Türkiyeli Mülteci Huriye Genç, Yunanistan’da resim sergisi açtı. Kimya öğretmeni Huriye Genç, Türkiye’de yaşanan insan hakları kıyımını ve mültecilerin yaşadıklarını tuvale aktardı.
Barbaros Kaya
BOLD/ÖZEL- Çevresinde yaşanılan travmaları insanlığa duyurmayı ve herkese farkındalık kazandırmayı amaçlayan mülteci Huriye Genç, “Yaşanılan bu mağduriyetlere karşı kayıtsız kalmamam gerekiyordu. Tüm resimlerimi sadece bu güdü ile çizdim’’ diyerek, resim yapmasının kutsal bir amaç taşıdığını belirtti.
2 çocuk annesi Huriye Genç, kimya öğretmeni. Çocukluğundan bu yana her zaman resme merakı oldu ama resim üzerine kariyer planlaması yapamadı. 15 Temmuz’dan sonra çalıştığı dershane kapatıldı. Kısa bir süre yeni bir iş bulma mücadelesi verdi ama en son çalıştığı yer Hizmet Hareketi’ne ait bir kurum olduğu için kimse iş vermedi. İş bulamamasının yanında bir de dershanede öğretmenlik yaptığı için hakkında arama ve yakalama kararı çıkartıldı.
SAKLANDIĞI EVDE ÇİZMEYE BAŞLADI
Bir evde ailesi ile birlikte saklanan Genç, eskiden kalma resim merakını harekete geçirdi ve çizmeye başladı. Çizdiği resimlerde çoğu zaman kendisi gibi hak mağduriyeti yaşamış aileleri konu aldı. İki buçuk yıllık aranma sürecinde durmadan duygularını tuvale aktardı ve çizdikleri bu resimleri sosyal medya üzerinden satarak bu zorlu dönemde ailesinin geçimini sağladı. Resim yapıp satarak Türkiye’de iki buçuk yıl yaşayan Genç ailesi, Ağustos 2018’de Meriç Nehri üzerinden Yunanistan’a sığınmak için göç ettiler.
Genç, ‘’Bu göç esnasında gördüklerim ve duyduklarım, trajik olaylar hala hafızamda çok canlı, en ufak detayına kadar hatırlıyorum. Resim çizerken de en önemli ilham kaynağım bu trajik olaylar’’ dedi ve resim yaparken konu belirleme aşamasında neden bu olayları anlatmak istediğinden bahsetti.
‘’Meriç Nehrin’den geçerek Türkiye’den çıkmak zorunda kalan birçok insan var. Bunlar arasında birçok arkadaşım da bulunuyor. Bu zorlu yolda görmemeleri, yaşamamaları gereken tecrübelere şahit oluyorlar. Ölüm riski, yakalanma riski, hayatta kalma çabası, mülteci kampı, nezaret ve bataklık gibi bir yol. Tüm bunlar özellikle kadın ve çocuklar için asla unutulmayacak bir trajedi. Ben ve ailem de aynı tecrübeyi yaşadık. İki çocuğum ve eşimle bu yollardan geçtik. Tüm bu yaşanılanları görünce tabi ki resim yaparken ilham kaynağım bu hikayeler olacak’’ diyerek neden resim çizdiğini açıkladı.
“BİRÇOK DEFA AĞLAYARAK ÇİZİME ARA VERİYORUM”
Bir resmin tamamlanma süreci yaklaşık 1 hafta sürüyor. Genç, ele aldığı konu ile birlikte bir hafta boyunca resimdeki karakter ile yer değiştirdiğini ve ileri derecede empati kurarak kendini resimdeki özne konumuna getirdiğini belirtti. ‘’Her zaman konuyu içselleştirerek empati yaparım. Kendimi olayın merkezine koyarım ve resimlerimi o duygu ile çizerim’’ diyerek empatiyi istemsizce yaptığını söyledi.
Resim çizme sürecinde birçok defa ağladığından bahseden Genç “Kaç kez elimde fırça ile ağlayarak resme ara verdiğim zaman oldu. Bu konuları işlemek gerçekten çok zor. Bir anda renkler sizi o duyguya sokabiliyor ve kendinizi tutamıyorsunuz” dedi.
“BOĞULAN BİR AİLEYLE AYNI KADERİ YAŞAYABİLİRİZ”
2017’de Türkiye’de hapse düşmemek için Yunanistan’a geçmeye çalışan ve Ege’de can veren Maden Ailesi’nin dramını resmetmek, iki çocuklu bir anne için şüphesiz en zor çalışma olacaktır. Genç, haftalarca bu resmi bitiremediğini söyledi. “Ne zaman fırçamı elime alsam duygusal yoğunluk yaşıyordum. 3 çocuk, anne ve baba olarak botla geçerken boğulan bir ailenin resmini yapmak ve aynı kaderi sizin de yaşama ihtimalinizin olması çok farklı bir hissiyat. Ama bu resmi çizmek zorundaydım, çünkü dünyanın böyle bir olay yaşandığından haberi olmak zorunda’’ diyerek yaşanılanları duyurma çabasından bahsetti.
“YANI BAŞIMIZDA YAŞANANLARA DUYARSIZ KALAMAYIZ”
Genç, yaptığı “Göç Yolu” temalı resimlerini, Hestia Hellas vakfının ev sahipliği ile birlikte sergilemeye başladı. Birçok Yunan vatandaşın, mültecinin ve aktivistin ziyaret ettiği sergide Göç Yolu” temalı resimler ilgi odağı oldu. Resimlerin kurgu olmadığını ve her birinin yaşanmış hikayeler olduğunu öğrenen insanlar, yaşanılanlar karşısında çok şaşırdı.
Sergiyi gezen Sofi Mathioudakis de kimya öğretmeni. Gördükleri karşısında duygularına hakim olamayıp ‘’Bu yaşanılanlar çok korkunç, kimsenin bunları yaşamaması gerekirdi. Kulağımıza bir şeyler yaşandığına dair duyumlar geliyordu ama burada gördüklerim ve duyduklarım çok daha farklı. Resimler çok gerçekçi ve insanı etkiliyor. Bu resimlerden biri keşke satılık olsa da satın alabilsem, evime götürebilsem. Çünkü hemen yanı başımda bu olaylar yaşanırken, hiçbir şey olmamış gibi yaşamak istemiyorum.’’ dedi ve duygularını ifade ederken gözyaşlarına hakim olamadı.
Sergiyi gezen Milton hanım, Hollandalı bir fotoğrafçı. “Resimler çok etkileyici. Sanki olay anında oradaymış ve vizörden bakıyormuş gibi kaydedilmiş anlar. Teknik açıdan çok başarılı. İçerik olarak ise fazlasıyla kayda değer bir konu zaten. Yaşanılanların bu kadar zor olduğunu bilmiyordum. Benim için bilgilendirici de oldu. Ayrıca fotoğraf projesi olarak yapacağım bir konunun da ilham kaynağı olma yolunda ilerliyor” diyerek düşüncelerini paylaştı.
Amerikalı Hestia gönüllüsü Ray Bredbury ise, sergiyi çok beğendiğini ve bundan sonra yaşanılanlar için daha fazla mücadele edeceğini dile getirdi.
Aynı yolları kullanarak, aynı manzarayı görmüş Türk mülteciler de sergiyi ziyaret edenler arasındaydı. Kendi hikayelerinin tuvale yansımasından ve herkese duyurulmasından çok memnun olduklarını ifade ettiler.
İki çocuk annesi Genç, resimlerinde “ANNE” imzasını kullanıyor ve yaşananları hep bir anne perspektifinden yansıtmaya çalıştığını söylüyor.
Huriye Genç, Yunanistan’da yeni bir hayat kurma mücadelesinde resim çizmeye devam ediyor. Her hafta bir resim bitirip bunu sosyal medya üzerinden satışa sunuyor. @renklituvaller Twitter hesabından çizdiği resimleri sergiliyor. Aynı zamanda resimlerinin bazılarını buradan satışa çıkartıyor. Ama “Göç Yolu” olarak nitelendirdiği, mağduriyet hikayelerini konu alan resimlerini satmaya niyeti yok. Bütün bu resimler için gelecekte daha büyük bir projesi var.