15 aylıkken annesi Esma Uludağ’ın sırtında Meriç’i geçen Ceyda, Almanya’da anaokuluna başladı. Ceyda’nın okul sevincini babası sosyal medya hesabından paylaştı.
BOLD- Üç çocuğuyla birlikte Meriç’i geçtikten sonra Yunanistan’da hayatını kaybeden Esma Uludağ’ın en küçük kızı Ceyda (3,5) dün anaokuluna başladı. Babası Mehmet Ali Uludağ, kızının okul sevincini sosyal medya hesabından bir video yayınlayarak paylaştı.
Esma Uludağ 11 Ekim 2017’de Veli Said, Müşerref Zümra ve Ceyda ile yola çıkmış ve Meriç’i geçtikten sonra 5-6 saat Yunanistan topraklarında yürümek zorunda kalmıştı. Ceyda’yı sırtına alan Uludağ’ın özgürlük yürüyüşü sırasında çekilen kısa videosundaki hali, Ceyda’nın gözyaşları ve Zümra’nın “Anne dondum” haykırışı herkesi çok etkilemişti.
15 aylıkken annesi Esma Uludağ’ın sırtında Meriç’i geçen Ceyda, Almanya’da anaokuluna başladı. Ceyda’nın okul sevincini babası sosyal medya hesabından paylaştı.https://t.co/a8LfVHN4ut pic.twitter.com/usiJQXwZM0
— BOLD (@BOLDmedya) January 8, 2020
29 Nisan 2018’de annelerini kaybettikten sonra babalarına kavuşan çocuklar, artık yeni hayatlarına Almanya’da devam ediyorlar. Mehmet Ali Uludağ, “Bu süreçte çocuklarımız çok acılar ve sıkıntılar yaşadılar. Biz bunları unutmayacağız, çocuklarımız da unutmayacak ama bu demek değil geçmişe takılıp kalacağız. Bu çocuklar insanlığa hizmet için, yarınlar için gelecek barış elçileri olacaklarına canı gönülden inanıyorum.” dedi.
2015’TE TUTUKLANDI
Esma Uludağ 17-25 Aralık sonrasında yaşanan hukuksuzlukların ilk kurbanlarından. Çocuğunu Yamanlar Kolejine gönderdiği için memur olarak çalıştığı İzmir Karabağlar Kaymakamının hedefi oldu. Onun hikâyesi 20 Nisan 2015’te sabaha karşı kapısının çalınmasıyla başladı. Ankara’da yürütülen soruşturma kapsamında polisler evine geldi ve gözaltına alındı. 24 Nisan’da tutuklandı, 64 gün Sincan Cezaevinde kaldı. Ardından mesleğinden ihraç edildi. Çocuğunu Hizmet Hareketi’ne bağlı bir okula göndermek, Şifa Hastanesinde tedavi olmak, Bank Asya’daki hesabında 293 lira 28 kuruş para bulundurma suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı.
DEFALARCA ÖLÜMLE BURUN BURUNA GELDİ
Eşi Mehmet Ali Uludağ da zabıta olarak çalıştığı mesleğinden ihraç edildi. Hakkında soruşturma açılınca, sekiz ay boyunca bir arkadaşının evinde saklanmak zorunda kaldı. Bu arada evine sürekli polis geldiğinden ailesine zarar gelmemesi için Mehmet Ali Uludağ Almanya’ya iltica etmeye karar verdi. Esma Uludağ da eşinden üç ay sonra yurt dışına çıkma kararı aldı. Özgürlük için önce Ege Denizinde, ardından Meriç Nehrinde şansını denedi.
Üç çocuğuyla beraber beş kez nehirleri, denizleri aşma girişiminde bulundu. 25 gün süren Türkiye’den çıkma girişimi sırasında defalarca ölümle burun buruna geldiler. En sonunda sınırın diğer tarafına, Yunanistan’a ulaşmayı başardılar. Yolculuk sırasında bebeğiyle birlikte bir kanala düştüğünde, bedeni suya batmış halde bebeğini havaya kaldırıp ellerinin üzerinde taşıdı. Kendisine eşlik eden bir yol arkadaşı bilişim uzmanı Sait Kılıç’ın çektiği videoda kızının “Anne dondum.” diye ağlamaları hafızalara kazındı.
AİLE BİRLEŞİMİ İÇİN 6,5 AY BEKLEDİ
Aile birleşim için altı buçuk ay bekledikleri Atina’da sekiz defa ev değiştirmek zorunda kaldılar. Sekizinci eve taşındığı gün, eşine mesaj atıp “İyi değilim.” dedi. Üç çocuğuyla yaşadıkları artık ağır geliyordu. Yaşadığı sıkıntı ve strese bağlı olarak vücudunda sivilceler çıkmaya, kalbi teklemeye, bedeni yavaş yavaş uyuşmaya başlamıştı, psikolojisi de iyi değildi. Yeni bir eve taşındıkları günün akşamında önce felç, ardından beyin kanaması geçirdi. Esma Uludağ, 1600 km uzaklıktaki eşine mesajla durumunun kötü olduğunu bildirdi. Eşi Atina’da ulaşabildiği herkese ulaşmaya çalıştı, “Merak etme, ambulans ayarlıyorum, gelecek” dedi.
“ONU ÇOK SEVDİĞİMİ SÖYLEYİN”
Mehmet Uludağ’ın arkadaşları gelip kapıyı çaldığında Esma Uludağ artık yürüyemiyordu. Ayakta durmakta zorlanan Esma Hanım, sürünerek önce asansöre, ardından giriş katına ulaşarak yine sürüne sürüne apartmanın dış kapısını güç bela açabildi ve olduğu yere yığıldı. Bu sırada cezaevinden arkadaşı Ayşen Albayrak geldi. Onu görünce sevindi. “Çok korktum çocukların yanında bana bir şey olacak da korkarlar diye. Artık gözüm arkada kalmaz sen geldiğine göre” dedi.
Ambulans geldiğinde sedyeye kendisi yatan Esma Uludağ, eşinin arkadaşına “Onu çok sevdiğimi söyleyin” diye tembihledi. Esma Uludağ hastanede yarım saat süren müdahaleye rağmen kurtarılamadı. “İlk kez çaresizlik nedir, tam anlamıyla orada öğrendim” diyor eşi Mehmet Ali Uludağ o günü anlatırken.
SIRA DIŞI BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ
Gediz Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulundan birincilikle mezun olan Esma Uludağ, sıra dışı bir başarı öyküsüne sahip. 32 yaşındaki Uludağ, 2007 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Fizik Bölümünü bitirdi, 2009’da bu kez Celal Bayar Üniversitesinde lisanüstü eğitimi gördü. Bu arada evlendi, memur oldu, anne oldu ama öğrencilikten asla kopmadı. Son olarak Gediz Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulunu kazandı.
Bir yandan İzmir Karabağlar Kaymakamlığında çalışıp eğitimini sürdürdü, diğer yandan da çocuklarına annelik yaptı. Bu sırada 3’üncü çocuğunu dünyaya getirdi. Memurluğa ve anneliğe öğrenciliği ekleyen Esma Uludağ, derslerinde de üstün başarı elde etti. 4 üzerinden 3.89 not ortalamasıyla tüm arkadaşlarını geride bıraktı. Bölüm birincisi olarak diplomasını 8 yaşındaki oğlu Veli Said, 4 yaşındaki kızı Müşerref Zümra ve 38 günlük bebeği Ceyda ile beraber aldı.
ÜÇÜNCÜ ÜNİVERSİTESİNİ AVRUPA’DA OKUYACAKTI
Öğrenme ve kendini geliştirme merakıyla bilinen Esma Uludağ iki üniversite bitirmişti, üçüncüsünü ise özgür olmak için yola çıktığı Avrupa’da tamamlamak istiyordu. Yaşasaydı, hukuk okuyup insan hakları savunucusu bir avukat olmak en büyük hayaliydi.Esma Uludağ’ın 20 Nisan 2015 sabahı bir polis baskınıyla başlayan yolculuğundan geriye üç çocuk, özlem dolu bir eş, hayalleri kaldı. Uludağ ve çocuklarının o yürüyüş sırasında giydikleri kıyafetler Tenkil Müzesinin koleksiyonuna bağışlandı. Kıyafetler peyder pey, gezici sergiler kapsamında tüm dünyada sergileniyor.