SELÇUK ADIGÜZEL I BOLD ÖZEL
31 Mart Belediye seçimlerinden sonra AKP yönetimindeki birçok belediyenin başta CHP olmak üzere muhalefet partilerine geçtiğine şahit olduk. CHP tarafından kazanılan birçok belediye devraldıkları borçları belediye binasına asılan afişler gibi yöntemlerle kamuoyuna açıklıyor. Peki CHP bununla ne yapmaya çalışıyor?
SEÇİMİ KAYBEDERSEM KAZANAN PARTİ DÜŞÜNSÜN ANLAYIŞI
Aslında yapılanın son derece isabetli olduğunu söylemek mümkün. AKP’nin elindeki belediyeleri kaybetmemek için ölçüsüz bir borç altına girdiği bir tablo ile karşı karşıyayız. AKP’li yerel siyasilerin ‘’seçimi kazanırsam devlet arkamda bu borcu öderim, seçimi kaybedersem kazanan parti düşünsün’’ fikriyle hareket ettiğini rakamlar ortaya koyuyor.
DARBEYİ VATANDAŞ YEDİ
Elbette finansman yetkisi belediyelere kanunlarla verilmiş bir yetki ve halka hizmet götürmek için bu yolun kullanılması çok doğal. Ancak bu yetki kullanılırken borç çevirme kapasitesi, toplam borçların varlıklara oranı gibi parametreler dikkate alınmalı. Meseleye popülist bakılınca ve sadece seçim kazanmaya odaklanan bir anlayış baskın olunca mali darboğaza düşen, merkezi yönetimin desteği olmadan yürümeyen bir belediyecilik anlayışı ortaya çıkıyor. Burada darbeyi halk yemiş oluyor ve bu beceriksiz yönetimden dolayı halka ihtiyaç duyduğu hizmet sunulamıyor.
Popülist politikalar bazen öyle tablolar ortaya çıkarıyor ki, belediyeyi borç batağına sokarak sadece halkın gözüne sokulan projeleri yürüten bir başkan, ondan devraldığı borcu disipline etmeye çalışırken tasarrufa giden bir başkandan daha başarılı görülebiliyor. İlki için ‘’adam çalışıyordu’’, ikincisi için ‘’bir çivi bile çakmadı’’ yorumlarına neden olabiliyor. Dolayısıyla devralınan bu korkunç tablonun halka anlatılması isabetli bir politika.
AKP’Lİ BELEDİYELER ŞEVKİ YILMAZ’IN TALİMATINA UYMUŞLAR
AKP’li Şevki Yılmaz’ın katıldığı bir programda ‘’2023 seçimlerine gelmeden, Ak Parti kasanın ağzını açmalı. Efendim 700 ton altınımız var, şu kadar dolar rezervimiz var diyorsunuz. Kime bırakacaksınız bunu? Bu hırsızlara mı?’’ sözlerini hepimiz hatırlıyoruz. AKP’li bazı belediyeler bu tavsiyeye uymuş ve kasayı tamtakır bıraktığı gibi ödeme gücünün üstünde borçlanmış görünüyor.
1 YIL ÖNCEKİ BORÇ DURUMU NASIL?
Demokrasilerdeki tatlı rekabetin adresi olması gereken seçimlerin ise var oluş yok oluş mücadelesine döndüğü anlaşılıyor. Bu bağlamda CHP’nin devraldığı bazı belediyelerin olağandışı borçlarını gündem yapması da haklı bir gerekçe oluşturuyor. CHP seçilmiş bazı belediyelerin devraldıkları borçlarını kamuoyuna ilan etti. Tabii ki doğru bir analiz yapmak için yaklaşık 1 yıl öncesine yani seçim sath-ı mailine henüz girilmeyen 2022 sonundaki borç durumuna bakmak gerekiyor.
ORTAYA ÇIKAN KORKUNÇ TABLO
CHP tarafından devralınan borç bilgileriyle, aynı belediyelerin 2022 yılı borçlarını (Sayıştay’a bildirilen veya Faaliyet Raporunda yer alan) kıyasladığımızda ortaya çıkan korkunç tabloyu daha iyi anlamış oluyoruz. Seçilmiş bu belediyelerdeki 2022 sonu toplam borç 4,5 Milyar TL’yken, 2024 Mart sonunda devralınan toplam rakam 31,2 Milyar TL’ye ulaşmış. Yani seçime kadar AKP’li belediyeler mevcut borçların yaklaşık 6 katı büyüklüğünde borca ulaşmış görünüyor. Seçilen belediyeler bazında artış yüzdeleri aşağıdaki tabloda yer alıyor ve toplam borcun %587 arttığı gerçeği vahim tabloyu ortaya koyuyor.
SAYIŞTAY RAPORLARIYLA BORÇLAR
OY VERMEYENE DESTEK YOK TEHDİDİ GERÇEKLEŞEBİLİR Mİ?
Belediyelerin gelir kaynaklarının yaklaşık yüzde 50’si merkezi vergilerden aktarılan paylardan oluşuyor. Bu paylar ilgili kanuna uygun şekilde başta nüfus olmak üzere değişik kriterler dikkate alınarak Merkezi Yönetimce aylık gönderiliyor. Bu kısım kanunda net olarak tanımlandığı ve Cumhuriyet tarihi boyunca kesintisiz uygulandığı için İktidarın burada hareket alanı yok gibi.
İLBANK KREDİLERİNİN TAMAMI AKP, MHP VE KAYYIM BELEDİYELERİNE
Bunun dışında, başta İller Bankası olmak üzere bankalardan alınan krediler belediyeler için önemli bir finans kaynağı. İktidar burada Anayasa’ya da aykırı bir biçimde ve adil olmayan bir mekanizma kurmuş durumda. İLBANK ve kamu bankalarından alınan kredilerde AKP-MHP’li belediyeler açıkça kayırılıyor. Şubat ayında açıklanan bilgilere göre; İLBANK’ın hibe desteğiyle tamamlanan toplam 102 projeden 99’unun AKP, MHP ve kayyım idaresindeki belediyeler ile il özel idarelerine ait olduğu belirlendi.
Belediyelerin başka bir finansman aracı Hazine ve Maliye Bakanlığı garantörlüğünde iç (yerli) ve dış (yabancı) finansman kaynaklarından aldıkları krediler. Elbette burada iktidar; kendi lehine, muhalefet aleyhine olacak tasarruflarda bulunuyor ve muhalefeti engellemek için adeta kırk takla atıyor
ERDOĞAN MALUMUN İLANINI YAPIYOR
Yani sözün özü, iktidar tehdit konusu yaptığı hususları zaten yapıyordu ve kurulan cümleler malumun ilamından başka bir şey değildi. Halk bu söylemden duyduğu rahatsızlığı sandıkta iktidara bir ders vererek ifade etti ve yerel yönetimlerdeki mevcut siyasi yapı ortaya çıktı. Dolayısıyla AKP mensuplarının halk ile inatlaşmanın ve parmak sallamanın doğuracağı menfi tesirleri çok iyi hesaplaması gerekiyor.
CHP’Lİ BELEDİYELERİN TEFTİŞ KURULLARI ACİLEN HAREKETE GEÇMELİ
Bu konuda zaten bir kamuoyu oluşmuş durumda. İsrafın, usulsüz harcamanın kanıtı niteliğinde bilgi ve belgeler adeta bir karnaval havasında vatandaş ile paylaşılıyor. Bunlar çok isabetli. Ayrıca dikta rejimini ayakta tutan yandaş medyanın musluklarının kesilmesi demokrasinin ve bağımsız medyanın güçlenmesi adına çok önemli adımlar. Ancak ihmal edilmemesi gereken çok önemli bir konu var ki, geçmiş dönemin denetlenmesi ve rapor tanzim edilmesi. Özellikle büyük belediyelerin Teftiş Kurulları veya denetim birimleri adıyla yetkili organları var. İvedilikle devralınan döneme ilişkin ihale uygulaması, usulsüz harcama, TCK’na konu durumlar tespit edilerek rapor tanzim edilmelidir. Hatta yeterli kapasitesi bulunmayan belediyelerin dışarıdan denetim hizmeti satın alarak bu incelemeyi sıcağı sıcağına yaptırması çok önemli.
SAVCILIKLARA SUÇ DUYURULARI YAPILMALI
Normal şartlarda bu denetim raporları savcılığa gönderilir ve savcılık bunu ihbar kabul ederek soruşturma başlatır. Şimdi yargının üzerinde kapkara bir gölge bulunuyor olsa da mevcut ekonomik durum ülkeyi hukuka dönmeye zorlayacak. Dolayısıyla bugün pratik faydası yok gibi görünse de bu raporların belediyenin arşivlerinde hesap verme gününü beklemesi gerekiyor.