ERSOY ÇELİK I BOLD ANALİZ
Türkiye’de 1990’lı yıllar, hemen her gün yeni bir siyasi cinayetin işlendiği ve üstünün hassasiyetle örtüldüğü zamanlardı. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’la simgeleşen katillerin, bugün de adı hala gündemde olan “Ermeni terör örgütlerini bitirdi” masallarıyla efsaneleştirilen mafya babalarının, Mehmet Ağar’ların, Veli Küçük’lerin, Fahri Kasırga’ların, JİTEM’in, Beyaz Torosların, Cem Ersever’lerin, Susurlukların, İbrahim Şahin’lerin, Hizbullah’ın, mezar evlerin, Sapanca-Hendek-Düzce şeytan üçgeninin, asit kuyularının hüküm sürdüğü zamanlardı. Faili meçhul bırakılan suikastlar ve katiller gündem olunca, bizzat dönemin başbakanı Tansu Çiller’in Meclis’te “Bu millet uğruna, bu ülke uğruna, devlet uğruna kurşun atan da kurşun yiyen de bizim için her zaman saygıyla anılır, şereflidir” dediği günlerdi. Ve o yıllarda içişleri bakanıydı Meral Akşener. Gel gör ki, 90’lar tabiri caizse upgrade olmuş haliyle geri döndü. Sinan Ateş örneğinde olduğu gibi, yine siyasi cinayetler var, yine mafya var ve yine katillere dair ilginç çıkışlar var.
GEÇMİŞTEKİ SİYASİ CİNAYETLER “MERTÇE” İŞLENİYORMUŞ
Partisindeki istifalar ve tartışmalar nedeniyle “zor” günler geçiren Meral Akşener, dün yerel seçim süreci için Sivas’ta düzenlenen partisinin etkinliğinde, 2022’nin son günlerinde Ankara’da öldürülen Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in ve çocuklarının kendisini ziyaret ettiğini anlattı. Akşener, “Küçük kızı elleri buz gibi, ayaklar buz gibi, burun buz gibi. Neden biliyor musunuz? Haykıra haykıra ağlayasım var. ‘Anne gözümün önünden ayrılma, ya seni de babam gibi vururlarsa…’ Nasıl biliyor musunuz, titriyor. Çünkü torbacılar öldürdü, katletti. Biz geçmişimizde siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi. Onun için de hiçbirimiz korkmadık ama o çocuğun babasını katledenler torbacılar, torbacılar” diye konuştu. Akşener’in ağlamaklı bir eda ile söylediği sözlerin çok önemli iki boyutu vardı. İlk boyutu, yukarıda ifade ettiğim, büyük tepki çeken “mert katiller” çıkışıydı.
SİNAN ATEŞ’İ TORBACILAR DEĞİL DE YEŞİL ÖLDÜRSEYDİ MERTÇE Mİ OLACAKTI
HRANT DİNK’İ ÖLDÜREN OGÜN SAMAST “MERT” BİR KATİL MİYDİ?
Kamuoyu haklı olarak Akşener’e “mert” diye tanımladığı katilleri sordu. “Siyasi cinayet işlemenin, insanları katletmenin mertliği mi olur?” sorusu gündeme geldi. Yeşil mi mertti, JİTEM mi, devlet destekli JİTEM mi, Veli Küçük mü mertti? Bir insanı torbacılar öldürünce mertçe olmuyor da, Yeşil öldürünce mi mertçe oluyor? Sinan Ateş’i torbacılar değil de Yeşil benzeri katiller öldürseydi, cinayeti mertçe mi işlemiş olacaklardı? İnsanlar Beyaz Toros’larla kaçırılıp dağdaki bir mağara infaz edilince mi mertlik oluyor? Asit kuyularına atıp yargısız infaz etmek midir mertlik? Bu nasıl bir zihniyet? En az Tansu Çiller’in “Kurşun atan da yiyen de bizdendir” sözleri kadar tehlikeli bir ifade bu. TİP’li 7 üniversite öğrencisini evlerinde boğarak öldürenleri, milliyetçi kimlikli uyuşturucu kaçakçısı mafyayı, Beyaz Torosluları “kahraman” ilan eden zihniyetin tezahürü oldu bu sözler ne yazık ki.
HUKUK DIŞILIĞI MEŞRU GÖREN BİR DEVLETİN MEŞRULUĞUNDAN BAHSEDİLEMEZ
Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın Şemdinli Umut Kitabevi bombacısı astsubay (Mutkili) Ali Kaya için söylediği “Tanırım, iyi çocuktur” sözleri neyse, Akşener’in ifadeleri de odur. Hastalıklı bir zihniyetin dışa vurumudur. Devlet gayrimeşruya, hukuk dışılığa tevessül edemez, cinayet işleyemez, işlememelidir. Hakka, hukuka ve adalete dayanmayan hiçbir devletin meşru sınırlar içinde tesis edildiği ve varlığını idame ettirdiği söylenemez. Meşruiyet sorunsalını tüm mekanizmalarıyla, taşradaki son birimine kadar hisseder. Hukuk dışılığı meşru gören devletin meşruluğundan bahsedilemez. Maalesef Meral Akşener, muhtemelen başka bir “sıkıntısını” bastırmaya çalışırken, kadim “devlet” anlayışını ele veren bu sözleri sarf ediverdi. Üstelik bir başka siyasi cinayet maktulü gazeteci Hrant Dink’in ölüm yıl dönümü olan 19 Aralık’ın bir gün öncesinde. Sormak lazım Akşener’e; Hrant Dink’i arkasından sinsice yaklaşıp ensesine vurarak Ogün Samast, “mert” bir katil mi? Ona o tetiği çektiren derin devletin katilleri “mertçe” mi azmettirdiler?
CUMHUR İTTİFAKI’NA YANAŞMANIN VİCDAN AZABINI MI YAŞIYOR
Meral Akşener’in “bir başka sıkıntısı” ifadesini özellikle kullandım. Çünkü gerçekten ortada çok garip bir durum var. Akşener, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giden süreçte, Sinan Ateş’in katillerinin üzerine gitme sözü verdi defalarca. Katilleri MHP yönetiminin koruduğunu açıkça ifade etti. Ama seçimin hemen öncesinde ve akabinde, Sinan Ateş’in gerçek katillerine yönelik meydan okumalar azaldı, sönümlendi. Cumhur İttifakı’na yaklaştıkça ve İYİ Parti’yi muhalefete muhalefet eden muhalefet partisine dönüştürdükçe, Sinan Ateş üzerinden yaptığı çıkışlar seyrekleşti. Bu süreçte, “Erdoğan’dan ricada bulunarak”, Sinan Ateş’in öğretmen eşi Ayşe Ateş’in kadrosunun TBMM’ye alınmasını sağladı, İYİ Parti’nin Meclis Grup Danışmanlığı’na getirdi. Şimdi ise ağlamaklı bir eda ile Sinan Ateş’in kızının hüznünden, korkusundan bahsediyor. Cumhur İttifakı’na yanaşması nedeniyle, suikastın aydınlatacağına dair verdiği sözleri tutmayacak olmanın, Ateş’in katilleriyle yan yana gelmesininin vicdan azabıyla mı yaptı acaba bu konuşmayı Akşener?
MERAL AKŞENER NEDEN HARAKİRİ YAPIYOR
Maksadı her ne olursa olsun, 90’ların siyasi cinayet faili katillerini bir nevi “kutsayıp”, Sinan Ateş’in katillerinin torbacılar olması nedeniyle suikastın “mertçe” olmadığını iddia etti Akşener. Sanki ortadaki tek sorun, katillerin torbacılar olmasıymış gibi bir algı işliyor. Yazık, çok yazık… Acaba Meral Akşener, 7-8 aydır devam ettirdiği harakiri mahiyetindeki çıkışları ve politikalarıyla neyi hedefliyor? Kendisini ve partisini siyaset sahnesinden silmenin kime ne faydası var? Erdoğan’dan başka kazananı var mı bu denklemin?
Tetikçi dışarıda,
öldür diyenler iş başında,
adalet ayaklar altında.#Cinayet17Yaşında📌 19 Ocak Cuma günü saat 15.00'te 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı (eski Agos bürosu) önünde #HrantDink'i anıyoruz. 🕊️ pic.twitter.com/lRgYawKpOu
— Hrant'ın Arkadaşları (@hrantinarkdslri) January 17, 2024