLİS MEMURU Elif Uzun Sümercan@sumercan_uzunÖdül olarak Kültür Bakanlığına bağlı Kütüphaneler Müdürlüğüne
GENEL MÜDÜR YARD. olarak atanmışİşkencecilerin kaçacak yeri yok! pic.twitter.com/7NnHCLWYhL
— Prof. Dr. Salih KUK (@KukSalih) December 15, 2022
İŞKENCE SUÇUNDA ZAMAN AŞIMI YOK
İşkenceci olarak adları ifade tutanaklarına girmiş çok sayıda asker var. Turhan Ecevit, Ercan Kireçtepe, Levent Bahadır, Erdal Çerçi, Uğur Günaslan, Burak Çelik bu isimlerden bazıları. Abdülkadir Yücetürk, Ali Baştürk, Oktay Kapsız, Muhsin Türkeş, Halil İbrahim Dilek, Berat Günçiçek, Yasin Demir, Gökhan Karagöz, Okan Çakıroğlu, Tahir Darbazoğlu, Hacı Murat Dinçer ve Ekrem Gönül adlı polisler de işkenceci olarak raporlanmış durumda. İşkence ile suçlanan hakim ve savcılar Cem Karaca, Fatih Karakuş, Eşref Aktaş, Ahmet Gürbüz bir gün yargı önüne çıkacak ve işkencelerin hesabını verecek. Susturulmuş Türkiye’nin Avukatları oluşumunun 2021’de raporladığı 48 işkenceci arasında cezaevi müdürü Murat Çaça ile gardiyanlar Volkan Akkuş ve Özgür Kutlu’nun da adı geçiyor. Türkiye’yi 15 Temmuz sonrasında Erdoğan’ın sultasına dönüştürmek insanlık suçu işleyen işkenceciler isim isim biliniyor. Esat Oktay ve Kenan Evren örneklerinde olduğu gibi, adları asla unutulmayacak ve günü geldiğinde adalete hesap vermekten kaçamayacaklar. Çünkü işkence bir insanlık suçudur ve insanlık suçlarına zaman aşımı yoktur.
📌Ettiği işkence, onun peşini bırakmayacak
📍General Akın Öztürk'e işkence eden polislerden biri olan Elif Uzun Sümercan, Bold Medya'da 3 yıl önce yayınlanan haberin silinmesi için mahkeme kararı çıkardı.
📍Raporlara giren işkence vakasında Sümercan'ın, Akın Öztürk'ü darp… pic.twitter.com/lQSDc1mv7O— BOLD (@BOLDmedya) November 2, 2023