KAMİL MERT | BOLD ANALİZ
Özgür medya, demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Bir ülkede demokrasi ne kadar sorunluysa, aynı ölçüde basını da o kadar kısıtlıdır.
Erdoğan’ın uzun yıllar sonra Sisi ile barışıp Mısır’ı ziyaret etmesinin ardından hem Türkiye hem de Mısır basınının ziyareti aktarış şekli, bu açıdan iki ülkedeki demokrasi için bir turnusol kâğıdı oldu.
Bir tarafta bugün oturduğu koltuğa darbeyle gelmiş bir isim diğer tarafta ise henüz tam olarak ne olduğu anlaşılamamış bir darbe girişiminin ardından koltuğunu sağlamlaştırmış bir isim var. Bu açıdan iki ülkenin basının sorunsuz olması beklenemez.
Ama dünyanın neresinde gazetecilik yaparsanız yapın, 11 yıl gibi uzun bir süre ilişkileri olmayan iki ülkenin yeniden bir araya gelmesinden bahsederken, 11 yıllık süreci mutlaka anlatırsınız.
Her iki ülkede yayın yapan gazetelerin 11 yıldır Erdoğan ve Sisi arasındaki kavgaları, ağız dalaşlarını, edilen hakaretleri görmezden gelmesi, 11 yıl hiçbir olumsuzluk yaşanmamışçasına kafalarını kuma gömmeleri ve üstüne son ziyareti bir başarı gibi lanse etmeleri, sadece ülkelerin demokrasilerinin sorunlu olmasıyla açıklanamaz. Bu duruş olsa olsa bir omurgasızlık örneğidir.
Bir önceki cümlenin son kelimesi ile devam edip örnekler verecek olursak…
Türkiye’de bunun en güzel timsalini iktidara yakın Yeni Şafak gazetesi verdi.
Yeni Şafak gazetesi, Erdoğan’ın dış politikadaki geri dönüşlerine en güzel ayak uyduran Türk gazetelerinden biri. Birleşik Arap Emirlikleri ve liderleri için “Emir’in Siber Casusları” ve “Şerefsiz Bunlar” gibi manşetlerle çıkan Yeni Şafak, son 2 yıl içinde Erdoğan para arayışı için BAE’ye her gittiğinde körfez ülkesine methiyeler düzmekte geri kalmadı.
İşte bu Yeni Şafak, Sisi için “katil” diye başlıklar atarken, Erdoğan’ın son Mısır ziyaretini ise “sıcak karşılama”, “ortak tavır” ve “ikili ilişkilerde yeni sayfa” gibi ifadelerin bolca kullanıldığı bir manşetle duyurdu.
Ziyaretin ertesi gününde diğer iktidar medyasının da Yeni Şafak’tan altta kalır yanı yoktu. Erdoğan’ın ziyareti, Milliyet gazetesi tarafından “Ortaklık zamanı”, Sabah gazetesi tarafından “Gazze için güç birliği”, Hürriyet gazetesi tarafından “Mısır’la 12 yıl sonra sıcak başlangıç” gibi manşetlerle duyuruldu. Hiçbiri geçmişi hatırlamadı, hatırlatmadı. Çünkü geçmişi hatırlatmak, dış politikadaki U-dönüşünün ne kadar büyük olduğunu gösterecekti.
MISIR MEDYASINDA DA DURUM AYNI
Ziyaret sonrasında Mısır medyasında benzer bir durum söz konusu. Mısır’ın önde gelen gazeteleri, Türkiye’deki birçok gazete gibi 11 yıllık kavgayı görmezden geldi. Üstelik Erdoğan’ın ziyaretini “Sisi’nin bir başarısı” gibi sundu.
Serbestiyet’in derlediğine göre Al-Qahera Wal Nas TV’de yayımlanan programında gazeteci İbrahim İsa, ziyaretin Türkiye’yi Mısır’a karşı tutumunu değiştirmeye “zorlayan” Mısır liderliğinin “başarısını” gösterdiğini öne sürdü. Sisi-Erdoğan görüşmelerini hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde Mısır politikalarını yansıtması bakımından çok önemli bir siyasi olay olarak nitelendirdi.
Yine özel Sada el-Balad TV’den hükumet yanlısı sunucusu Ahmed Musa da Mısır’ın “doğru yolda” olduğunu söyleyerek Sisi’nin dünya liderleriyle iyi ilişkiler sürdürme konusundaki gayretinden övgüyle bahsetti. Kahire’de iki cumhurbaşkanı arasında yapılan toplantının bir zamanlar “hayal bile edilemez” olduğunu ve iki ülke arasındaki bağlarda büyük bir değişim olduğunu gösterdiğini de sözlerine ekledi.
Mısır merkezli Suudi kanalı MBC Masr, Kahire’deki Türk büyükelçisiyle röportaj yaptı. İki ülke arasındaki ortak ekonomik ve siyasi iş birliğine değinerek Erdoğan’ın ziyaretinin “başarılı” olduğunu belirtti. Büyükelçi, iki ülkenin de “geleceği düşünmesi” ve ilişkilerinde “yeni bir sayfa açması” gerektiğini söyledi.
Mısır’da çok sayıda gazete, bu ziyareti 15 Şubat’ta manşete taşıdı. Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilerde “yeni bir sayfaya geçildiği” vurgulandı. Neredeyse tamamında, Sisi ve Erdoğan’ı tokalaşırken gösteren fotoğraf yer aldı.
MISIR BASININA GÖRE ZİYARET, SİSİ’NİN BİLGELİĞİNİN BİR BAŞARISI
Birçok yorumcu Mısır’ın “bilgeliği” üzerinde durdu. Devlet gazetesi Al-Akhbar, “Sisi ve Erdoğan Gazze’de derhal ateşkes sağlanmasının gerekliliği konusunda hemfikir” manşetiyle basıldı.
Özel Youm7 gazetesi ise, “Mısır ve Türkiye: Tarihi ilişkiler ve Filistin davasına büyük destek” yazdı.
Abdül Latif el-Manawy, Al-Masry al-Youm’da “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetimi son dönemde ülkesi ile Mısır arasında güven inşa etmeye çalıştı. Buna Mısır tarafının krizin başlangıcından bu yana gösterdiği bilgelik, mantıklı ve sağlam tutumu katkı sağladı” yazdı.
Benzer şekilde, devlet gazetesi Al-Ahram’daki başyazıda, Sisi ile Erdoğan arasındaki “tarihi zirvenin”, “Mısır siyasi liderliğinin, Mısır’ın ulusal güvenlik gereklerini yerine getirmek için, herkese açık olma ve ilişkilerini çeşitlendirme çabaları çerçevesinde gerçekleştiği” belirtildi.
Bazı muhalif medya platformları ise tam tersi bir tonla, Mısır’ın Türkiye’ye tutumunu değiştirmesi için baskı yapacak konumda olmadığını, ancak Türkiye’nin siyasi ve ekonomik statüsünü güçlendirmek için bir “ortağa” ihtiyaç duyduğunu öne sürdü.
Muhtemelen söylenmiştir, söylenmemişse bir söylemiş olalım; bana basınının ne kadar özgür olduğunu söyle, sana demokrasinin ne kadar sağlam olduğunu söyleyeyim.