ERSOY ÇELİK | BOLD ANALİZ
“Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez” şeklinde hikmetli bir atasözümüz var. Türkiye’nin son 12-13 yılı, bu sözü haklı çıkaran acı hadiselerle dolu. Ne zaman bir doğal afet, maden faciası ya da şehit haberi gelse, Erdoğan hemen sahne alıyor, acılı insanların canlarını, yaşadıkları hadiseden daha fazla acıtan sözler ediyor. Soma’da madenci yakınını yumruklayıp “İsrail dölü” diyerek hareket ediyor, şehit babasına “Böyle karakteri bozuk olan babalar da var” diyor, depremzedeyi “Bunlar kader planının içerisinde olan şeyler” diyerek güya teselli ediyor. Şehit tabutlarına kolunu dayayıp attığı gamsız nutuklar, vicdanlara balyoz üstüne balyoz indiriyor. Acılı insanların kanını donduruyor, gözyaşlarını kurutuyor insafsız ve merhametsizce ettiği sözler.
“BELEDİYEYİ BİZE VERMEDİĞİNİZ İÇİN HİZMET ALAMADINIZ, ÖLDÜNÜZ”
Erdoğan, vicdansızlığının son örneğini, 4 Şubat günü, depremin yıktığı Hatay’da sergiledi. Partisinin Hatay’da düzenlediği AKP İlçe Belediye Başkanı Adayları Tanıtım Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, “Merkezi yönetim ile yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şimdi Hatay garip kaldı, Hatay mahzun kaldı” dedi. Açıkça, “Bize oy vermediğiniz için, belediyeyi bize vermediğiniz için hizmet alamadınız, garip kaldınız” dedi, itirafta bulundu Erdoğan. Yerel seçimlerde AKP’nin adayı belediye başkanı seçmeleri halinde hizmet alabileceklerini söyledi. Depremi dahi siyasi ranta çevirmeye çalıştı. Hataylılar neden garip bırakıldıklarını çok iyi anladılar bu sözler sayesinde. Erdoğan’ın sözlerini değerlendiren Hatay Kadın Girişimciler Yönetim Kurulu Üyesi Esin İyiel, “Şunu çok iyi anladık, üç gün boyunca bu şehre kurtarma ekibinin neden gelmediğini, askerin kışladan neden çıkarılmasına izin verilmediğini, canlarımızın enkazlarda bağıra bağıra neden vefat ettiğini, mallarımız talan edilirken neden seyredildiğini çok iyi anladık. Bu dünyada herkes bir cümleyle, bir soruyla uğurlanır. ‘Hakkınızı helal ediyor musunuz?’ İşte biz Antakyalılar olarak bu defteri o gün kapatacağız” diye konuştu.
📌Erdoğan, Hataylı depremzedeyi seçim sopasıyla tehdit etti:
💬“Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi?” pic.twitter.com/0jNJBVuSKD
— BOLD (@BOLDmedya) February 4, 2024
HİTLER’LE AYNI KAFA: ÖLMEYİ ONLAR TERCİH ETTİ
Erdoğan’ın bu itirafı, mantalite uyumu nedeniyle akıllara hemen Çöküş adlı filmdeki o meşhur repliği getirdi. Nazi Komutanı, “Sivil halk ölüyor. Artık teslim olalım” deyince Adolf Hitler, “Bu, onların tercihiydi… Bizi onlar seçti, elbette ölecekler!” şeklinde karşılık veriyordu. Erdoğan da depremzedelere “Belediyeyi bize vermediğiniz için öldünüz” dedi. Erdoğan’ın 2015 yılı Ağustos ayında, telefonla aradığı şehit ailesine ettiği sözler de aynı zihnin, Hitler mantalitesinin izdüşümü idi. Erdoğan’ın tek başına iktidarı kaybetmesi nedeniyle bitirdiği “Çözüm Sürecinin” ardından, Güneydoğu şehirleri ve ilçeleri çatışmalar nedeniyle yerle bir oldu, yüzlerce eve şehit acısı düştü. O evlerden biri de Siirt’te tuzaklanan mayının patlamasıyla şehit olan Uzman Çavuş Hakan Aktürk’ün Osmaniye Kadirli’deki baba ocağı idi. Mayın saldırısında şehit olan 8 askerden biriydi Uzman Çavuş Hakan Aktürk.
ŞEHİDİN KIZ KARDEŞİNE: AĞABEYİN DE ASKER OLMASAYDI
Şehidin kayınvalidesi Emine Küçüktamer, Erdoğan’ın telefonla aramasını ve ettiği sözleri şöyle anlatmıştı: “Bir telefon çaldı. Kızım açmadı telefonu, şehidin kız kardeşi telefonu açtı. Arayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dı. Şehidin kız kardeşi ‘Kimsin sen? Cumhurbaşkanı mısın Başbakan mısın?’ dedi. ‘Cumhurbaşkanıyım’ dedi. Şehidin kız kardeşi ise ‘Senin Bilal’in de böyle bayrağa sarılı gelirse bizi anlarsın. Senin oyların azaldı diye bizim çocuklarımızın, ağabeylerimizin bedel ödemesi mi lazım’ dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise ‘Ağabeyin de bu mesleği seçmeseydi’ dedi. Değil cumhurbaşkanı, 60 yaşındaki bir insanın söyleyeceği bir söz mü bu? Şehidin kardeşi ise ‘Meslek mi koydunuz ki, herkes memleketini terk edip de gitmezdi’ diye konuştu.”
ERDOĞAN O HAKARETLERİYLE UĞURLANACAK VE HATIRLANACAK
Hangi elim hadiseye baksanız, önce iktidarının bilinçli yol vermesini ya da kasdi ihmalini görüyor, ardından da Erdoğan’ın yürekleri daha da acıtan sözlerini işitiyoruz. Artık Türkiye’nin dejavusu oldu bu sahneler ve sözler. Ama illa ki bir gün nihayete erecek. Ve sonra, Esin İyiel’in dediği gibi, Erdoğan da o insansız, vicdansız ve merhametsiz sözleriyle uğurlanacak ve hatıralanacak. Kenan Evren’in cenazesi, tarihte o müstakbel tablonun basit bir misali olarak kalacak.