BOLD – CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yeniden adaylığının duyurulduğu tanıtım toplantısına katıldı.
Özel, “İktidar” sloganları ile kürsüye çıktı. Özel, şunları söyledi:
“Maalesef öyle bir dönemde üretilmiş, öyle yapay bir krizle karşı karşıyayız ki birileri çıkıyor ve anayasamızın bir maddesini, ‘bu madde benim için yoktur’ diyor.
“BİRİSİNİN TALİMATIYLA 5 KİŞİ ANAYASA’NIN 153. MADDESİNİ YIRTIP ATTI”
Sebebi; kendi kini, kendi güttüğü kin davası, kendi güttüğü kan davası… Anayasanın 153. maddesi, hepimize; Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğunu söylerken, birisinin talimatı ile beş kişi anayasanın o sayfasını yırttı attı. Diyorlar ki, ‘Anayasa Mahkemesi kararı, birinin aklına yatmazsa biz onu uygulamayız.’ Bu durum, bu sefer, bir başkasının, Anayasanın 75. maddesini yok saymasına olanak tanır, o buradaki milletvekillerinin, o Devlet Bahçeli’nin, o Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un yok hükmünde olması demektir.
“BİRGÜN BİR BAŞKASI ANAYASANIN 101. MADDESİNİ YIRTIP ATAR”
Bir başkası bir gün gelir, Anayasanın 101. maddesini yırtıp atar; o Cumhurbaşkanının olmaması demektir. Bir başkası gelir, Anayasanın bu sefer 154. maddesini yırtıp atar; o bugün kendini her şeyin üzerinde gören Yargıtay hakimlerinin aslında hiçbir yetkileri olmadığı anlamına gelir. Yani birileri devletin çivisini almış çıkarmaya, devletin temeli olan anayasayı yok saymaya kalkmaktadırlar.
“GEZİ TÜRKİYE’NİN ONURUDUR, BİRİSİNİN KİNİDİR, KAN DAVASIDIR”
Bu, o her şeyi bilen, her şeye karar veren, ‘Bütün yetki bende’ diyen birisinin kişisel kini yüzünden olmaktadır. Onun derdi, Gezi davasıdır; Gezi İstanbul’un, hepimizin, Türkiye’nin onurudur; ama o birisinin kinidir, kan davasıdır.
Elbette, 16 milyon İstanbullu olanı, biteni bilmektedir. Ama burada 16 milyon İstanbullunun temsilcileri var, iki büyük ailenin temsilcileri var. Bunlardan bir tanesi, Türkiye’nin en büyük, en köklü ailesi; CHP’dir. Bir tanesi de İstanbul’a hizmet eden, her yaştan, her inançtan, her memleketten koca yürekli, açık alınlı İstanbul Büyükşehir Belediyesi ailesidir. Bu iki ailenin ortak bir evladı var, Tayfun Kahraman. Buradan, Tayfun Kahraman’ı yürekten selamlayarak; Tayfun Kahraman’ın şahsında Osman Kavala’yı, Can Atalay’ı, Bakırköy Cezaevi’ndeki Mine Özerden’i ve Çiğdem Mater’i selamlayarak; bütün Türkiye’ye bir şeyi hatırlatmak isterim: Öyle her şeyi bilen, her iyiliği yapan, her kötülükten mağduriyet çıkaran birisi, bu insanların kendisine darbe girişiminde bulunduğunu iddia ediyor. Bu insanların her birisi kendi meslek örgütlerinin, kendi temsil ettikleri sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri olarak; Taksim Dayanışması’nda yer aldılar. Gezi Dayanışması’nda, Taksim Platformu’nda yer aldılar. Bu insanlar Gezi yaşanırken, dönemin Başbakanı ile görüşmek istediler. Yurt dışındaydı, dönünce görüştüler. Başbakan Yardımcıları ile AK Parti yöneticileri ile görüştüler.”