NECDET ÇELİK | BOLD ÖZEL
Cezaevlerindeki hak ihlalleri zincirine, Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde yeni halkalar eklendi. Cezaevi yönetimi ile çalışanlarının keyfi tutumları, mahkumları yıpratıyor. Bir mahkumun avukatı kanalıyla Bold Medya’ya gönderdiği mesaj, keyfilikteki vehamete işaret ediyor.
SEVK DİLEKÇESİNİ YIRTIP ATIYOR
Revirden sorumlu gardiyanın, kıdemini de kullanarak kendisini doktor yerine koyduğu, revire çıkmak isteyen mahkumları keyfince sıraya dizdiği belirtiliyor. Bold Medya’ya ulaşan mesaj şu şekilde: ‘’Bu gardiyan, revire çıkmak isteyen mahkumları istediği gibi öne arkaya alıyor, durumu acil olanları sırf eziyet olsun diye geç tarihe erteliyor. Başkalarının önünde ‘Sen daha geçen hafta burdaydın, gezmeye mi geldin?’ diyerek incitiyor. Dilekçesi yırtılıp atılan hasta mahkum bile oldu.’’
Hasta mahpusların onunla yüz göz olmamak için sağlık sorunlarını ertelediği kaydedilen mesajda, görev yaptığı birimin en eskisi olan söz konusu gardiyandan, kendi çalışma arkadaşlarının bile yaka silktiği ileri sürülüyor.
PANDEMİDE ÇEKİLEN NAYLON BARİYER SÖKÜLMEDİ
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki keyfilikler, bununla sınırlı değil. Mahkumların avukatla görüştükleri odada pandemi döneminde yerden tavana kadar konulan naylon perdeler henüz kaldırılmış değil. Müvekkiliyle yüz yüze görüşme yapamamaktan şikayet eden bir avukat, Bold Medya’ya durumu şu sözlerle anlattı: ‘’Müvekkilimle kapalı görüşte gibiyiz. Gösterdiğim belgeyi naylonun öbür tarafından göremiyor, okuyamıyor. Savunma hakkı açıkça gasp ediliyor. Zaten görüş sonunda müvekkilim gömleğin yaka kıvrımlarına kadar aranıyor. O halde bu keyfilik niye?’’
SADECE TEK ODADA NAYLON PERDE KALDIRILMIŞ
Bold Medya’nın edindiği bilgilere göre, söz konusu cezaevinde avukatlara ayrılmış birkaç oda var. Bunlardan sadece birinde naylon perde kaldırılmış. Israrla hakkını arayan avukat olursa, müvekkiliyle bu odaya alınıyor. Bakanlık teftişlerinde yine bu oda gösterilerek diğer odalardaki yasa dışılık gözden kaçırılıyor.
SİSTEMATİK İŞKENCENİN PARÇASI: KOĞUŞ ARAMALARI
Öte yandan mahkumlar için işkenceye dönüşen uygulamalardan biri de çok sık tekrarlanan koğuş aramaları. Rutini ayda iki olan aramaların bazen haftada 3 kez yapılması, mahkumlar için sistematik işkence anlamına geliyor. Aramalardan sonra koğuşların darmadağın hali, mahkumlarda büyük moral bozukluğu oluşturuyor.
ÜLKÜCÜ MÜDÜR MAHKUMLARI YÖNLENDİRİYOR
Mahkumları huzursuz eden keyfiliklerde en büyük pay kurum müdüründe. Birinci müdür Recep Gölcük’ün bazı gardiyanları, ‘’Bunlara (mahkumlara) çok yumuşak davranıyorsunuz’’ diye azarladığı ifade ediliyor. Müdür Gölcük’ün ülkücü profili, iddiaların doğruluk ihtimalini güçlendiriyor.
SOYKIRIMA VARAN SUÇLAR İŞLENİYOR
Cezaevlerinde liyakatsiz ve ideolojik takıntılı kadrolar, özellikle Kürt ya da 15 Temmuz davalarında hüküm giyen mahpuslara soykırıma varan kötü muamelelerde bulunuyor. Kötü muamele yüzünden sağlığını ya da hayatını kaybeden çok sayıda mahkum, kayıtlara geçmiş durumda. Bu şekilde hayatını kaybedenlerin yakınları, işkence ve soykırım suçlamasıyla dava açma hakkına sahip ve insanlığa karşı suç kapsamına giren fiillerde zaman aşımı bulunmuyor.