KHK mağduru Doç. Dr. Mustafa Ulaşlı’nın hikâyesini köşesine taşıyan Nihal Bengisu Karaca, yeni tip Koronavirüs’le (Covid-19) mücadele için KHK ile görevden uzaklaştırılmış doktorların göreve çağrılması gerektiğini yazdı.
BOLD-Türkiye’de hızla yayılan yeni tip Koronavirüs (Covid-19) ile mücadele etmek amacıyla her gün yeni tedbirler alınıyor. Sağlık çalışanlarına büyük bir iş düştüğünü vurgulayan Habertürk Yazarı Nihal Bengisu Karaca, KHK ile işlerine son verilmiş binlerce sağlık çalışanının tekrar göreve çağrılması gerektiğini vurguladı.
“BİNLERCE KHK’LI DOKTOR VE SAĞLIK ÇALIŞANI VAR!”
Çalışabilecek durumdaki emekli doktorlar arasından virüs bağışıklığı kazanmış ve istekli olanların göreve çağrılmasının düşünüldüğünü ifade eden Karaca, “Ama ondan önce, KHK ile işlerine son verilmiş binlerce genç-50 yaş altı doktor ve sağlık çalışanı arasından mahkemede aleyhine kanıt sunulamamış olanlar, takipsizlik kararı verilenlerin çağrılması düşünülmeli.” uyarısında bulundu.
Türkiye’de koronavirüs üzerine araştırma yapmış tek doktor olan ama KHK ile ihraç edilen Doç. Dr. Mustafa Ulaşlı’nın hikâyesini köşesine taşıyan Karaca, Ulaşlı’nın Twitter dan paylaştığı şu açıklamayı sayfasında paylaştı; “Türkiye’de Coronavirus üzerine doktora yapmış belki de tek kişiyim. Hukuki olarak aklanmama rağmen 3,5 yıldır KHK mağduru olarak atıl bir kenarda tutulmam ülke adına, insanlık adına bir kayıp değil mi sizce? Bu yanlıştan ne zaman dönülecek acaba?”
Mustafa Ulaşlı’nın ABD Princeton Üniversitesi ve Hollanda’da Groningen Üniversitesi’nde toplam 7 yıl koronavirüs üzerine çalıştığını anlatan Karaca, “Daha sonra Gaziantep Üniversitesi Tıbbi Biyoloji Ana ilim Dalı ve Genetik Bölümünde devam etmiş, 2016’da KHK ile görevinden ihraç edilmiş.” dedi.
“GÖREVE ÇAĞIRMADA ÇEKİNGENLİK GÖSTERİLMEMELİ”
Ulaşlı hakkında yürütülen soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığını vurgulayan Karaca, “Böyle cezaevinde de olmayan, hakkında doğru dürüst bir suçlama bulunmayan, aklanmış ama işine dönememiş -ki bu zaten hukuki açıdan büyük bir sorun-yahut hakkında takipsizlik kararı verilmiş doktor ve sağlık çalışanlarının göreve çağrılmasında çekingenlik gösterilmemeli diye düşünüyorum. Emek, kapasite ve potansiyel kaybını göze almaya lüzum olmadığı kanısındayım.” ifadesini kullandı.
“ALKIŞLARIN YETMEDİĞİ ZOR GÜNLERİN GELECEĞİNİ TAHMİN EDEBİLİYORUZ”
Sürecin uzaması durumunda sağlık çalışanlarında ‘tükenmişlik sendromu’ yaşana bileceğini belirten Karaca, “Alkışlayarak izale edilmeyecek bir sorun… Kaldı ki, enfekte olmaları halinde yaşanacak işgücü kaybının sonucu göze alınabilir, kabul edilebilir olan bir bedel değil. Söz konusu olan insan canı ve tek hedef hasta olanları hayatta tutmak, ülkenin bu krizde yaşayacağı maliyeti minimumda tutabilmek olmalı.” sözleriyle sağlık personeline olan ihtiyaca vurgu yaptı.
Eşinin de doktor olduğunu belirten Karaca, “Alkışı hak ediyorlar. Alkıştan fazlasını da. O yüzden, birkaç akşamdır balkona çıkıp var gücümle alkışlıyorum. Ancak alkışın yetmediğini, daha zorlu günlerin geleceğini de tahmin edebiliyoruz.” görüşünü savundu.