BOLD – Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanması talebiyle bir kez daha Galatasaray Meydanı’nda buluştu. 990’ıncı hafta buluşmasında 33 yıl önce İstanbul’da gözaltına alınarak kaybedilen Yusuf Erişti’nin akıbeti soruldu.
“SORUMLULARI AÇIĞA ÇIKARIN” ÇAĞRISI YAPILDI
Açıklamayı kayıp yakınlarından Fatma Aslan okudu. Erişti’nin kayıp öyküsünü şu paylaşan Aslan, sorumluların açığa çıkarılması için yetkililere çağrı yaptı. Açıklamadan öne çıkanlar şöyle:
“30 yaşındaki Tokat-Reşadiye doğumlu Yusuf Erişti, 12 Eylül döneminde 2 yıl hapishanede kalmış, hapisten çıktıktan sonra birkaç kez gözaltına alınmış ve işkence görmüştü. Yusuf Erişti, 14 Mart 1991 Perşembe sabahı arkadaşıyla buluşmaya gittiği Belgradkapı civarında Terörle Mücadele polisleri tarafından gözaltına alındı ve Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü.
MAHKEME İZNİNE RAĞMEN EMNİYETTE AVUKATI İLE GÖRÜŞTÜRÜLMEDİ
Avukat Fethiye Pekşen, gözaltında tutulan Yusuf ile görüşmek için DGM’ye başvurarak, görüşme izni aldı. Ancak Emniyet Müdürlüğüne gittiğinde Yusuf’la görüştürülmedi. Bunun üzerine Pekşen, 29 Mart’ta polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusundan sonra emniyet verdiği cevapta “Yusuf Erişti’nin gözaltında olduğuna ilişkin bir kayda rastlanmamıştır” dedi.
KAYITLARA GEÇİRMEDİK BURADAN ÖLÜN ÇIKAR
Ancak, aynı operasyon kapsamında gözaltına alınarak tutuklanıp İstanbul Bayrampaşa Cezaevi’ne gönderilen bazı kişiler, Yusuf Erişti’yi gözaltına alınırken ve emniyette sorgulanırken gördüklerini avukatlar aracılığıyla kamuoyuna açıkladılar. Yaptıkları açıklamada, Yusuf’a işkence yapan polislerin ‘seni gözaltına aldığımızı kayıtlara geçirmedik, buradan ölün çıkar kimsenin haberi olmaz’ dediklerini söyledi. Bir kişi de ‘Yusuf’a yoğun işkence yapıldı. Onu en son 17 Mart’ta komaya girmiş halde hücresine götürülürken gördüm’ dedi.
FAİLLERİ ORTAYA ÇIKARILIP CEZALANDIRILSIN
Gözaltında kaybedilişinin 33. yılında, Yusuf Erişti dosyasında maddi gerçeği açığa çıkartacak etkinlikte bir soruşturma-kovuşturma yapılması ve faillerin işledikleri ağır suçla orantılı olarak cezalandırması talebimizi bir kez daha tekrarlıyoruz.”