BOLD – Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, bugünkü yazısında stagflasyon tehlikesinin giderek büyüdüğünü belirtti.
BirGün’den geçtiğimiz hafta Fitch kredi değerlendirme kuruluşunun not artırımı piyasalarda Mehmet Şimşek ve ekibinin umduğu olumlu etkiyi oluşturmadığını belirten Kozanoğlu, “Türkiye’nin kredi notu yatırım yapılabilir düzeyin 5 kademe altında iken, 4 kademe altına terfi etti. Bunu matematik notu 10 üzerinden 2 olan öğrencinin son sınavda 3 almasına benzetebiliriz. Bir ilerleme gözleniyor ama henüz geçebilmek için yeterli sayılmaz” değerlendirmesinde bulundu.
Stagflasyon giderek yaklaşıyor!
Seçim sonrası ekonomideki muhtemel gelişmeleri yorumladığım BirGün yazısı… https://t.co/Cs0tMx2twE— Hayri Kozanoğlu (@HayriKozanoglu) March 19, 2024
Kozanoğlu, yazısında şu değerlendirmeyi yaptı:
“Görüldüğü kadarıyla enflasyonun başlıca sorumlusu borçlanarak harcama yapan, talebi canlı tutan sade insanlar gibi sunuluyor. Halbuki rakamlar aksine, kredilerde yavaşlamaya işaret ediyor. Konut, taşıt ve ihtiyaç kredilerini içeren tüketici kredileri son 1 yılda enflasyonun çok altında, sadece %29.26 artarak, 1.507 milyar liraya yükselmiş. Buradan borçlanamayan bireyler mecburen kredi kartı harcamalarına yönelmiş. Bireysel kredi kartı bakiyesi böylelikle %154 artışla 1.320 milyar lirayı bulmuş. Ancak kredi kartı faizleri 2023’teki gibi aylık 1.29 gibi düşük bir düzeyde olmadığı için, bu harcamalar tuzu kuru kesimlerin değil genellikle dar gelirli yurttaşların iki yakalarını bir araya getirme çabalarının sonucu.
Kaldı ki, bireysel krediler 12.145 milyar liralık toplam kredilerin sadece %23.3’ünü oluşturuyor. Ekonomi genelinde de tam aksine kredi yavaşlaması var. 2020 sonunda kredi/mevduat oranı %103.5 iken, 2024 Ocak sonu itibarıyla %79.9’a gerilemiş durumda. Kredi, piyasa ekonomilerinde damarda dolaşan kan gibidir. Bir kez tükenirse ekonomideki hayatiyet belirtileri kaybolur.
Demek ki Şimşek ve Merkez Bankası ekibinin enflasyonu düşüreceğim diye ekonomiyi boğma riski var. Üstelik enflasyon beklentileri de tam düşürülemediği için, bu durumda sonbahara doğru ekonomi enflasyon ile durgunluğun bir arada yaşandığı stagflasyona sürüklenebilir. Halihazırda %26.5’e dayanan atıl işgücü oranı büyük bir sosyal trajediye neden olacak şekilde artabilir. Dış ticaret verilerinde 2024 Ocak’ta yüksek gelir grubunun iştahını yansıtan tüketim malları ithalatı bir önceki yıla göre %13.6 artarken, ara malı ithalatının %28.8 daralması yaklaşan durgunluğun en açık habercisi kabul edilebilir.”